Mükremin Kızılca

Konya'da Köy Odaları 

Mükremin Kızılca

Köy odası: giriş kısmında, ayakkabılık, soba malzemesi, odun kömür ve sofra bezi ile altına konan demir bulunur.

İçinde, bir köşede odun – kömür sobası yer alır, duvarın bir cephesi baştanbaşa yüklük olup ara kapağın altında banyo düzeneği, üstünde de kapağı örttükten sonra yatak yorgan konacak alan bulunur.

Odanın üç tarafı ot yastıklarıyla çevrilidir ve her yastığın önünde bir köşe minderi yer alır. Odanın tuvaleti dışarıdadır. Duvarın birinde gömme bir dolap vardır, içinde çay şeker çaydanlıklar ve bir küçük tüp bulunur.

Duvarda takvim, televizyon, namaz kılmak için kuzu postu ve kabı içinde Kur’an-ı kerim asılı olur. Bazı odaların kapısının arkadan kösükleme düzeneği yoktur sebebi de odanın gece gündüz herkese açık tutulması düşüncesidir. 

Oda, Anadolu’da Türk Misafirperverliğinin tecelli ettiği yerlerdir.

Dağlık kesimlerde eskiden bir köy odası bulunurdu şimdi eskisi gibi, at ile eşekle gezen olmadığından onlar da kalktı. Bizim yöremizde sayıları çok azaldı odaların, ama oda olmayan yerlerde de kimin kapısını çalsanız içeri buyur ederler tabi.

Benim gezdiğim Konya ovasının tüm köylerinde odalar vardır, ama her evde bir oda vardır, akşam  kalmanız gerekince hangisine varsanız buyur ederler ve yemek verirler hatta çoğunda ev sahibi de yemeği sizinle yer, sabahleyin kahvaltınız gelir.

Bu odalar misafir yoksa gençlerin sohbet etmeleri için de hizmet verir, yaşlılar için de ayrı odalar bulunur, genel olarak Konya ovası köylerinde hiç kahvehaneye rastlamadım ama her köyde düzenli olarak kapısı dışarı yani esas sahibinin evinden ayrı olarak sokağa açılan, özel Helâsı, banyosu (yüklük altında) bulunan odalar vardır.

Kapısı havlunun dışından girişli olanlara hariciye, havlunun içinden girişli olanlara da dâhiliye denirdi. Ayrıca tek kat olan odalara tahtani, çift kat olanlara ise fevkani derlerdi.

Oda işletmek babadan oğula geçen bir gelenektir. Baba vefat edince oğlu bu hizmeti sürdürür. Yani vasiyetle bu iş devam eder.

Bu oda hizmeti Dünyanın hiç bir yerinde yoktur, işte Türklere bunun için Misafirperver denmektedir.

Konya ve ilçelerinin tüm köylerinde bu tür odalarda kaldım, olağanüstü bir hizmet veriyorlar. Akşamları kendileri ne yerse misafire de getirirler, sabahları da kahvaltıda  zaman zaman evde bile bulamadığın zengin sofralar açılır.

Odalarda özellikle kış mevsiminde hareket ve kalma durumu daha yoğundur, buraların bedava müşterileri genellikle satıcılardır. Bu esnaf gurubu elleri boş olmadan odaya varırlar ve bedava hizmetten yararlanırlar.

Son yıllarda yapılan odalar tek katlı ve tüm müştemilatı içinde olarak tasarlanmaktadır. Hâlbuki eski odalarda bir de alt kat bulunurdu ve yolcu buraya atını, eşeğini bağlardı. İki katlı odalar genellikle dağlık yerlerde gözlenmektedir. Mesela Konya merkeze bağlı Sefaköyde bu tür odalar vardır.

Şimdi arşiv belgelerinden Konya merkezde bulunan odaların kültürel ve işlevsel boyutu hakkında 325 yıl geriye giderek bize ışık tutan Konya Şer’iyye Sicilleri kayıtlarından birisini inceleyelim:  

Olayın özeti:

Süleyman oğlu Ali çarşı civarında bedestende bir oda sahibidir. Odasında geceleyin isteyenler kalabilmektedir. Ahmet oğlu Mehmet tarafından odasında yatması ricasıyla bir kişi getirilir, oda sahibi adamı gözü tutmayınca odasında gecelemesini reddeder. Bunun üzerine Ahmet oğlu Mehmet, eğer bir şeyin kaybolursa ben ödeyeceğim diye kefil olunca yabancı odada kalır. Ama oda sahibi evde yokken bir atını koşum takımıyla beraber alıp kaybolur. Bunun üzerine oda sahibi mahkemeye başvurarak Ahmet oğlu Mehmet’ten atının ödenmesini istemektedir, ancak bunu yeminle reddeden Mehmet’in dinlenmesinin ardından dava aleyhine sonuçlanarak mahkemece uyarılmıştır. 

Olaydan çıkan neticeler:

1- 325 yıl önce Konya’da kuyumcular çarşısı vardır ve burada gurbetçi tüccarların ve yolcuların ücretsiz kalabilecekleri özel konaklar mevcuttur.

2- 325 yıl önce Konya’da günü birlik gelip geçenlerin geceleyebileceği odalar mevcut olup bu odalar ücretsiz olup işleticisinin evinin bitişiğindedir.

3- odaya aracılık yaparak garipleri getirenler bir zayiat durumunda misafire kefil olmaktadırlar.

4- en ufak bir adaletsizliğin çözümü için derhal mahkemelere başvurulmakta ve anında kadı yani hâkim tarafından çözümlenmektedir.

12 Haziran 1691 Konya Şer’iyye Sicilleri 18. Cilt Varak 207/2

Yazarın Diğer Yazıları