Mükremin Kızılca

Rüya Tabirinde Usul!

Mükremin Kızılca

Hepimiz geceleri rüyalar görür hatta bu rüyalarla uyanırız.

Bazen bu rüyalar dizi film gibi arada bir uyanıp yattıktan sonra da devam eder.

Rüya tabirlerini yorumlatmak için nereye başvursanız karşınıza Nablusi ve benzerleri İslam medeniyeti döneminin eserlerinde yer alan yorumlar çıkar.

Oysa onlar zamanında şu anda görülen hiçbir rüya görülmüyordu.

Mesela televizyon, radyo, cep telefonu, akıllı telefon ve bunlarla meydana gelen hayat hikâyeleri, araba, taksi, uçak, petrol, mazot, benzin, gaz, elektrik, gece lambası, pil batarya daha neler neler bunların hiçbirisi yoktu.

Peki, bunları gören insanlar rüyalarını nasıl yorumlayacak ve nereye başvuracak?

Unutmayalım ki her şeyde bir usul olduğu gibi rüya tabirlerinde de bir usul ve yöntem vardır.

Örneğin Rüya tabirlerinin Piri olan ve güzelliği ile meşhur Yusuf Aleyhisselam'ın hapisteyken bir rüya tabiri vardır. Yorumunda hapis arkadaşının asılacağını söyler ve onu sabahleyin asarlar.

Mısır Kralı da yardımcılarına bir sabah şöyle söyler:

“Kral, “Ben rüyamda yedi semiz ineği, yedi zayıf ineğin yediğini; ayrıca yedi yeşil başak ve yedi de kuru başak görüyorum. Ey ileri gelenler! Eğer rüya yorumluyorsanız, rüyamı bana yorumlayın” dedi.” Yusuf 43)

Saray halkı da ona:

“Dediler ki: “Bunlar karma karışık düşlerdir. Biz böyle düşlerin yorumunu bilmiyoruz.” (Yusuf 44)

Asılan mahkûmun bir arkadaşı hapisten çıkmıştır ve kralın rüyasını duyunca onlara Hapisteki Yusuf Adlı mahkumun bu rüyayı tabir edeceğini söyleyince hapisten getirilen Hz Yusuf şöyle yorumlar:

“Yûsuf şöyle dedi: “Her zaman yaptığınız gibi yedi sene ekin ekeceksiniz. Sonra yemek için ayıracağınızdan ibaret olan az bir miktar hariç, hasat ettiğiniz ürünü başağında iken bırakın (böyle saklayın). Sonra bunun ardından yedi kıtlık yılı gelecek ve o yıllar, saklayacaklarınızdan az bir miktar (tohumluk) hariç, biriktirdiklerinizi yiyip bitirecektir.” (Yusuf 47, 48)

Rüyaların kişinin yatmadan önceki neşesine, üzüntüsüne, hayallerine, düşüncelerine korkularına göre şekillendiği bir gerçektir.

Rüyalar adı geçen şeylerin aşırı olması durumunda bazen kabusa dönüşürler yani insan kendi kendini üzer.

Atalarımız demişti ya “kafanıza hiçbir şeyi takmayınız” bu takıntılar arttığı müddetçe geceleri rüyaların rahatsız edici dozu da artacaktır.

Bir gün önceki veya akşamki durumlara göre oluşmayan rüyaların çoğunluğu da kişiye yaşayacağı önündeki günlere ait uyarılar taşır.

Rüyasında ne kadar ağır işaretler olsa da o gün tedbirli olunduğu takdirde rüyaların bir etkisi çıkmayacaktır.

Genel olarak rüyalarda iyi şey görürsen iyiye kötü şey görürsen kötüye çıkar. 
Durgun su ne kadar iyiyse bulanık ve milli su o kadar kötüdür.

Eski tarz rüyalarda mesela bir çift öküzü boyunduruğa bir türlü alıştıramadığını onların sana sıkıntı çıkardığını görsen bunun tabiri gündüz de ufak tefek sıkıntı çekeceğini gösterir.

Yeni nesil rüyalarda da durum aynıdır mesela başında bir sıkıntı var ama telefonunu bir türlü bulamıyorsun veya araban geri viteste kontrolsüz olarak geri gidiyor veya ileri gidiyor bir türlü freni tutturamıyorsun bu gibi sıkıntılar da aynen gündüz görülecek ufak tefek sıkıntılara işaret eder.

Zamanımızda iyi bir rüya görüp sabahı rüya tabirlerine baktığınızda karşınıza bütün gazetelerin bütün medya kuruluşlarının arama motoru sonucu verdikleri cevaplar çıkar.

Başta da dediğim gibi hepsinin ortak noktası başta Nablusi olmak üzere Müslüman rüya tabircilerin yorumlarıdır.

Verilen yorumlar da malumdur iyi şeyler de hatta çoğu kötü şeyde bile eline bol para geçeceği, kısmetinin ve devlet kapılarının açılacağı, başına talih kuşu konacağı gibi uçuran rüya tabirleri çıkar.

Ama genelde Kur’an-ı Kerim Yusuf suresinde de geçtiği gibi rüyaların tamamına yakını azğâsu ahlam / kuru ot ve kuruntu yani değersiz fazla bir şey ifade etmeyen kuruntulardan ibarettir.

İslam akaidinde de rüyaların hiçbir dfelil yerine geçmeyeceği, rüya ile amel olmayacağı kuralı vardır.

Hayırlı geceler tatlı rüyalar dileklerimizle

Yazarın Diğer Yazıları