
Sille Altyapısı ne Durumda?
Mükremin Kızılca
Bir Silleli olarak diyorum ki:
Sille’ye dikkat!
Konya valimizin, belediye başkanlarımızın ve Sille halkının ve esnafının dikkatine!
Sille 55 yıldır gidip geldiğim hatta yaşadığım bir yerdir, halen Sille Ak mahallede ikamet etmekteyim. Sille içinde 25 sene doğrudan kapı kapı pazarlama yaptım, bölgeyi ve halkını çok iyi tanıyan birisi olarak âcizane bir uyarım var!
Sille beldesi iki dere yatağının arasından başlar. Derenin birisi Aya Elena Kilisesi tarafından, diğeri de Tatköy tarafından gelmektedir. Bu dereler Kilise önünde birleşerek tek halde Silleyi baştanbaşa aşağıya kat eder ve Konya ovasına iner.
Tatköy yolu üzerinde bir de meşhur Sille Barajı vardır. Özellikle hafta sonları bu vadide binlerce araç ve on binlerce insan toplanmaktadır.
Derenin iki cephesi de şu anda el emeği göz nuru işyerleriyle, özellikle yeme – içme mekanlarıyla bezelidir. İşyerleri son derece cazibe merkezi olup yerli ve yabancı turistler akın akın gelmektedir. Yabancı misafirlerin çoğunluğu 1924 yılında buradan Yunanistan’a göçe zorlanan Hristiyan Karaman Türklerinin torunlarıdır.
2000’li yıllarda Sille büyük bir değişime tabi tutularak emsalsiz bir tarihi köşe durumuna gelmiştir. Halk dere boyundaki ana cadde etrafında yer alan bütün evlerini tadil ederek iş yerine çevirmiş ve sonuçta muhteşem bir alış – veriş merkezi ve yeme – içme köyü ortaya çıkmıştır.
Dereye bırakılan su takriben on metrelik bir kanaldan akarken fıskiyelerle müşterilere hoş vakit yaşatırlar. Ara ara da tek kemerli taş köprülerin altındaki suyu izleyerek üstünden de insanlar derenin iki yakasına geçerler.
Şimdi soru şu: Silleyi ortadan yarıp geçen bu dere, maazallah, olağanüstü bir yağışla meydana gelecek seli kaldırma kabiliyetinde midir? Memleketimizin kuzeyinde meydana gelen son günlerdeki felakette yüzü aşkın kişi ölmüştür. Dere yatağının tam içinde ve iki kenarında yer alan Sille olası büyük bir sele ne kadar hazırlıklıdır?
1686 yılında Sille / Tatköy’de meydana gelen selden dolayı bu dereden 11 kişinin na’şı toplanmıştır!
Bütün yağmurlar, seller çanak şeklindeki Konya ovasında yığılır ve çalkalanır durur. Son yüzyılda tuz gölüne bir kanalla tahliyeye nispeten imkân verilmiş olsa da bu, devede kulaktır.
Daha önce Divanlar ve Karapınar yolunun yedi yıl su altında kaldığını ve hiçbir hasat elde edilemediğini anlatan bir Osmanlı sicili kaydını makale yapmıştık hatırlarsınız.
Şimdi sizinle 1686 tarihinde Tatköy Mahallesinde sele kapılan ve Sillede toplanan 11 kişinin feci sonlarını isim isim anlatan ve mahkeme siciline kaydedilen olayın aslını paylaşmak istiyorum.
“Silleye bağlı Tatköyde büyük bir sel felaketi oluyor, bu afetten önce köyün deresinde -bu dere Sillenin içini ikiye bölerek geçen deredir- koyunlarının yününü yıkayan çoğu kadın on bir kişi sele kapılarak can veriyorlar. Sel hepsini sürükleyerek Silleye kadar getiriyor.
Selde ölenlerin kimlikleri şöyledir:
Veli kızları Fatma, Alime ve Döne, Hacı Mehmet kızı Mihri, Halil kızı Selime, Veli kızı Cennet, Ahmet kızı Ayşe, Hacı İbrahim oğlu Hacı Ali, Abid oğlu Mahmut, Ali oğlu Hüseyin ve Hasan oğlu Mehmet.
Olayı haber verenler: Hasan b. Sübhanverdi, Mehmet b. Hacı Sefer, Yakup b. İsmail Hoca, Mustafa b. Bayram ve Yahya b. Kara Ali.
Konya valisi ve mutasarrıfı Ali Paşa olayı yerinde zabıt için mütesellimi olan Yusuf Ağayı görevlendiriyor.
(Konya Şer’iyye Sicilleri / Kadı Sicilleri)
Özet olarak: (23 Haziran 1686) tarihinde Tatköyde derede yün yıkarken sele kapılan adları yazılı 11 kişi Silleye kadar sürüklenerek feci bir şekilde can vermişlerdir. Bu olay belki tarihin Konya’da kaydettiği en fazla can alan sel baskınıdır. Ve Türk basınında ilk defa yayınlanmaktadır.
Şimdi büyüklerimizden özellikle Selçuklu ve büyükşehir belediye başkanlarımızdan (Sn. Ahmet Pekyatırmacı, Sn. Uğur İbrahim Altay) Sillenin altyapısının ne durumda ve bu tür afetlere ne kadar hazırlıklı olduğu hususunda aydınlatıcı bir açıklama bekliyoruz.