
195-HENDEK HARBİ
Mustafa Özyurt
Hendek kazısı nasıl olmuştu? Müslümanlar buna nasıl hazırlanıyorlardı? Medineyi nasıl koruyacaklardı?
Evet, sahâbe, Peygamberiyle, rehberiyle, her şeylerini Allah’ın Resûlü ile paylaşmanın mutluluğunu tadarak tüm acılara, açlık ve sefalete göğüs germişlerdi. Çoluk çocuk demeden bütün sahâbe, herkes elinden gelen fedakârlığı göstererek Peygamberin etrafında düşmana karşı kenetlenmişlerdi.
Bu üstün gayret ve çalışmalarına karşılık açlık had safhadaydı. Herkes aç, herkes açıkta; hiçbirinin durumu diğerinden farklı değildi. Açlıktan göbeğine bir taş bağladığını sahâbeden biri Peygambere bildirince, kendisinin iki taş bağladığını göstererek, dertlerinin ve sevinçlerinin bir olduğuna işaret etmişti. Lider aç, lidere tâbi olan da aç idi.
İslâmda lider tok, yöneten sırtı pekiyi iken tâbi yani yönetilen aç kalamaz ve kalmamalıdır. Böyle bir şeyin müslümanın hayat felsefesinde asla yeri yoktur. Bu dava büyük! Bu davada komutan rahatta, Asker cefada olamaz.
Burası Hendek, Hendek’te ise kazı var, Arap savaş tekniğinde olmayan bir savaş tekniği. Hendek’te dünyanın bir daha hiç göremeyeceği bir destan yazılıyordu. Bir fedakârlık örneği gösteriliyordu. Bir birlik ve beraberlik, kardeşlik ve dostluk örnekleri sergileniyordu. Peygamberin etrafında kenetlenmiş bir ümmet, Allah ve Resûlu için neleri feda edeceklerini hâl ve hareketleriyle izah etmeye çalışıyorlardı.
O kadar açlık ve sefaletle niçin boğuşuluyordu? Onların içinde onlarla beraber olan bir peygamber yok muydu? Neden Peygamber bir mucize göstererek tüm meşakkatlerden onları kurtarmıyordu? Yani kendilerine, gökten inecek hazır bir sofra neden istemiyorlardı? Hendeğin melekler tarafından kazılmasını neden Allah’tan dilemiyorlardı?