Mustafa Özyurt

128- ADEM A.S.

Mustafa Özyurt


       Türkler arasında, islamiyetten sonra sosyal ve hayırsever bir gaye ile teşekkül etmiş bir cemiyet. Ahi, arapçada kardeşim manasına geldiğinden “ Ahilik” kardeşlik teşkilatı demek olur. Türkler, İalam ile şereflendikten sonra, Türkistandan Anadoluya kadar olan sahada ticaret ve sanatkarlar arasında bir bağlılık ve kardeşliğin ancak bir teşkilatla devamlı olacağına inanmışlardır.
      Kendi asli yapılarına uygun olan Fütüvvet’le yakından bir alaka kuran Türkler, 11. Yüzyılda kendilerine göre bunu geliştirdiler. Cömertlik, mertlik ve mürüvvet manalarına gelen fütüvvet bayrağı ile kurulan bu teşkilat gittikçe kuvvetlendi.
     Selçuklu sultanları, bir beldeyi fethettiklerinde, cami ve medresenin yanında tekke inşa ederlerdi. Ahilik o zamanlar sadece sanatkarlara mahsus olmayıp, halk arasında da yaygındı. Mensupları arasında müderris, kadı ve tarikat ileri gelenlerinin bulunmasından dolayı, müslümanlara doğru yolu göstermede , gazilik ve şehitlik mertebelerinin anlatılarakgazalara şevkle gidilmesinde büyük hizmetleri görüldü.
    Mesela: Osmanlının, Avrupaya balkanlara sıçrama noktası olan Çanakkale Gelibolu ilçesini fetheden, ikinci padişahımızın oğlu Süleyman paşa buraları fethederken beraberaberinde bulunan ve yanından hiç ayırmadığı, babasının emanetleri olan Abdelan, baciyan ve Alperenler o terbiyeden geçmiş kimselerdi. Feih, o zatların manevi desteği ile müyesser olmuştur. Ruhları şadolsun.   
     Anadolu Ahi teşkilatını kuran Ahi Evren isminde bir sünnidir. Ehl-i Sünnet itikadında olduğu, yazdığı “ Metaliü’l- İman” ismli kitabından anlaşılmaktadır. Nüfuzlu ve itibarlı bir kişi olan Şeyh Edebali, Osman gazi ile yakın münasebetler kurmuş ve kızını onunla evermiştir. Padişahımız I. murad “Ahi Murat”dır.
Ahi teşkilatına girebilmek için ilimle ve sanatla meşğul olmak lazımdır. Bunlar, her cum’a gecesi aralarında toplanırlar, Kur’anı Kerim, Hadisi Şerif, Fıkıh , menkıbeler ve ahlaki mevzularda sohbet ederlerdi. (devam edecek)
 

Yazarın Diğer Yazıları