
193- HENDEK -YEDİ MESCİTLER
Mustafa Özyurt
Hicretin 5 yılı Şevval ayında savaş taktiği hendek kazıldığı için bu ismi aldı. Düşman taraf da birden fazla gruplar olduğu için “hizibler grubu manasında Kur’anı Kerim de “ Ahzab harbi”denilmektedir. Yaklaşık 5,5 km. uzunluğunda, genişliği 9 m. derinliği ise 4,5 m. kadardı. Efendimiz s.a.av.) ordusunun arkasını dağa, ön tarafında Hendeğe bakmak üzere yerleştirdi. Müslümanlar 3000, müşrikler ise müttefiklerle birlikte 10-12000 kişi civarındaydı. Savaş 20 gün kadar devam etti. Soğuk ve şiddetli fırtınanı baş göstermesi ve müşriklerin erzaklarının tükenmesi ise kaçışmaya başlamalarına sebeblerden biridir. Tabi ki bunun mucizevî sebebi vardı. Fahri kâinatımız, Müslümanları teşvik için bizzat kendisi toprak taşır ve mübarek elleriyle Hendek hafrına çalışırdı. Selmani Farisi, hem bedenen kuvvetli ve hem de bu misüllü işlere alışık olduğundan on kişinin işini görürdü.
Ensardan, Beşir i. Sadın kızı ki, Numan i. Beşir’e ve dayısına Abdullah i. Revahaya biraz hurma göndermişti. Allah onlardan razı olsun. O kızcağız geçerken Rasülüllah onu çağırdı. Ve şu hurmaları getir” diye buyurdu. O da, hurmaları Efendimizin iki avucuna koydu. Avuçları dolmadı. Fahri Âlem bir bez getirdi ve hurmaları o bezin üzerine yaydı ve Eshab-ı kiramdan birine emretti. Hendekte işleyenleri çağırttı. Takım takım geldiler, doyuncaya kadar yediler. Onlar yedikçe hurma ziyadeleşip o döşemenin etrafından taşardı.
Yine Ensar’dan, Cabir (R.A.) Hz. nin bir zayıf koyunu vardı. Bir gün hendek hafrine giderken o koyunu pişirmek ve biraz da arpa ekmeği yapmak üzere zevcesine emretmişti. Akşamüstü hanesine avdet ederken, Rasülü Ekremi akşam taamına davet etti.
Rasülü Ekrem ise” Bu akşam Rasülüllahla birlikte taam etmek üzere Cabir’in Hanesine buyurunuz” diye dellal çağırttı. Cabir ise yalnız Efendimizi davet etmiş olup böyle bir ordu halkı için hiç hazırlığı olmadığından ne yapacağını şaşırdı. Artık ne yapsın? Çare yok, hemen hanesine geldi ve bir miktar arpa ekmeği ile koyunu huzuru nebeviye getirdi.
Fahri Âlem, ona bereketle dua etti. Ve “ Bismillah deyip yedi. Badehü hendekte çalışanların hepsi geldiler. Takım takım oturup doyuncaya kadar yediler ve bir koyunu bitiremediler.
Bir mucize: Hendek kazıldığı sıradahava sovuktu. Sert bir şimal rüzgarı esiyordu. Hendeğin bir yerinde bir kaya çıkmıştı. Külünkler işlemez oldu. Eshabdan bazıları Efendimize haber verdiler. Efendimiz oraya vardı. Mübarek eliyle külüngü aldı ve “ Bismillah” deyip vurdu. O kayanın üç de birini yerinden kopardı. Hemen: “ Allahü Ekber, bana Şam’ın anahtarları verildi. Vallahi ben şu satte Şam’ın kırmızı köşklerini görüyorum” diye buyurdu. Badehü yine; “ Bismillah deyip külünk ile vurdu. Ve kayanın diğer üçte birini daha kopardı. Hemen “ Allahü Ekber, Faris ikliminin anahtarları verildi. Vallahi, ben şu anda Medain-i Kisranın beyaz köşklerini görüyorum” diye buyurdu.
Üçüncü defa olarak da yine “ Bismillah “ deyip külünki vurdu ve o kayanın bakıyyesini dahi yerinden kopardı.
Yine “ Allahü Ekber. Yemenin anahtarları verildi. Vallahi ben şimdi Sana’nın kapılarını görüyorum” buyurdu. Hendk kazma işi altı günde tamamlandı. Bu ilahi mucizevi bir harekettir Efendimizden(İbni Sa’d a.g.e, c. 2. S. 67).(devam edecek)