Mükremin Kızılca

Ya Saklar Ya Saklamaz!

Mükremin Kızılca

Güvenme yapraklara, güz gelince dökülür,
Hazan olur Ekim'de sırlarını saklamaz, 
Nankördür bu ağaçlar, üzerine yıkılır,
Yılan çıkar yuvana, yine de yasaklamaz!

İlgi çeker her bir şey, yasaklar yasaklamaz 
Gıdayı insan saklar hayvanlarsa saklamaz 
Sırrını verme ele ya saklar ya saklamaz
Hep de insan yasaklar, yasaklar yasaklamaz!

İster yamul, ister eğil 
Herkesin böğründe siğil
Her insanın hatası var 
Hiç kimse ak kaşık değil.

Paça sığayarak geçtiğimiz çay 
Her gün beş on bardak içtiğimiz çay 
Kaynağıdır dostluğun ve sohbetin
Coştuğu yer sevginin, muhabbetin!

Catıp içen asın bolsun 
Cantayıp girgen üyün bolsun
Yünler, kıllar yumak yumak ne güzel 
Tam yorulunca uyumak ne güzel!

Paranın çoğuna kese sevinir 
Toprağı alınmış, HES'e sevinir
Ülkesi yıkılmış, tarumar olmuş
Şimdi kalkmış ateşkese sevinir!

Kimi işaret alır içtiği, yediğine 
Kimi de patent alır bir lafı dediğine! 
Kimi iki kelamı bir arada edemez,
Kimi de tam oturtur her lafı gediğine!

Geçiyor bak hızlı hızlı tüm anlar 
Bu zamanın kıymetini kim anlar?
Dili olsa derdi sınırlarda anlar 
İnsan suda, eşek toprakta anlar!

Toroslardan Doğan güne merhaba 
Bugüne, yarına, düne merhaba 
Selam ver, selam al, yayılsın sevgi
Merhaba üstüne, gene merhaba!

Yerden yere vurduğun derinim ben 
Çaresi yok senin kaderinin ben.

Bu atıp tutmalar düşüncesizce 
Nedir Hak aşkına, düşünce, sizce?

Anam, tek sinendir benim sarayım 
Aç kolunu doya doya sarayım!

Ya Rab! Bak hep gökyüzünde gözlerim 
Yağacak yağmuru, karı gözlerim!

Ey Müslüman! haydi artık erinme 
Bakıp bakıp yâd ellere yerinme 
Kalk ayağa, başla sen de koşuya 
Bir toparlan, bölük pörçük görünme!
Kalk ayağa, yeter artık sürünme!

Soğuyuvermesin ha, yandıkların 
Devrilivermesin dayandıkların!

Boşluğa basma sakın dam sanarak 
Herkese açılma adam sanarak!

Neden beni zor şeylerle sınarsın?
Ben sınasam kırılırsın, sınarsın!

Eller buğday ben saman
Eller iyi ben yaman

Bazen inadım tutar yürürüm de yürürüm 
Yürüdüğüm yerlerde neler neler görürüm!

İnsan var neşesinden özgüveninden patlar 
İnsan var hasedinden kıskançlığından çatlar.

Kimisi hafif mi hafif sanki dalda kuştur 
Kimisine her şey boş bütün yollar yokuştur.

Bazıları takılmış bir giyim ve kuşama 
Her şeye bozuktur o, hatta sabah akşama.

Bakarlar her an için bardağın boş yanına 
Ümitsizlik pişmanlık kar kalacak yanına.

Gözler vardır her şeyi güzel görür, hoş görür 
Gözler vardır her şeyi çirkin ve nahoş görür.

Biri, brifing verir, biri fink atar!

Beni kendine rakip sanma, hıncın neden mütevellit?
Benim rakibim olmadı ümmünden, henüz mütevellit!

Yazarın Diğer Yazıları