
Yakamızı Bırakmayan Fitneler
Mükremin Kızılca
İslam ülkeleri 2021 yılı itibarıyla büyük fitnelerle uğraşmaya devam etmektedir.
Genel olarak İslam devletleri ortak fitnelerle uğraştıkları gibi her memleket kendilerine has fitnelerle de mücadele etmektedirler. Bütün bu fitneler dini kaynaklı olmalarıyla öne çıkarlar. Etnik ayrımcılık talebiyle temayüz eden fitneler ise yerellik arz eder.
Yüce peygamberimiz (SAS) fitne sırasında Müslümanların ne yapması gerektiğini alttaki
"Ey iman edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda oldukça sapıtmış olanlar size zarar vermez." (Maide 105)."
"Salebe’ye bu ayet hakkında ne dersin?" dedim; Bana şu cevabı verdi: "Gerçekten bunu, iyi bilen birine sordun. Zira ben aynı şeyi Resulullah (sav)`a sormuştum: Demişti ki:
"İyiliğe sarılın, kötülükten de kaçının! Ne zaman uyulan bir cimrilik, takip edilen bir heva, (dine, ahirete) tercih edilen dünyalık görür, rey sahiplerinin kendi reylerini beğendiklerini müşahede edersen, o zaman kendine bak. İnsanlarla uğraşmayı bırak. Zira (bu safhaya gelince) arkanızda sabır günleri var demektir. O günler avuçta ateş tutmak gibi (sıkıntılı)dır. O günlerde, sizin kadar amel yapabilen bir kimseye elli kişinin ecri verilecektir." Cevamiu’l-kelim, Hadis No: 4758)
Peygamberimiz aleyhissalatü vesselam kıyamete yakın vuku bulacak fitnelerin büyüklüğünü de şöyle açıklıyorlar.
"Kıyametten hemen önce karanlık gecenin parçaları gibi fitneler var. Kişi o fitnelerde mümin olarak sabaha erer, aksama kâfir olur; mümin olarak aksama erer, sabaha kafir çıkar. O fitnede oturan, ayakta durandan hayırlıdır. Yürüyen koşandan hayırlıdır. Öyleyse yaylarınızı kırın, kirişlerinizi parçalayın, kılıçlarınızı da taşa vurun. Sizden birinin evine girerlerse Hz. Âdem`in iki oğlundan hayırlısı olsun (Habil gibi ölen olsun, Kabil gibi öldüren değil)". [Ebu Davud, "koşandan" kelimesinden sonra şu ziyadeyi kaydetmiştir: "Yanındakiler, "Bize ne emredersiniz (ey Allah`ın Resulü)?" dediler. "Evinizin demirbaşları olun!" buyurdu." Cevamiu’l-kelim, Hadis No 4761)
Allah resulü bu hadis-i şeriflerinde de Müslüman olmayan milletlerin Müslüman milletlere nasıl hücuma geçeceklerini anlatırken sanki bugünkü Ortadoğu’yu tasvir etmektedir.
"Size çullanmak üzere, yabancı kavimlerin, tıpkı sofraya çağrışan yiyiciler gibi, birbirlerini çağıracakları zaman yakındır." Orada bulunanlardan biri: "O gün sayıca azlığımızdan mı?" diye sordu: "Hayır," buyurdular. "Bilakis o gün siz çoksunuz. Lakin sizler bir selin getirip yığdığı çer-çöpler gibi hiçbir ağırlığı olmayan çer-çöpler durumunda olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize zaafı atacak!" "Zaaf da nedir ey Allah`ın Resulü?" denildi. "Dünya sevgisi ve ölüm korkusu!" buyurdular. (Cevamiu’l-kelim, Hadis No 4771)
Aşağıdaki, hadis-i şerifte ise rasülüllah efendimiz ümmetin arasından sivrilen bilginlerinin ne büyük fitnelere sebep olacağını adeta bu günü anlatırcasına ifade ediyor.
"Ümmetim için saptırıcı imamlardan korkarım. Ümmetimin arasına kılıç bir kere girdi mi, artık kıyamet gününe kadar kaldırılmaz. Ümmetimden bir kısım kabileler müşriklere iltihak etmedikçe, ümmetimden bir kısım kabileler putlara tapmadıkça kıyamet kopmaz. Ümmetimde otuz tane yalancı çıkacak hepsi de kendisinin peygamber olduğunu iddia edecek. Hâlbuki ben peygamberlerin mührüyüm (sonuncusuyum) ve benden sonra peygamber de yoktur. Ümmetimden bir grup hak üzerinde olmaktan geri durmaz. Onlara muhalefet edenler onlara zarar veremezler. Allah`ın (Kıyamet) emri, onlar bu halde iken gelir." Cevamiu’l-kelim,, Hadis No 4779)
Son hadis-i şerifteki otuz yalancı peygamberden kastın: “ben Allahtan ilham alarak bu kitabı yazdım, bana bu söylediklerim bizzat Allah veya resulü tarafından işaret edildi” diyenler olmalıdır.
Bu zamanımızı 1450 yıl önce aynen anlatan ve tasvir eden yüce peygamberimize salat ve selam olsun.