Mustafa Özyurt

227- KALEME HÜRMET

Mustafa Özyurt

Kalem, yazıya vasıta olan şerefi Allah c.c. tarafından yüceltilmiş, hadisi şerife görede C. Hakkın ilk yarattığı maddedir. Efendimi s.a.v.in nurunun bir kısmından evvela levhı mahfuz, ikinci kısmındanda KALEM yaratıldı. Müteakıben kaleme YAZ diye emredildi. Kalemde bu emrin heybetinden bir yıl titredi. Ve sonra, ne yazacağını sordu: Allahtan başka İlah yoktur, hz. Muhammed Allahın rasülüdür” diye yaz denildi. (Sahihi Tirmizi c. 8-1934 s320)
Şüphesiz ki, Allahın üzerine yemin ettiği kalem KALEMİ İLAHİ’dir. Mahiyetini bilemeyiz. Onun bizim kalemlerimiz gibi yontulmaya ihtiyacıda yoktur. Hangi nevi kalem olursa olsun ilme ve sanata vesile olması bakımından kadri yücedir. Kuranı Kerim ve Hadisi Şeriflerin ve daha birçok eserlerin iddiasına vesile olan kalem’e Müslümanlar hürmet göstermişlerdir. İlim ve sdanat yolunda ömür tüketmiş âlim ve sanatkârlar açtıkları kalem yongalarını hiç zayi etmeden biriktirenler olmuş. Ahi ömründe yakınlarına cenaze suyumu kalem yongalarımla ısıtın diye vasiyet etmişlerdir. Rivayete göre, külünüde kabirlerine gömdürmüşlerdir.
Kalem yongaları bu anlayışla asırlardır ya yakılmış ya da toprağa gömülmüştür. Öyle ki, halk dahi, kâğıt ve kaleme hürmetsizliğin FAKİRLİĞE ve benzeri çeşitli belalara sebep olacağına, böyle hürmetsizlik eden kimseye Allahın himmet ve feyiz kapılarını kapatacağına inanmışlar. 
Bu inanışın en güzel misalin hz. Âlinin şu sözlerinde buluruz. Halifeliği zamanında kıtale yani katilliğe varan ihtilafların içinde muzdarip iken Allaha şöyle ŞEKVA eder” Ya rabbi! Koyun sürüsü arasından geçmedim. Yani Müslümanlar arasında fitneye sebep olmadım. Birliği dağıtmadım. Kalem yongası üzerine oturmadım. Yani ilim ve hikmet ehline hürmetsizlik etmedim. İç donumu ayda da giymedim(yani sadece insanlar arasında değil tenhada dahi haya elbisemi çıkarmadım. Bu kaygı bana nereden geldi? (Nefeszade İbrahim Gülizar sevap age s.104)
Bu ne ince muhasebe, bu ne ince hikmettir. Bu sözüyle hz. Ali efendimiz, fitneyi ilme saygısızlık ahlaksızlığı bir milltin ölümün hazırlayan sebepler olarak zikretmiştir.
İmamı Azam, talebe okuturken kalemi, yere koymalarına razı olmazmış. İmamı Şafi hz. “insanlar fıkıhda Ebu Hanifenin çolukçocuğu gibidirler. Onun kabrini hergün ziyaret ediyorum. Bir ihtiyacım olsa onu ziyaret eder orada iki rekât namaz kılar, Allah c.c.den hacet isterim. Ve istediğim verilir”buyurmuştur.
Hz. Üstazimız” kalemsiz talebe kurşunsuz avcıya benzer” buyurmuşlar.(1998 Ocak 13 f.t.)
Talebeye yakışan, hocasına saygılı olması ve ona hizmet etmenin bir şeref olduğunu göstermesidir. Hocasının nasihatlerini, cahil bir hastanın mütehassıs (uzman) ve müşfik bir doktorun nasihatlerini dinleyip kabul etmesidir. (f.t.)
Kuranı Kerime hürmet, mukaddesata hürmettendir. Malik b. Enes r.a.  buyurdu ki:” Ashabı kiram mushafı şerifi kılıfsız taşımazlardı. Mushafı şerifi, hacerulesvedi, kabe-i muazzamanın eşiğini tazim için öpmek caizdir. Kuranı kerim, temiz yerlerde, avret mahalli örtülü ve kuranı dinleyecek vaziyette bulunan kimselerin yanlarında seslice okunabilir. Temiz olmayan, avret mahalli açık, başka bir işle meşğul olanların yanında okumak mekruhtur. (Devam edecek)

Yazarın Diğer Yazıları