Mükremin Kızılca

Nogay Türkleri

Mükremin Kızılca

Türkiye’de iç Anadolu tuz gölü havzasında en tipik Nogay köylerine ulaşmak mümkündür.

19. yüzyılda Ankara ve Konya arasındaki bölgeye iskân edilen on kadar köy bulunmaktadır. 1970’li yıllarda Konya Kulu ’ya bağlı Kırkkuyu köyünde bulunduğum sürede Nogaylar bu tuz gölü havzasındaki çorak toprakları nasıl seçtiklerini şöyle anlatırlardı: Deve, Koyun ve at sürüleri besleyen atalarımıza başta Gölbaşı civarı olmak üzere birçok yer gösterilmiş ancak atalarımız en iyi otlak yerlerin buralar olduğunu görünce buraya yerleşmişler.

Bu bölgede en kalabalık Nogay tatarı köyleri Kırkuyu, Akin, Köstengil, Şeker ve Doğankaya köyleridir. Doğankaya, Akin ve Şeker Şerefli Koçhisar’a, Köstengil ile 40 kuyu ise Kulu’ya bağlıdır.

Bu Nogay köylerinin halkını yediden yetmişe tanımak nasip oldu. 40 kuyuda kalmama rağmen taziye, düğün, ticaret ve akrabalık ilişkilerinden dolayı hepsini görmek, halkını tanımak ve içli dışlı olmak nasip oldu. Nogayları bir cümleyle anlatmam istense şunu söylerdim: Nogay Türkleri vatanına, milletine ve mukaddesatına bağlı mükemmel bir topluluktur.

Nogaylar Altın Orda emirlerinden Nogay Handan geldiği bilinen Türk boyudur. Bununla beraber Mangıt boyundan Altın Orda emiri olan Edige’nin Nogay beylerinin atası sayıldığını söyleyen tarihçiler de vardır.

Nogaylar farklı gruplardan meydana gelen topluluk özelliği gösterir. Yönetim kadrosunu Mangıtlar teşkil eder, halk tabakasının esas unsuru ise Kıpçak Türkeri’dir. Nogaylar’ın Kazak, Özbek ve Başkırtlar’la kabile ilişkileri bakımından önemli bağları vardır. 

16. yüzyılın başında Nogaylar’ın beyi olarak Mûsâ Mirza’nın adı geçer. Bu yüzyılın ilk yarısında Kırım Hanlığı ve diğer Türk hanlıkları ile ilişkilerinde önemli bir yere sahip olan Nogay Ordası yüzyılın ortasında iç çekişmeler sebebiyle bölünmeye uğradı.

Osmanlı taraftarı olan Yûsuf Mirza ile Moskova taraftarı olan kardeşi İsmâil Mirza arasındaki mücadele sonucunda Yûsuf Mirza öldürüldü. Nogay uruklarının bir bölümü İsmâil Mirza’nın yanından ayrılarak Kadı (Kazi) Mirza’nın idaresinde 964-965 (1557-1558) yıllarında İdil nehrini geçti; Kırım hanından himaye görerek Kabarda bölgesiyle Azak denizi arasındaki topraklara yerleştirildi. Burada oluşturulan ordaya Küçük Nogay denmekteydi.

17. yüzyılda Nogaylar önemli sıkıntılar yaşadılar. Bunların başında Kalmuk istilâsı geliyordu. Kalmuklar’ın ağır baskısı sonucu Nogaylar’dan bir bölümü Osmanlı-Kırım koruması altındaki alana kaçtı; bir bölümü de Kalmuklar’ın idaresi altına girdi.

18. yüzyıl başlarında Nogaylar daha da parçalandı. Bunların bir kısmı Kırım yarımadasında yaşamaktaydı. Yedisan, Camboyluk, Bucak ve Kuban Nogayları, Kırım Hanlığı’nın hâkimiyeti altındaydı. Osmanlı Devleti ile Rusya arasında Nogay problemi de Kırım Hanlığı meselesine bağlı olarak sürdü. 

Rus Çarlığı Nogaylar’ın göçlerini özellikle teşvik etmiştir.1850’li yılların sonunda Kuban ve Stavropol Nogayları, ardından Tavrida (Kırım) Nogayları göç etmeye başladı. 1865’e kadar kitleler halinde, sonra da küçük kafilelerle devam eden göçle Anadolu’da Çukurova, Ankara, Konya, Kırşehir ve Sivas gibi yerleşim bölgelerine iskân edildiler.

20. yüzyılın içinde sayıları önemli ölçüde azalmış olarak Rusya’da kısmen toplu bir yerleşim manzarası gösteren Nogaylar’ın yaşadığı bütün topraklar 1922’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği sınırları içine alındı.

Nogaylar’ın birinci kurultayı 1922’de Açikulak’ta yapılmıştı; bu yılın Nisan ayında yapılan bir başka toplantıda yetkililer Nogaylar’a hangi bölgede kalmak istediklerini sormuşlar, Nogay temsilcileri de Dağıstan topraklarında kalmayı tercih etmişlerdi. Aynı toplantıda Nogaylar’a kısmî özerklik vaadinde bulunulduysa da bu söz yerine getirilmemiştir.

1928-1936 yılları arasında Nogay Türkçesi ile ilgili gelişmeler ortaya çıktı. Bunlar arasında Latin alfabesinin uygulanması söz konusu oldu. Bunun yanında 1936’da Nogay lehçesi resmî dil hüviyetinden uzaklaştırıldı, ancak II. Dünya Savaşı’ndan sonra yeniden tanınma işlemi yürürlüğe konuldu.

22 Şubat 1938’de Dağıstan’ın kuzey bölgesi beşe ayrıldı, bunlardan biri de Kara Nogay bölgesiydi. II. Dünya Savaşı sırasında Nogay bölgesinden Rusya’nın safında savaşa katılanlardan 2000 kişi hayatını kaybetmiştir.

Günümüzde Nogaylar, Karaçay-Çerkez Cumhuriyeti’nde; Adige-Habl Erkenyurt, Âdilhalk, Kızılyurt, Kubanhalk ve Kızıltogay gibi yerleşim merkezlerinde; Çerkessk şehrinde; Dağıstan’da Nogay, Kızılyar, Babayurt, Hassavyurt gibi vilâyetlerde; Stavropol ilinde Kocubey ve Mineralovod bölgelerinde; Çeçenistan’da Şelkov ve Astrahan’da yaşamaktadır.

 (DİA Nogay maddesinden yararlanıldı)

Yazarın Diğer Yazıları