Mükremin Kızılca

Kurt Aklı

Mükremin Kızılca

Köyümüzde kurda canavar derlerdi. Çocuklar canavarla korkutulurdu. Bir sürüye kurt girince, canavar yemiş, denirdi.

1960’lı yıllarda köyümüzün bütün evleri iki katlıydı.

Altta sığırlarımız, keçilerimiz ve eşeklerimiz sıra sıra bağlı olurlar, üstte de bizler otururduk.

Onların bir ihtiyacı oldu mu, bize meleyerek, beğirerek ve anırarak haber verirlerdi. Sabaha karşı yalağında bir şey kalmayan eşeğin anırması horozları bastırırdı.

Keçiler çok hızlı ve hırçın olduğundan onlar çoğu zaman salınık bırakılırdı. Ama eğer taze oğlakları varsa ikisinden birisi bağlanırdı ya da keçinin memesine sutyen takılarak oğlağın emmesi önlenirdi. Kırda dağda ise bazen sutyen yerine keçinin veya ineğin memeleri sığır mayısına bölenerek emilmesi engellenirdi.

Bir gün bizim Gargara’nın Pınargözü mahallesindeki eski evimizde iken bir kayıp olayı yaşadık.

Eski evimiz şimdiki, caminin önünden Kedi Kebeğine çıkan yol üzerindeydi. Burada o tarihte beş ev vardı.

2022 itibarıyla tam altmış yıl önce evimizin altındaki ahırda anamın: “ağzı var dili yok” dediği mallarımız vardı. Ahıra üst kattaki hayattan bir merdivenle dıştan inilirdi.

Bu mallar arasında bir teke, bir yazmış bir de yüklü keçimiz yer alıyordu. Birbirini emecek oğlak olmayınca salınık bırakıp yatmıştık.

Sabahleyin alttan gelen “acıktık, neredesiniz?” anlamındaki sesleri üzerine anam aşağıya inince davarların olmadığını fark eder ve dizini döverek yukarıya çıkınca hepimizi bir telaş, heyecan ve üzüntü sarmıştı o anda.

Tekenin adı Ak ger, yazmışın adı Kır malı, yüklü keçinin adı da Ak kulak idi.

Komşulara baktık yoklardı, yakın bağa bahçeye vardık gene yoklardı, etrafa sorduk soruşturduk bilen gören yoktu.

Sonunda anam bir yandan, biz dört bile çocuk bir yandan mahalleyi kuzeyden kuşatan maki / çalılık dağlara çıkmaya ve aramaya karar verdik.

Bu yukarı Salı da denen alanlar Çekmenler adlı yerle başlardı, oraya varınca Kara oğlak taşı denen ünlü yere bakmak için yöneldik, burasının altı Kızıl çukur denen elli dönümlük bir düzlüktü. Keçileri gündüzleri sık sık buralara getirip güderdik.

Kara oğlak taşının üst taraflarındaki çalıların arasında tekeyi boğazından boğularak öldürülmüş olarak bulduk. Yazmışın ise derisinin bir kısmıyla tüyleri etrafa saçılmış haldeydi. Yüklü Ak kulak keçimiz ise ortalarda yoktu.

Bunun üzerine Yukarı İzvit (Çağlar) çobanlarına haber salarak Ak Kulak keçimizin hamile olduğunu ve görürlerse bize haber vermelerini tembihledik.

Kurt aklı, gevşek ahır kapısını dışarıdan içeriye sallayıp iterken içeriden de dışarıya çıkmak sevdasındaki davarlarımız kapıyı ha bire oynatınca bir kiltenle bağlı kapı açılmıştı.

Sayılarını bilemediğimiz kurtlar bu üç hayvanımızı adeta bir çoban gibi Kara oğlak taşına kadar sürüp tenha mahalde halletmişlerdi.

Ancak yüklü ve ana adayı olan Ak kulak keçimiz kaçmayı başarmıştı.

Artık her yerde onu arıyorduk.  Hepimizin dilinde ak kulak, ak kulak sedası yankılanıyor hızlı söyleyince “aggulak gulak gulak” şekline dönüşüyordu.

Yüklü keçinin bir ana merhametiyle ve karnındaki kuzusunu korumak saikıyla kuzeyden kasabamızı kuşatan ve Kuşak dağları da denen kaya zincirlerine kadar gitmiş olabileceğini düşünüyorduk.

Bu arada kendilerini konuyla alakalı uyardığımız Yukarı İzvitli çobanlardan birisinden iyi haberi aldık: Ak kulak, Kızıl inin sol tarafındaki sarp kayadaki uzun salmanın bir kertmeğinde taze oğlağıyla beraber görülmüştü.

Hemen oraya hareket ettik, Ak kulak oradaydı, her ne kadar elimizde yemle, aggulag gulag gulag, diye yalvarsak da o ürkek bir ceylan gibi kaçmaya devam ediyordu.

Anlaşılan kurtlar onu çok korkutmuştu.

Yanında onun kadar henüz sıçrayıp seğirtemeyen körpe oğlağının da yardımıyla ele geçirmeyi başardık.

Anam “ne deyi böyle eden aggulağım” diye sarıldı. Körpe oğlağını heybemize koyup eve döndük.

(Kadir ve Mehmet ağabeylerimin katkılarıyla)

Sözlük

Salınık: ipsiz, bağsız

Kebek: merdiven

Hayat: evin girişindeki teras, açık alan

Mayıs: sığırların taze tersi

Bölemek: her tarafına sürmek

Salma: devasa kaya zincirlerinin ortasında ince uzun küçük topraklı alan

Kertmek: davarların kayalarda ayaklarını tutturabileceği yer

Yüklü: hamile

Yazarın Diğer Yazıları