Mükremin Kızılca

Sünnet İkinci kaynağımız!

Mükremin Kızılca

Benzerler Arasındaki Çatışmalar Hızlandı 

Müslümanlar arasındaki bölünme Hz Ali ile Hz Muaviye arasındaki savaştan sonra başlamıştır. 

Bundan sonra ilk çıkanlar hariciler olup bunlar Hz Ali'ye karşı olarak bir fırka oluşturdular. İkinci olarak da Hz Muaviye’ye karşı çıkanlar Şia adıyla bir fırka oluşturdu. 

Daha sonra sıhhati tam olarak doğrulanamamış olan “ümmetim 73 fırkaya ayrılacak…” sözü üzerine ufak tefek Kaderiye, cehmiye, mutezile gibi fırkalar ortaya çıktı ve neredeyse sayıları 73'ü bulmuştu. 

Şükürler olsun ki bu fırkaların hepsinin tamamı genel Müslümanlara vurulduğunda yüzde 15'i asla geçememiştir ve Şia haricinde bütün fırkalar silinmiş kaybolmuştur. 

Ancak 20. yüzyıla hatta 19. yüzyıla gelindiğinde yeni fırkalar çıkmaya başlamıştır. 

Bunlar Selefilik ve Vehhabilik gibi fırkalardır ki Osmanlı toprakları parçalandıktan sonra Selefi - Vehhabiler bu yeni kurulan devletlerde cirit atmaya başlamışlar genel Müslümanların inancına, akaidine aykırı yöntemler aşılamaya başlamışlardır. 

Selefilik ve Vahhabilik akımından isimlerini vermeyelim ama gerek Türk gerek Arap gerek Boşnak her milletten çoğu aydın tanınmış Müslüman etkilenmiştir. 

Öyle ki 20. yüzyıla girildiğinde tehcir - tekfir gibi Müslümanları dışlama ve küfre nispet etme gafletine düşen dehşet verici bir grup bile ortaya çıkmıştır. 

Onların da ateşi söndü, fitili tükendi derken 21. yüzyılın şu ilk çeyreğinde yeni yeni fırkalar ve mezhepler çıkmaya başlamış neredeyse diğer bütün unutulan kaybolan mezheplerin düştükleri bataklıkları aratır hale gelmişlerdir. 

Zamanınızdaki fraksiyonlar, mezhepler ve fırkalar küfre nispet etmeyi bırak şirke nispet etmeyi öne almışlar ve Müslümanların büyük karaltı, sevad-ı azam denilen kısmı azamın şirke ve müşrikliğe kolayca nispet eder hale gelmişlerdir. 

Kur'ancılık Akımı 

19. yüzyıl ile beraber İngilizlerin Hindistan işgali ile başlayan bir akımdır. 

Burada Ahmet Han Kur'an'a yaptığı çeşitli yorumlar ve tefsirlerle kesinlikle hadisleri reddeden tek şeri delil olarak Kur'an'ı kabul eden bir fikre girmiştir. 

İngilizlerin İslam ülkeleri ve Müslümanlar üzerindeki emellerini gerçekleştirebilmeleri için birçok oyunlar sergilediler, bu da onlardan birisidir. 

Bu arada şunu da düşünmeden edemiyoruz: İngilizler veya bir başkası Allah'ın son hak dinine mensu*p olan Müslümanlar ve bu din hakkında bir şey bir kurgu yapıyorlar da biz neden onlara hemen uyuyoruz veya aramızdan neden kendilerine çok sıkı bağlı ve kalabalık elemanlar bulabiliyorlar. 

Suçlar İngilizlerde mi? bizim elimizde sağlam kaynağımız Kur'an ve sünnet yok mu?

Bir de sünneti terk etmek, yok saymak acaba Arap olmayan Müslüman gruplar ve etnik kökenler arasında biraz daha mı yaygın ve bu konuda milliyetçilik ve ırkçılık biraz etkili mi oluyor? Düşünüyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları