Mustafa Özyurt

215- KÂBE-İ M. VE RAVZA-İ MUTAHHARA'DAKİ HATLAR

Mustafa Özyurt

3) Bazı âyetler, yapının bânîsini -ya da o mekânda yaşamış veya defnedilmiş birinidoğrudan ya da dolaylı ilgilendirebilmektedir. Örnek olarak, Kâbe örtüsüne Hz. İbrahim’e insanları Kâbe’ye davet etmesi ve oğlu ile birlikte Kâbe’yi inşâ edişleriyle ilgili âyetlerin, Mescid-i Haram’ın -Osmanlı ve daha önceki dönemlerden kalma- kapılarına bunları inşâ eden şahıslarla ilgili âyetlerin, Mescid-i Nebevî’nin kıble duvarına, Hücre/Ravza, minber vb. örtülerine Hz. Peygamber ile ilgili -bilhassa Muhammed ve Nebî6 lâfızlarını içeren- âyetlerin, ayrıca, şu anki mihrapta7 bulunan, Hücre’nin arka duvarına “VE SÎKA’LLEZÎNE’TTEKAV RABBEHÜM İLE’L- CENNETİ ZÜMER”8 âyetinin, Ravza ön duvarına, bu mescitte Hz. Peygamber’le birlikte İslâm devletinin temellerini atan Ashâb-ı Kirâm’la ilgili “Muhammedün rasûlû’llâh ve’llezîne ma’ahû”9, Kayıtbay ve Kanunî mihraplarına, yine sahabîlerin vasıflarından söz eden “ET-TÂİBÛNE’L-‘ÂBİDÛNE”10 âyetinin yazılması; Mescid-i Nebevî’nin Kadınlar kapısına “VE MEN YAKNÜT MİNKÜNNE”11 âyetlerinin, Cibrîl kapısına “FE-İNNA’LLÂHE HÜVE MEVLÂHU VE CİBRÎL”12… âyetinin yazılması verilebilir.
Bunun enfes örneklerinden biri de Kanunî Sultan Süleyman’ın Kâbe’ye hediye ettiği -şu an mevcut olmayan- şâhane minbere “İNNEHÛ MİN SÜLEYMÂNE VE İNNEHÛ BİSMİ’LLÂHİ’R-RAHMÂNİ’R- RAHÎM” âyetinin yazılmasıdır. “İNNEHÛ MİN SÜLEYMÂN…” ibaresi esasen Hz. Süleyman’ın Sebâ kraliçesine yazdığı mektupla ilgilidir; ancak minbere yazılmakla innehû’daki zamirin mercii değiştirilerek âyet “Bu minber Kanunî Sultan Süleyman’dan Kâbe-i Muazzama’ya bir hediyedir.” mânasında iktibâs edilmiş olmaktadır. Mâlum, bir yere âyet/hadis yazılırken, -tıpkı edebiyattaki iktibaslarda olduğu gibi- cümlenin aslî mânasında alınması şart değildir.
4) Bazı âyetler, yapının herhangi bir biriminin fonksiyonuna ilişkin olabilmektedir. Ravza-i Mutahhara’daki üç mihraba kıble âyeti olan “KAD NERÂ… FE-VELLİ VECHEK.”13 âyetinin yanı sıra, Kanunî ve Kayıtbay mihraplarına mihrap kelimesini içeren “KÜLLEMÂ DEHALE ALEYHÂ ZEKERİYYE’L-MİHRÂB”14 ifadesinin yazılması gibi.
İkinci olarak; sultan/halîfe adına hutbe îrad edilen minberler siyasî bir niteliğe de sahip olduğu için, minber kapılarına, devletin temel akîdesini yansıtan Kelime-i Tevhîd yazılması gelenekselleşmiştir. Mescid-i Nebevî minberinin girişinde de Kelime-i Tevhîd yazılıdır. Minberlerin Cuma namazıyla bağlantısı düşünüldüğünde, Cuma sûresinin Cuma namazını konu alan âyetlerinin; minberde îrad edilen hutbelerde Hz. Peygamber’e salât ü selâm getirildiği düşünüldüğünde ise, “İNNA’LLÂHE VE MELÂİKETEHÛ YUSALLÛNE ‘ALE’N-NEBİYY…”15 âyetinin yazılış amacı anlaşılır.(Devamı edecek)
 

Yazarın Diğer Yazıları