
Özel Hayatın Mahremiyeti
Mükremin Kızılca
Mahrem haram manasına gelir. Namahrem ise haram olmayan demektir.
Kişilerin bedeninin bile bakılması caiz olan veya olmayan bölümleri vardır. Erkeklerin diz kapaklarının altı ile göbeklerinin üstü arası üçüncü dereceden itibaren bütün insanların görmesi ve gösterilmesi haramdır. Kadınların ise el, yüz ve ayakları dışında bütün vücutları aynı şekilde mahremdir.
İnsanların telefonları mahremdir, evleri mahremdir, kapıları mahremdir, özel hayatları mahremdir. Ailesi mahremdir.
Son yıllarda. şunun bunun özel hayatı olmaz gibi safsatalar çıkmış ve beşeriyetin iç dünyası mahvedilmiştir.
Bu satırların yazarı prensip olarak tüm iddia ve davalarını ilahi ve nebevi ölçülere göre esas aldığından bu konuda ki bu iki kaynağa göz attığımızda son aylarda ne anlaşılmaz bir durumda olduğumuz gözler önüne serilecektir.
Başkasının Evi ve Kapısı
Allah c, bir evin kapısının çalınmasını ve içeriye nasıl izinle girileceğini kurallara bağlamışken bizler çağın verdiği imkânlarla yatak odalarını, fuhuş manzaralarını ve her türlü konuşmaları izleyip dinleyerek alâ melei’n-nas şifrelerini çözebiliyoruz(!)
“Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi hissettirip (izin alıp) ev sahiplerine selâm vermeden girmeyin. Bu davranış sizin için daha hayırlıdır. Düşünüp anlayasınız diye size böyle öğüt veriliyor. Eğer evde kimseyi bulamazsanız, size izin verilinceye kadar oraya girmeyin. Eğer size, “Geri dönün” denirse, hemen dönün. Çünkü bu, sizin için daha nezih bir davranıştır. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla bilendir.” Nur/27-28)
Son yıllarda girdiğimiz Müslümanlar arası mücadelede galip olan kesinlikle şeytan ve nefislerimiz olmuştur. Artık durum öyle bir hal almış ve almaktadır ki Allah’ın ve rasülüllahın a.s. kesin nasları bile bizleri müsamahaya getiremiyor. Özür dileme, yanlışı kabul etme erdemini veya haklı olduğuna kesin inansa bile her türlü dini gerçeklerde yerine göre haklı ve ya haksız tavizler verebilenler bir taviz vererek gururunu ayaklar altına alarak geri adım atma şerefini, gösterme lütfunda bulunamıyor.
Fiskos Yapma ve Toplum Gıybeti Daha Beter Haramdır
Müslümanların kendi aralarında guruplar halindeki sohbetlerini bile düzene koyan Allah’ın ayetleri vardır. Bundan tam 1438 yıl önce 10 binlerle ifade edilen bir sahabe topluluğuna nazil olan ayetler artık bu gün milyarlarla ifade edilen Ümmete en medeni bir biçimde yol ve edep öğretmeye devam etmektedir. Komşuluk, aile, cemiyet ve halk arasındaki sosyal ilişkilere hatta halk ile siyasi otoritenin büroları arasında ki alakaya kesin çözümleri de İslamiyet getirmiştir.
Şunu en başta söylemeliyiz ki, İslamiyet eşittir medeniyettir. Nitekim ilk İslam devletinin kurulduğu Yesrip şehrinin adı evvela Medine olarak değiştirilmiş ve uygar bir toplumun bütün kuralları ve esasları ayetler ve hadislerle tespit edilmiştir. Bu bakımdan şu andaki dünya medeniyeti hala Medine medeniyetinin çok çok gerisindedir.
İslamiyet tek tek ve ya toplu olarak fiskos yapmayı ve toplumların gıybetini yapmayı da katiyetle yasaklamakta ve bunu şeytani olarak izah etmektedir. Hiçbir insanın hoş görmediği bu davranışı yüce kitabımız çok edebi bir tarzla yasaklamış ve kimsenin huzursuz olmasına müsaade etmemiştir.
“Gizlice konuşmaktan menedilip de, menedildikleri şeyi işleyen ve günah, düşmanlık ve peygambere isyanı konuşanları görmedin mi? Sana geldiklerinde Allah'ın seni selamlamadığı selamla selamlıyorlar. İçlerinden de, "Söylediklerimizden dolayı Allah bize azap etse ya!" diyorlar. Cehennem onlara yeter! Oraya girecekler. Ne kötü varış yeridir orası!”
“Ey iman edenler! Siz baş başa gizlice konuştuğunuz zaman, günah, düşmanlık ve peygambere isyanı konuşmayın. İyilik ve takvayı konuşun ve huzuruna toplanacağınız Allah'a karşı gelmekten sakının.
“O kötü fısıltılar iman edenleri üzmek için ancak şeytandan kaynaklanmaktadır. Oysa şeytan, Allah'ın izni olmadıkça, müminlere hiçbir zarar verebilecek değildir. Öyle ise müminler ancak Allah'a tevekkül etsinler.” (Mücadele 8, 9, 10)