Mustafa Özyurt

132- TESBİH

Mustafa Özyurt

Hz. Muâviye’nin rivâyetine göre, birgün Peygamberimiz (a.s.v.) Sahabîlerden bir kısmının bir halka teşkil ederek oturduklarını gördü. Yanlarına vardı ve sordu: “Ne maksatla bir araya gelip burada oturdunuz?”
       Onlar, “Bize İslâm gibi bir din bahşeden ve bu yolla bizi imtihana tâbi tutan Allah’ı zikretmek ve ona hamdetmek için oturduk” dediler. Peygamberimiz bir defa daha sorup, onlardan yeminli bir cevap aldıktan sonra şöyle buyurdu:
        “Sizi suçlamak için yemin ettirdiğimi sanmayın. Lâkin şu var ki; bana Cibril geldi, Aziz ve Celîl olan Allah’ın meleklerine karşı sizinle iftihar ettiğini haber verdi.” 
       Görüldüğü gibi, Peygamber Efendimiz, namazdan sonra olmasa da, herhangi bir vesileyle bir araya gelip zikir ve tesbihle meşgul olan mü’minleri bile medhetmiştir. Her ne kadar namaz tesbihatı Peygamberimizin (a.s.v.) zamanında cemaat halinde toplu olarak yapılmamış olsa dahi, daha sonraki müçtehid imamlar zamanından itibaren her namaz kılanın rahatlıkla yapabilmesi ve zikrin sevabından mahrum kalmaması için cemaat halinde yapılmasının daha faydalı olacağı esas olarak benimsenmiştir.
       Cemaatle kılınan namazlardan sonra, cemaatin bulundukları yerden ayrılarak sünneti ve tesbihi mümkünse değişik yerlerde yapmaları müstehaptır. İbni Âbidin’de geçen bir rivayete göre, böyle yapmanın sünnet olduğu da söylenir. Farzlardan sonra saffı bozmak bütün beş vakit namazlar için bahis mevzuudur. Sabah ve ikindi namazı hakkında herhangi bir ayırım gözetilmemiştir. Farzdan sonra saffı bozmaktan maksat, namaza sonradan yetişenlerin hâlâ farz kılındığını sanmamaları içindir. 
 

Yazarın Diğer Yazıları