Osmanlı Milletler Topluluğu!
Mükremin Kızılca
Bugün yeryüzünde BM üyesi kırka yakın ülke Osmanlı devlet-i Aliyyesinin enkazından doğmuştur.
1320 ila 1920 yılları arasında Osmanlı imparatorluğu bünyesinde 600 sene bir arada huzur içinde yaşayan devletler ve milletler bir araya gelerek O.M.T. “Osmanlı Milletler Topluluğu” adında bir birlik kurmalıdırlar.
Çocukluk yıllarımızdan beri “Üç kıtada at koşturan atalarımız, yedi düvele meydan okuyan ecdadımız, cihan imparatoru padişahlarımız” ve benzeri tanımlarla okuduğumuz dev imparatorluğun küllerinden 1923 yılında taze bir cumhuriyet kurulmuştur.
İşte bu altı yüz yıllık tarihe sahip imparatorluğa omuz veren Müslüman veya mühtedi milletler “İngiliz Uluslar Topluluğu ve Bağımsız Devletler Topluluğu” gibi bir beraberlik ve örgüt oluşturmak için kolları sıvama zamanı geldi.
Osmanlı milletleri söz konusu zaman diliminde ya asıl kökü Müslüman olan (Asya ve Afrika’daki Arap ve Berberi kökenli Müslümanlar gibi) ya da sonradan Müslüman olan (Bosna-Hersek, Arnavutluk ve Kosova gibi Sırp ve Arnavut asıllı Müslüman milletler gibi) milletlerden oluşmaktadır.
Dört yüz yıl beraberce yaşayan “Osmanlı Milletler Topluluğu” nu oluşturan bu devletler coğrafi olarak üç gurupta toplanmaktadır.
Bir: Avrupa Osmanlı milletleri:
Türkiye: Osmanlının yerine, payitaht kenti İstanbul’un da içinde bulunduğu Anadolu ve Trakya-Avrupa’da kurulan lider ülke, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Makedonya, Kosova ve Sancak (Yeni Pazar)
İki: Afrika Osmanlı Milletleri:
Mısır, Tunus, Fas, Cezayir, Sudan, Somali, Eritre ve Libya
Yavuz Sultan Selim’in 1518 yılında Kahire’yi fethinden sonra bütün Kuzey Afrika Müslüman devletleri Osmanlılarla beraber olmuşlardı. Bu devletler şimdi de “Osmanlı Milletler Topluluğuna” katılacaklardır.
Üç: Asya Osmanlı milletleri.
Yemen, Irak, Suriye, Lübnan, Filistin, Kuveyt ve Katar. Bu üç gurupta toplam 20 ülke birliğe katılabilir.
Yaklaşık dört yüz sene beraber yaşadığımız Suudi Arabistan ve onun vesayeti altındaki Mısır, BAE, Umman ve Bahreyn “Osmanlı Milletler Topluluğuna” katılmazlarsa gözlemci sıfatıyla toplantılara geleceklerdir.
“Osmanlı Milletler Topluluğu” nun fikren teşekkülünden ve yukarıda üç gurupta toplanan devletlerce benimsendikten sonra 2022 yılına kadar İstanbul, Bosna, Yenipazar, Kahire, Şam, Bağdat ve Bingazi’de yürütülecek görüşmelerde “Osmanlı Milletler Topluluğu” nun ana tüzüğü taslağı hazırlanmalıdır.
En geç 2023 yılında “Osmanlı Milletler Topluluğu” resmen dünyaya ilan edilmelidir.
“Osmanlı Milletler Topluluğu” örnekleri arasında en fazla üyeye sahip birlik olma özelliğini taşımaktadır.
“Osmanlı Milletler Topluluğu” nun tüzüğü ve anayasasını da inşallah başka bir makalemde sizlere takdim edeceğim.
Beyrut Yanıyor Osmanlı Milletleri Kan Ağlıyor!
Osmanlı Milletler Topluluğuna mani olmak için en hızlı çalışacak güçleri söyleyeyim: Fransa, İran, Suudi Arabistan, BAE ve Mısır.
Oysa böyle bir örgütün olmamasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti bu eski Osmanlı devleti tebaası memleketlerde bir sıkıntı ve zulüm anında hemen harekete geçerek elinden geleni yapıyor.
Beyrut yanıyor, İslam Kültür eserleri kül oluyor. Başta Fransa olmak üzere kıtalar ötesinden leş kargaları başına üşüşüyor.
Şam, Halep, İdlib yanıyor, iki düzine Arap dünyası bir çare bulamıyor, hepsi çıkar, hepsi soytarılık peşinde.
Trablus yanıyor. Koskoca Libya’yı bölmek için iç savaş çıkarmakta Suudi Arabistan, Mısır ve BAE kolları sıvamış durumdalar. Mısır Türkiye’nin Libya’yla yaptığı Akdeniz anlaşmasına karşı Yunanistan’la aynı anlaşmayı yapıyor. Yani Mısır diyor ki: Türkiyecin düşmanı dostumdur.
Yemen kan ağlıyor; Vehhabi ve Şia arasında parçalanıyor.
Beyrut yanıyor. İran Şia’sı burada karargâhını kurmuş durumda.
Türkiye lehine sokaklarında yürüyüşlerin Türk bayraklı konvoyların yaşandığı Beyrut. Taksilerinden sarkan ve ellerinde dalgalanan şanlı bayraklarımızı görmek ne kadar da gurur veriyordu bize.
Osmanlı Devlet-i Aliyyesinin Ahali-i Sadıka-i Mümtazesi Lübnan / Beyrut.
Yanındayız, yaralarına merhem olabilirsek ne mutlu bize.
Artık yakında kurulacak Osmanlı Milletler Topluluğu ile dünyanın çehresinin değişeceği umuduyla, selamlar ve dualarımızla.
