
Sümer Balçıkları Kururken!
Mükremin Kızılca
Yeryüzünde cenab-ı Hak insanoğlunu yaratıp diğer bütün canlılara üstün kılalı beri ona kendisini tanıtan peygamberler göndermiştir.
İnsanlar Allah'ın varlığına dolayısı ile bir dinin varlığına onu tebliğ eden peygamberlere ve yazılı metinlerine ya inanmışlar ya inanmamışlardır, tarih boyu bu böyle sürüp gitmektedir.
Zamanımızda ateizm denilen Allah tanımazlık yani inançsızlık yeni boyutlara ulaşmıştır.
Allah'a, onun dinine, peygamberlerine ve vahiy eseri kitaplarına inanmayanlar bunları kendilerince bilimsel dedikleri delillerle çürütmeye çalışmaktadırlar.
Oysa bilim demek ilim demektir, ilim Allah'ın sıfatlarından bir sıfattır. Allah'ın Alîm, Âlim ve Allâm isimleri vardır.
O evrene efendi yaptığı, kendisine halife yaptığı insanı da mükemmel bir biçimde yaratmış ve kimsenin hala çözemeyeceği şifrelerle donatmıştır.
İnsanoğlunun bilim adına keşfettiği, icat ettiği her şey zaten var olan şeylerdir ancak üzerleri örtülü, sırlanmış olan şeylerdir, insanoğlu bu ilim kırıntılarından bir şey buldukça Allah'a şükredeceği yerde şımarmakta ve onu Allah'ın dininin aleyhine kullanmaya yeltenmektedir.
Körpe dimağlara, çocuk beyinlere dinle bilimin ayrı şeyler olduğu, bağdaşamayacağı ve dinin bilim dışı olduğu gibi saçma inançlarını aşılama yollarını her gün biraz daha geliştirmektedirler.
Bilim de, din de, evren de altı ile üstü ile yeryüzü de gördüğümüz ve göremediğimiz uzay da her yönüyle Allah’ındır ve Allah'ın emrine amade cisimlerle donanmıştır.
İnanmayanlar son zamanlarda Sümerlerin çeşitli destanlarını ilahi kitaplardaki vahiy eseri olaylarla benzeşmesinden dolayı güya dinin Sümerlerden alıntı yaptığını söyleme cüretini bile gösteriyorlar.
Oysa durum tam tersidir Hz. Âdem’den Hz İdris’e kadar bütün peygamberler ilahi vahiy eseri dini insanlara öğretmişlerdir, bu öğrettikleri şeyler şu ayet-i kerimede tam olarak veriliyor:
“Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!” diye Nûh’a emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrâhim’e, Mûsâ’ya ve İsâ’ya emrettiğini size de din kıldı. Fakat senin kendilerini çağırdığın şey (İslâm dini), Allah’a ortak koşanlara ağır geldi. Allah, ona dilediğini seçer. İçtenlikle kendine yönelenleri de ona ulaştırır.” (Şura 13)
Bu büyük peygamberler insanlara Allah'ın emrettiği Emir ve yasaklarını tebliğ etmişlerdir ancak aradan geçen yüzyıllarca zamanda insanlar genelde yazılı da olmayan bu dini tebliğleri aşındıra aşındıra çeşitli durumlara sokmuşlardır.
Sümerlerin kil tabletlere nakşettikleri destanlar bu peygamberlerin ümmetlerine anlattıkları veya başlarına gelen belaların tasvir edildiği vahiy eseri gerçeklerin yüzyıllar üzerinden geçe geçe insanların her anlatımda boza boza bir “mitoloji” haline getirmeleridir.
İnsanlar gerçeği aslından saptırdıkça yaradan yeni peygamberler göndererek gerçek dini tebliğ ettirmiştir.
Hz Âdemden yüce peygamberimiz Hz Muhammed’e (sav) kadar bu güncelleme ve tashih işi sürmüştür.
Kur’an-ı kerim Allah’ın son ilahi vahyi olarak son peygamber Hz. Muhammed Mustafa aleyhisselama 23 yılda parça parça indirilmiş, diğer bütün kitapların insan eli değen kısımlarını düzelterek, bundan 1450 sene önce, çağlar üstü, mükemmel bir din tebliğ etmiştir.