
186-UHUD SAVAŞI (H. 3/M. 625)
Mustafa Özyurt
Medineyi kuzeyden kuşatan, 8 km. uzunluğundaki Uhud dağının Mescid-i Nebeviye mesafesi 5 km.dir. Her hangi bir dağ silsilesine bağlı değildir. Tek başına bulunduğu için bu ismi almıştır. 110 m.yüksekliktedir. Ve bu gün şehre dâhildir. Efendimiz s.a.v. Uhud’dan övgüyle bahsetmiş” Uhud bizi sever bizde Uhud’u severiz “buyurmuş.
Bedir savaşında ağır bir yenilgiye uğrayan Kureyşliler intikam almak için, Bedirden bir yıl sonra 3000 kişilik bir ordu ile Medineye yürüdüler. Rasülüllah Efendimiz de 700 kişilik bir ordu ile Uhud dağının eteklerine geldi. Arka tarafı emniyete almak için Ayneyn tepesine okçular yerleştirdi. Çetin geçen bu savaşta Allah Rasülünün dişi kırıldışehid oldu, dudağı ve yanağı yaralandı. Aralarında Hz. Hamza’nın da bulunduğu 70 sahabi şehit oldu.
Efendimiz; Uhud dağı anıldığı zaman” Allaha yemin ederim ki, eshabımla birlikte şehid olup Uhud dağının eteğinde gecelemeyi ne kadar isterdim” buyuran Efendimiz s.a.v. bu şehidliği ziyaret eder ve yüksek sesle “ Sabrettiğiniz için size selam olsun. Ahret saadeti ne güzeldir” mealindeki ayeti kerimeyi okurdu. Bir defasında “Allahım! Kulun ve rasülün onların şehid olduklarına şehadet eder, onlarda kıyamet gününe kadar kim kendilerini ziyaret eder veya selam verirse kendisine mukabelede bulunurlar” buyurmuştur.
Hz. Fatıma validemiz, haftada bir veya iki defa fırsat buldukça ziyarete gelir Hz. Hamzanın kabrini düzeltir dua ederdi. Rasülüllahımızın hanımı Ümmü Seleme annemiz her ay buraya giderek şehidleri selamlardı. Sad. bebiVakkasr.a. ise şehitleri ziyaretten sonra “ siz selamınıza karşılık verecek bir topluluğa selam vermezmisiniz ki onlar kıyamete kadar selam verene mukabele edeceklerdir” derdi. Ömer i. Abdülaziz Medine valiliği döneminde buralarda düzenleme yaptırdı ve Halifesinin annesi Nasırı Lidinillahın Hz. Havzanın bu günkü türbesini yaptırdı.
Bir Cuma gecesi Rasülüllah Efendimiz, rüyasında görmüş ki, bir takım sığırlar boğazlanıyor. Zülfikar nam kılıncının ucu kırılıp bir gedik peyda olmuş ve arkalarına bir muhkem zırh giymiş mübarek elini o zırhın yakasına sokmuş. Ertesi gün Efendimiz, bu rüyayı eshabıkiramına “ Boğazlanan sığırlar, eshabımdankatlolunacak zevata ve kılıcımın ucundaki gedik, Ehli beytimden birinin katlolunacağına işarettir” diye tabir etti. Eshabıyle istişare neticesi Efendimiz şehir dışında savaşmaya karar verdi. Ehli İslam Uhud dağına arkasını verdi. Medineye karşı saf olup durdu.
Ayneyn tepesinde Fahri kâinatımız Abdullah i. Cübeyr’i 50 nefer okçu ile vazifelendirdi. Hz. Hanzala bu savaşta şehit olanlardandır. Ebu Dücanehz.leri Efendimizin üzerine kapanıp düşman oklarına ve taşlarına kendini siper ederdi bu cihetle pek çok yerinden mecruh oldu. Hz. Talha keza,.Şehidlerin efendisi seyidi şüheda hz. Hamza efendimizde buradadır.
Efendimiz s.a.v. yaralandığında, kendisinin kanı yeryüzüne damlayıpta ondan dolayı kavmine azap nazil olmasın diye yüzünden akan kanları siler ve “ Ya Rabbi! Kavmim cahildir. Sen onlara hidayet et” diye dua ederdi. Badehü Hz. Ali, Rasülüllahın yüzünü yıkadı ve abdest alıp öğle namazı kılındı. Mübarek yüzüne batmış olan iki halkayı, Ebu Ubeyde i. Cerrah r.a. ön dişleriyle tutup çıkardı ve çıkarırken kendisinin iki dişi düştü. Rasülüllahın merak ettiği Sa’d i. Rabi yi, Muhammed i. Meslemer.a. şehidler arasında buldu. Onu görünce gözünü açtı ve “ Rasülüllaha benim selamımı tebliğ et ve söyle ki: Ben cennitin kokusunu duyuyorum. Kavmine de benden selam eyle ve söyle ki: Kirpikleriniz kımıldadıkça peygamberinize ihlâs hususunda indellah mazur olamazsınınz” dedi ve ruhunu teslim etti.
Hz. Hamza için ise: Cibrili Emin nazil oldu ve Hz. Hamza göklerde” Allahınarslanı ve Rasülüllahınarslanı” diye yazılmış olduğunu haber verdi. Bir ara, Muhammed öldü diye bağıran şeytandır.
Cebrail ve Mikail a.s.lar Efendimizin önüne yanına durup muhafaza ettikleri kayıtlarda vardır.(devam edecek)