Yollarbaşı Pelitaltı Camii
Mükremin Kızılca
Karaman
Yollarbaşı eski adı İlisıra olan belde nüfusu düştüğü için köy haline gelmiş durumdadır.
Beldenin girişi Konya Karaman yolundan muhteşem bir takla ayrılır.
İçeriye girdiğimizde Ulucami’nin imamı olmadığı için kapalı olduğunu gördük. Bu arada cemaatten birkaç kişi gelerek onlar da anahtarı araştırdılar ama anahtarı bulamadık ve maalesef içini bu gelişimizde göremedik.
Caminin üzerinde belki çok küçük minyatür şeklinde bir güdük minare gözüküyor. Sanki bir varilin ters hali gibi duruyor. Eğer öyle ise bu 750 yıllık camimize hiç yakışmaz.
Bir de Kuzey tarafında Sadık Sultan adıyla bir türbe var türbenin içinde ikisi pembe, birisi mavi şalla örtülü 3 kabir yer alıyor.
Ulucami'nin iç gezmeni başka bir güne bırakarak çarşı merkezinde Pelitaltı Camii’ne, beldenin güney tarafında bir mezarlığın girişinde yer alan camiye geldik.
Caminin minaresi yok, zaten mescit tarzındadır.
Üzerinde yapım tarihinin 1078 tarihi yazması dikkatimi çekti. Yani bu cami, atamız Alparslan’ın Anadolu'yu fethettikten sonra 5 yıl sonra yapılmıştı.
Cami 1970 yılına kadar yuvulan bir toprak dama sahipti. Bunu caminin içinde sohbet ettiğimiz İmam Efendi ile cemaat söylediler.
1970 ile 2017'de tadilatlar olmuş, şu anda çok şık, sade ve tarihi atmosfere sahip bir eser olarak karşımızda duruyor.
İçinde 12 üçerli sırayla, 3 de dışarıda olmak üzere 15 çam ya da ardıç dikme üzerinde yükselen caminin tavanı da orijinal direklerden oluşmaktadır.
Pencereleri caminin tabanına yaklaşık 2 metre yukarıda olması dikkati çekiyor.
Caminin dış tarafında, ana kapısının üzerinde Kâzımkarabekir’deki Ulucami’nin kapısı üzerindekine benzer uzunca, 3 bölümden oluşan taş kitabe yer alıyor.
Caminin içinde sermahfil yoktur.
Batı tarafta “Hâzâ min Fazlı rabbî / Bu Allah’ın bana mahza bir lütfudur” cümlesi yer alıyor.
Minberin sağında “Mâşâallah / Bu Allah’ın dilemesiyle olan bir şeydir.” Terkibi yer almıştır.
Doğu tarafındaki duvarda ise “Lâ ilahe illallah Muhammedün Rasülüllah / Allahtan başka ilah yoktur. Muhammed onun elçisidir, şeklinde kelime-i tevhit yer alıyor.
Bütün camilerde olduğu gibi mihrabın üst kısmında iri harflerle mescid-i harama dönülmesini emreden ayeti kerime bölümü nakşedilmiş haldedir.
“Fevelli vchke Şatra’l-mescidi’l-haram / Artık yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir.”
Ayetin tamamı:
(Ey Muhammed!) Biz senin yüzünün göğe doğru çevrilmekte olduğunu (yücelerden haber beklediğini) görüyoruz. İşte şimdi, seni memnun olacağın bir kıbleye döndürüyoruz. Artık yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. (Ey Müslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzlerinizi o tarafa çevirin. Şüphe yok ki, ehl-i kitap, onun Rablerinden gelen gerçek olduğunu çok iyi bilirler. Allah onların yapmakta olduklarından habersiz değildir. (Bakara 144)
Profesör Doktor Haşim Karpuz hocamız Türk Kültür Varlıkları Envanteri 70 adlı 2009 Türk tarih kurumu yayınında şöyle diyor.
“Pelitaltı Camii giriş kapısı üzerindeki 3 bölümlük kitabelerden birisi 1557'yi birisi 1667'yi birisi de 1900'ü gösteren onarım kitabeleridir.”
Burada, ortadaki kitabede resimde de görebileceğiniz gibi “la ilahe illallah muhammedün resulullah” açıkça okunabiliyor.