Konya Kapı Camii ve Yazıtları
Mükremin Kızılca
Eskiden Konya Kalesi’nin yani dış kalenin giriş kapılarından birisinin önünde yapıldığı için kapı Camii adına almıştır.
“Konya'nın merkezinde Tevfikiye Caddesi üzerindedir. Asıl adı İhyaiyye olup eski Konya Kalesinin kapılarından birini çevresinde yer aldığında Kapu Camii adıyla anılır. Cami ilk defa 1658 yılında Mevlevi Dergahı Postnişinlerinden Pir Hüseyin Çelebi tarafından yapılmıştır. Bir süre sonra yıkılan bu camiyi 1811 yılında Konya Müftüsü Esenlilerlizade Seyyid Abdurrahman yenilemiş ancak 1867 yılında çıkan bir yangın cami ile birlikte bu civardaki vakıf dükkanlarını da yok etmiştir. Bu yeni inşasına dair 1285 H. (1868 M) tarihli kitabesi taç kapısı üzerinde yer almaktadır. Kapı Cami Konya'da yer alan Osmanlı Dönemine ait camilerinin en büyüğüdür. Kuzeyinde 10 mermer sütuna istinat eden yüksek bir son cemaat mahalli ve basık kemerli bir cümle kapısı vardır. Ayrıca doğu ve batı yönlerinde de birer kapısı bulunmaktadır. Kesme taşlardan inşa edilen camiin üzeri dıştan çatı, içten büyüklü küçüklü sekiz kubbe ile örtülüdür.” https://www.gokonya.com/tr/kapu-cami
Duvarlarını dört halifenin de dâhil olduğu aşere-i mübeşşere denilen, cennetle müjdelenen 10 sahabinin adları ve Allah lafzı, Hz Muhammed aleyhissalatu vesselam lafzı süsler.
Vaaz kürsüsünün geri üst kısmında BismillahirrahmaniRahim yani Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla başlarım demek olan besmele mavi bir zemin içinde yer alır.
Onun altında ise Zümer suresinin 53. ayetinin "Allah bütün günahları bağışlar" cümlesi Arapça olarak yer almaktadır.
Bu ayetin tamamı şöyledir:
“De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Zümer 53)
Kapı camiine doğu batı ve kuzeyden olmak üzere üç kapıdan girilmektedir.
Sadece mihrap cephesi hariç 3 cephesi boydan boya sermahfille çevrilmiş haldedir.
Mihrabı sağ sol ve üstünden enfes bir Ayetel Kürsi yazısı tenzyin eder.
Aytelkürsinin manası şudur:
“Allah, O’ndan başka tanrı yoktur; diridir, her şeyin varlığı O’na bağlı ve dayalıdır. Ne uykusu gelir ne de uyur. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. O’nun izni olmadıkça katında hiçbir kimse şefaat edemez. Onların önlerinde ve arkalarında olanları O bilir. O’nun ilminden hiçbir şeyi -dilediği müstesna- kimse bilgisi içine sığdıramaz. O’nun kürsüsü gökleri ve yeri içine almıştır. Onları korumak kendisine zor gelmez. O yücedir, mutlak büyüktür.” (Bakara 255)
Mihrabın üst kısmında ise bütün mihraplarda olduğu gibi kıbleye dönülmesini emreden ayetin “artık yönünü mescid-i harama çevir” bölümü vardır ki ayetin tamamının meali şöyledir:
“(Ey Muhammed!) Nereden yola çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Haram’a doğru çevir. (Ey mü’minler!) Siz de nerede olursanız olun, yüzünüzü Mescid-i Haram’a doğru çevirin ki, zalimlerin dışındaki insanların elinde (size karşı) bir koz olmasın. Zalimlerden korkmayın, benden korkun. Böylece size nimetlerimi tamamlayayım ve doğru yolu bulasınız.” (Bakara 150)
Kubbelerden en büyüklerinden birisini Fatiha suresi süslemektedir ki anlama şudur;
1 - Bismillahirrahmânirrahîm
2 - 4 - Hamd, Âlemlerin Rabbi, Rahmân, Rahîm, hesap ve ceza gününün (ahiret gününün) maliki Allah'a mahsustur.
5 - Allah’ım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.
6 – 7 - Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.
Cami son derece Ruhani ve huzur verici bir atmosfere sahiptir.
Sermahfili ve kubbeleri ayakta tutan sütunların ağaçtan olması dikkati çeker.
Camide hemen hemen her cuma günü namazdan sonra bir hayırsever tarafından bütün cemaate ikramlarda bulunulur.
Kapı Camili sabah namazlarında bile aynen cuma ve bayram namazı gibi her gün tıklım tıklım dolar.
Bu cemaat yoğunluğunun merhum Hacı Tahir Büyükkörükçü'nün etkin vaazlarının neticesi olduğu herkes tarafından bilinmektedir.