Mükremin Kızılca

Kuşakpınar Salması

Mükremin Kızılca

Kuşakpınar: Ermenek ile Güneyyurt arasında, kuzeyden kuşatarak uzanan kaya zincirlerinin Güneyyurt üzerinden geçen bölümünde yer alan bir salmadır.  

Bu salmanın girişi Boğaz ağzında başlar Kurt Yolağına kadar sürer, eni ortalama yüz, uzunluğu ise altı yüz metredir. Denizden ortalama 1700 metre yükseltiye sahiptir. Buradan Ermenek’in doğusunda yer alanlar hariç bütün köyleri ile Başyayla köyleri görülebilir. 

Kuşakpınar salmasına aynı anda yüz bin koyun sığabilir. Sanayi devriminden önce yani 1970’lere kadar burada onlarca sürü barınırdı.

Salmanın kenarlarında baştanbaşa yer tutan eğriklerin  önü bir taş duvarla kapatılarak çobanlar kendilerine gecelemek için bir mekân oluştururlardı.  

Bu kaya zincirleri Ermenek’e sıfır km ile kuzeyinde yer alırken Güneyyurt’un iki km kuzeyinden geçer ve Başyayla’ya kadar hatta Sarıveliler’e kadar devasa bir hilal oluşturur. 

Adına rağmen Kuşakpınar’da eme yarar bir pınar yoktur. 1960’lı yıllarda küçük parmak kalınlığında akan bir kaynak vardı, şimdilerde o da kaybolmuş gibidir. Son yıllarda, buradan besleneceği ümidiyle bir hayırseverin inşa ettirdiği çağşakta  yapılan çeşme de kuru haldedir.  
Aslında bu salmada her taraf su sızıntısıdır ama derde deva bir su henüz bütün çalışmalara rağmen elde edilememiştir. 

2023 yılı ortalarında yaptığımız son seyahatte kaya yüzeylerindeki sızıntılara hortum bağlanarak 200 metre rakımlı yarlardan  indirilip üç km aşağıya istifade için mevcut su çekilmeye çalışılmıştır.

Ayrıca suyu çoğaltmak ya da yeni su keşfetmek için Güneyyurt Belediye başkanları Sayın CelilYağız ve Sayın Ahmet Arı’nın bu havalide yaptıkları sondaj çalışmaları bir sonuç vermemiştir. 

Sabunlu kayalar, tabii şartlar gereği yumuşamış, ayak bastıkça paramparça olan bir duruma gelmiştir. Her kaya bloğunun önü düşen, kopan ve parçalanan taşlarla doludur. Bu durum, analarını emmeye çalışan ve dört yandan biciklerine  hücum eden enikleri andırır. 

Kayaların dipleri sanki suyu yeni çekilmiş gibi nemli hatta çamurludur. Bu çamurlu yerlerden çamurcular  ve kırlangıçlar acele acele yuva malzemesi çamuru taşıyarak yuvalarını ikmale çakıştıkları görmeye değerdir. 

Yıl boyu süren bu nemli durumdan naşi salmanın iki tarafındaki kayalarda başta menekşe olmak üzere pırıl pırıl parlayan çiçek ve ot türleri göze çarpar. Bu otların en ünlüleri iğne yapraklı çavşır ve maydanoz ailesinden baldırandır. Özellikler Erzurum, Kars taraflarında çavşırdan güzel yemekler yapılsa da Taşeli yöresinde bilinmemektedir. 

Kayaların nemi bazen o kadar artar ki, yıl boyu önüne yapay bir kaklık  konularak su içilebilir. Bunlardan en önemli ikisi: damlantı  ini ve kız oğlan inidir. 

Kuşakpınar’da kaya kuşları sıkça görülür. Zirvelerde “gırt gırt” ses çıkaran kuzgunlar, koca kuş denilen kartallar, atmacalar, şahinler, doğanlar, bir insan görünce ciyak ciyak çığlık atan sıvacılar, yuvasını kıskanan kuyrukkakanlar, yel gibi bir anda önünden, arkandan süzülen kırlangıçlar, sağanlar ve kızıl kaya deliklerine erişilmez bir biçimde yuva yapan kınalı kirtikler   her zaman görülür. 

Her halükarda kuşlar su bulunan yerleri tercih ettiklerinden kendilerine yetim suyu buldukları Kuşakpınar’da da yıl boyu eksik olmazlar.
1960’lı yıllarda Kuşakpınar salmasında söğüt sayısı iki iken 2023 yılında altıya çıkmıştır. Mevcut suların sızıntısıyla ayakta duran ve yeşeren bu söğütler buranın birer sembolü niteliğindedir. 

Kuşakpınar salmasının güney kısmı asıl kaya zincirinin üzerine otururken kuzey kısmı yine aynı rakımlı ikinci kaya zincirinin önünden uzanır. Burada Alaca in adlı büyük kilise zer alır. Yumuk inde ise lahitler görülür. Hristiyan medeniyetinin üzeri davar sürülerinin tersleri ile örtülmüş haldedir. 

Öyle ki her inden tonlarca davar tersi çıkarılabilir. Bu davar terslerinin sadırı  inleri daha kaygan hale getirmiştir. Kilise ve şapellerin önü çalı çırpıdan çitler oluşturularak zaman zaman oğlakların ve analarının ayrı yerlerde tutulmasına da yaramaktadır.  

Kuşakpınar, karşı köylerin ve Güneyyurtluların ufkudur. Güneyyurtlular güneşin buradan doğuşunu her sabah izlerler. Aradaki yüksek rakım nedeniyle Güneyyurt’un aşağı kesimleri güneşi normal takvim saatinde almaya başlarken yukarı kesimleri bir saat sonra güneşi görürler. 

Yazarın Diğer Yazıları