
Rubailer / Dörtlükler
Mükremin Kızılca
Hikmet
Anlamasak da metinden
Sormak ardır hikmetinden
Faydalanır nimetinden
Korkarız hep nigmetinden.
Dinozorlar
Tepeden bakarak horlar
Nefrete ve kine zorlar
Nesli bitmiş dinozorlar
Bizi konuşmaya zorlar!
Vurgunum!
Ne bitkin ne yorgunum ben
Ne kırgın ne dargınım ben
Bu coğrafya, bu iklime
Ve bu şehre vurgunum ben!
Çanakkale Geçilmez
Anlat gördüklerini sen ey martı
Anlat yeni nesle 18 Martı
Neydi bu keferelerin ön şartı?
Perçinlendi Çanakkale Geçilmez kartı
Altüst oldu düşmanca ölçü tartı!
Unvan
Ne olursa olsun unvanın, adın
Bir gün kırılacak hayat kanadın
Gidecek ecelle ağzında tadın!
Nedendir bu Hakka karşı inadın?
El Değiştirdi
Ömür bitti, gün bitti yazlık el değiştitrdi
Şimdi her şey gibi yobazlık el değiştirdi
Oynayan da oynatan da farklıdır herhalde
Kalpazanlık, hokkabazlık da el değiştirdi!
Müslime
Neredesin dağların kızı?
Neredesin Müslime?
Sen ki Torosların dilisin
Şimdi cennetin gülüsün
Ne eder oğlaklar sensiz,
Ne eder keçiler?
Senin yerini görse biri
Yerinde olmayı diler.
Altında
Gözümüz yok gümüşte ve altında
Yokla ne var? Üstünda ve altında!
Dünyayı başı boş, sahipsiz sanma!
Her yaptığın bir gözetim altında!
Zamanım Yok
Yağmursuz rüzgâr gibi esmeye zamanım yok
Düşmanlığa, kine ve küsmeye zamanım yok
İnsanım, insan lazım çevremde, etrafımda
Huysuz tekeler gibi süsmeye zamanım yok!
Ana
Herkes gülerken, düşeni kaldırandır ana
Herkes zehirken, şifalı baldırandır ana
Hem koruyucu melek hem de bir merhamettir
Yavrusunda her boşluğu doldurandır ana!
Toplayın İtleri!
İte duyduğun şefkati insana duyar mısın?
Kör şeytanı bırakıp Allah'a uyar mısın?
Hayvanı ve insanı yerine koyar mısın?
Toplayın şu sokaklardan itleri
Isırmasın insandan yiğitleri
Hayvanlar insanlar ayrı yaşasın
Kimse taşımasın hayvan tasasın.
İnsan evde, hayvan kümeste gerek
Aksi halde olur başa engerek.
Deli köpek dalar ise öldürür
Söyleyin! Bu durum kimi güldürür?
Çeşitli Dörtlükler
Bizde yoktur bir tartışma kültürü
Her şeyi tartış, tartışma, kültürü!
Eleştir de düşman olma!
Sonra binbir pişman olma!
Siz bir Kızılelma peşindesiniz
Bütün elmalarımız kızıl bizim!
Hâlâ uslanmayacak mısınız sizler
Ey dengesizler
Ve ey akılsız şerefsizler!
Beni ayakta tutan zaman gitti, an gitti
Altımdaki hayvanlar, içimden insan gitti
Dünya denen canavar ne değerler bitirir
Manzara karşısında yüreğimden kan gitti
Haber salmış nazlı yarim yel ile
Bayramda halk billenince gelirim
Güzergahım olur yelli bel ile
Yağmur yağıp göllenince gelirim
Sarsın canı memleketin özlemi
Sevgi dil ile mi yoksa gözle mi
Belli olmaz yaz ile mi güzle mi?
Hasretimiz yıllanınca gelirim.
Undan, bulgurdan değerli kepekler
Erkeklerde parıldıyor ipekler
Sokaklara hâkim oldu köpekler
Gayrı ahir zaman bu olsa gerek!
Hoşgörü mü? O bir kılıf ve kapak
Adam sinsi çirkef yüklü ve kaypak
Eli, dili, kalbi kinle bezenmiş
Kendisine sorsan derki pirüpak!
Yine yükselişte onun nodası
Başladı bir öteleme modası
Ağzı olan konuşuyor, yazıyor
Sayfalar bir soruşturma odası!
ir memleket sevgisi ona sinkafla olmaz
Vatan severlik asla haini afla olmaz
İşte, siyasette, evde hassasiyet ister
Şaşaa, debdebe, benlik ve cafcafla olmaz!
Dinle, her şeyden önce uyanman lazım
Hamsın pişip olmak için yanman lazım
Dikkat et bu ateş kavurur düşeni
Bu yüksek hararete dayanman lazım!
Bilirim ki bu dünya bizden ibaret değil
Yokuşu inişi var düzden ibaret değil
Bu hayatın baharı da yazı da vardır
Koca ömür kıştan ve güzden ibaret değil!
Hak etmedin, bekle sen kafesinde
Mazlum ruhu sezilmez nefesinde
Adam özgürlükçü hem de demokrat
Gözü senin sarığında fesinde!