Mükremin Kızılca

Konya Dokuz Su Projesi 

Mükremin Kızılca

Karamanoğulları Sultanı Sultan 2. İbrahim’in Bağrıkurt suyunu Dokuza akıtması hususundaki vakfiyesi:

Büyük emir, zahit, emirlerin en şereflisi, Sultan oğlu Sultan, Sultan İbrahim’dir – Allah onu rahmetine ve mağfiretine gark eylesin- ki şehid emir Mehmet’in oğludur, Mehmet de Karaman oğlu Alâeddin beyin oğludur, Alaeddin de Halil Bey oğludur, Halil de Mahmut bey oğludur

– Allah yardımcılarını güçlü, iktidarını kat kat uzun eylesin, onu yeryüzünde varisler gibi yerleştirsin. İnatçı, azgın keferenin burunlarını onun kahrıyla yere sürtsün! 

Sultan İbrahim saltanatı sırasında kendi öz iradesiyle, isteyerek, aklı başında, sözü dinlenir, tasarrufu geçerli, akit ve vukuf sahibi olduğu sırada, vakfetti, ebedîleştirdi, dokunulmaz kıldı, Allah yoluna serdi, sebil etti, sadece Allah rızası için, ona yaklaşmak amacıyla, ihlasla ücretini ondan umarak  aşağıda adı gelecek mallarını bir heyet önünde kıyamete kadar şartları geçerli bir vakfiye hazırlattı.

Onu bu hayrata teşvik eden ana unsur: “Herkesin, iyilik olarak yaptıklarını da kötülük olarak yaptıklarını da karşısında hazır bulduğu günde (insan) isteyecek ki kötülükleri ile kendisi arasında uzun bir mesafe bulunsun. Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor.

Allah kullarına çok şefkatlidir.” (Ali imran 30) ayeti oldu. 

Sultan İbrahim bu vakfiyeyi hazırladığı ana kadar anasından kendisine geçen hakkı ve mülkünü sahih ve ebedi vakfa bağışladı ki bu mülk de korunmuş saltanat payitahtı Konya şehrinin kenarında bulunan Bağlu kutlu adıyla bilinen köydür. Sınırları: Kızıl öz, Beşik kaya, Ağrı pınarı, Sumaklı beren, Er kaya, Sulu çay, dağ, Marmara, Milha, Levazili, Karataş, Olgu, Otlu kaya, Kuş pınarı, Karadağ, Mantar beren, Ziyaret tepe, Kapu kaya, Çaltı özü, Saruyar, Dokuz Hanı, Dere bük. Bütün bu mevkiler Bağlu kutlu (Bağrıkurt) köyünün dört yanında yer alan sınırları olup birbiri içine girerler, her türlü tartışma ve şüpheyi önlemek için tek tek kaydedildi. 

Bağlu kutlu köyünün bütün sınırları içindeki evler, araziler, meralar, su pınarları, bu köyün bütün hakları, içten ve dıştan katıldığı ve hak sahibi olduğu hukuku, hububat matrahları, kuyuları, harmanları, vergileri ve burada adı geçsin geçmesin nesi varsa vakıftır. Bu köyden davar zekâtı ve öşür gibi elde edilen bütün gelirler, kadı dışında hiçbir emir sahibinin eli değmeden Dokuz hanının yanından içme suyu geçirmek için sarf edilecektir. Köyün buğday arpa nohut gibi hububatın vergi ve zekâtı da aynen bu su geçirme yolunda harcanacaktır.

Eğer köyün gelirleri bu hizmetten artarsa fakir Müslümanlara verilir, eğer bu suyolu yok olur ve yıkılırsa vakıf Müslümanların fukarasına harcayacaktır. 

Mütevellilik Ahi Mustafa oğlu Ahi … teslim edilir. Eğer munkariz olursa Konya’da kadı ve hâkim olan kişiye geçer ve o da Allah rızası için idare eder. 

Bu vakıf yasalara uygun bir vakıf olup ebediyen geçerlidir, kötü niyetle el sürmek haramdır, Allaha, peygamberlerine, meleklerine, kitaplarına ve ahiret gününe iman eden hiçbir Müslümanın bu vakıfta değişiklik yapması caiz olmaz. Bir kişi bu vakfı değiştirmeye yeltenirse Allah’ın, meleklerinin ve bütün insanların laneti ona olsun!

“Her kim işittikten sonra vasiyeti değiştirirse, günahı ancak onu değiştirenlerin boynunadır. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.” (Bakara 181)

Bu vakfı koyan Sultan İbrahim’in sevabı ise umduğu şekilde Allah tarafından verilir. 

“(Ey Muhammed!)  Sabırlı ol, çünkü Allah güzel iş yapanların mükâfatını zayi etmez.” (Hud 115)

Bu vakfın sağlam ve eksiksiz olduğuna Müslümanların hâkimlerinden birisi karar vermiş ve vakıfnameyi imzalamıştır. Allah onu sevdiği şeylere erişmek için muvaffak buyursun, sözü dinlene hükmü uygulanan ve imzası tutulan bir hâkimdir. Müslümanların âlimlerinin ve müçtehitlerin vakıf hakkındaki farklı görüşlerinden olumsuz yönde etkilenmeyen bu vakıf sabitleşmiş olup mecliste yer alan adil, sağlam ve mazbut şahitler de şehadet etmişlerdir.

Yazarın Diğer Yazıları