Mustafa Özyurt

130- AHMED BEDEVİ R.A.-AHMED CAMİ )

Mustafa Özyurt

 Gönül sultanları, Allahın mümin kullarına merhamet kanatlarını açarlar. Onlar, İslamı güzel anlayıp yaşadıkları için de hiçbir kimsenin helakına rıza göstermezler. Himmetleriyle lüzumu halinde kula gelecek tehlikeleri biiznillah bertaraf ederler, mesela:
    1199 da fasda doğan  Ahmed bedevi r.a.in şu menkıbesinde  olduğu gibi ki:
    Bir adam, omuzunda süt dolu kap ile Ahmet Bedevi hazretlerinin yanından geçerken, Ahmed bedevi, parmağı ile kabı işaret ederetmez kap yere düşüp süt tamamen döküldü. Bu hale canı sıkılan adam, yere dökülen süde bakınca içinde şişmiş bir yılan gördü. Sütü taşıyan kimse bu hali görünce çok sevindi. Çünkü kendisi ve çocukları muhakkak bir ölümden kurtulmuşlardı. Bu lütfundan dolayı Ahmed bedevi hazretlerine teşekkür etti. Evet yeterki kul onlara gönlünden bağlanabilsin,  gerisi kolay.
       AHMED CAMİ
Ahmed camii hazretleri Ümmi idi. 1049 yılında doğdu. 22 yaşına hidayete kavuştu.  Hidayetini tevbesini Sirac’s-Sairin kitabında şöyle anlatır. 
    “22 yaşında idim. Allah teala bana tevbe etmeyi nasip etti. Arkadaşlarla yiyip içerdik. Bir gün içki getirmek sırası bende idi. Kırk küp içkimiz vardı. Gittim, hiç birinde şarap yoktu, şaşırdım kaldım. sonra merkebi alıp şarap bulunan bağ tarafına gittim. Orada şarapları merkebe yükledim. Merkep, yürümemekte inad idiyordu. Yürümesi için şiddetle dövüyordum ki, aniden bir ses işittim. “ Ahmed niçin bu hayvanı incitirsin? Onu biz yürütmüyoruz. Arkadaşların özrünü kabul etmezse, biz kabul ederiz”.
      Hemen yere kapandım ve “ Ya rabbim dedyip tevbe ettim. Bundan sonra asla şarap içmeyeceğim. Emreyle merkeb yürüsün. O insanlara mahcup olmayayım”. Merkep yürümeye başladı. Arkadaşların yanına varıp şarabı önlerine koyduğumda, bana sende iç dediler. Ben, tevbe ettim içmem dediysemde ısrarla içirmek için uğraştılar. 
       Aniden kulağıma bir ses geldi.” Ya Ahmed! Ellerinden al iç ve içtiğin bardaktan onlarada içir”. Hemen alıp içtim, şarap bal şerbeti olmuştu Allah Tealanın kudretiyle.  Orada bulunanlara tatdırdım, hepsi tevbe ettiler ve dağıldılar. 
   Ve ben, dağa çıktım, uzun müddet insanlardan uzak durdum. İbadet ve nefis terbiyesi ile meşğul oldum. Günün birinde, kalbime “ Ahmed, Hak yoluna böylemi giderler? Kavminden senin üzerinde hakları olan birçok insanı bıraktın” düşüncesi geldi. İnsanların arasına döndüm ve onlara doğru yolu göstermeye başladım. Dedikten sonra da sayılarını ancak Allah bilir amma binlerce insanın hidayetine sebep oldu. Buda ona yeter artar.
      Çünkü bu hal Efendimiz s.a.v.in “kim dinde bir çığır açarda, o çığırdan kim devam ederse çığırı açan kimse ecre nail olduğu gibi o çığırdan gidenlerin ecrinede nail olur da onların aldığı ecirden hiçbir şey eksilmez” hadisi nebevisine uygundur. Yolunu kaybedenlere sepler halkederek hidayet nasip etsin vesselam. Ruhları şadulsun. (devam edecek)
 

Yazarın Diğer Yazıları