Mükremin Kızılca

Kitap - Sünnet - Mezhep

Mükremin Kızılca

Nisa suresinde peş peşe gelen ayet-i kerimeler bu hususlara dikkat çekiyor.

Söz konusu ayetlerde Allah ve resulüne itaatten, tartışılan konuları onlara havale etmekten bahseder. 

Allah cc ve resulüne (sav) havale edilen işlerin nasıl olması, nasıl yapılması, nasıl halledilmesi gerektiğini de muhteşem bir ayetle hükme bağlar. 

Bu hükme bağlayan ayet: Allah’ın elçisinin verdiği hükümden en ufak bir geri duruşa izin vermez.  

Ayetin birinde de: Kur'an'da ve sünnette yani Allah ve resulünde yer alan bir hüküm hakkında ihtilafa düşülürse o ikisini daha iyi anlayan kişilerin hüküm çıkararak bir sonuca varmasını emreder. 

Burada İslamiyet'in iki ana kaynağı defalarca teyit edilmektedir. 

Buna rağmen bu iki kaynakta yer alan bazı konuları anlayamayan, bir hüküm çıkaramayan kişiler de, içlerinden bilgili anlayışlı ve müçtehit kişilere başvurarak konunun nasıl olduğunu anlayabileceklerdir. 

İşte buna bizzat ayetin kökünde geçen “hüküm istinbatı, çıkarımı” denmektedir. 

Bu hususta Nisa suresindeki ayetler zincirinin final ayeti çok önemlidir. 

Bu ayette Allah'ın ayetlerine uygun ve aykırı olmayacak tarzda, kendi insiyatifinden Allah resulünün verdiği bir hükme razı olmayana büyük bir tehdit vardır. 

Vahiy eseri olarak Allah'ın son kitabı olan Kur’an-ı Kerim bütün önceki kitaplara inanmayı da emreder. 

Bu bağlamda Kur’an-ı Kerim'de insanların yararına olan her şey emredilir, zararına olan her şeyde yasaklanır. 

Aşağıdaki ayetlerde de gördüğümüz gibi bunların neler olduğunu anlayamayanların Allah resulüne başvurmaları, Allah resulünün aralarında olmadığı dönemlerde de bilge, bilgin kişilere başvurarak, nasıl yapılması gerektiğini anlamaları emrediliyor. 

Kur'an-ı Kerim Allah resulünün en büyük bir mucizesi olarak muhteşem bir kitaptır. Gerektiğinde ayetler birbirlerini açıklarlar, yorumlarlar tefsir ederler. 

Öyle zamanlar olur ki Kur’an-ı Kerim'i okurken kafası bir yerde karışan kişiye az sonra başka bir ayet imdadına yetişerek açıklama yapar. 

Allah resulü 23 yıl peyderpey inen bu ayetleri de tek tek hadis-i şerifleri ile bizlere yorumlamış, ne demek istediğini anlatmıştır. 

Bu hususta Hafız İbn-i Kesir hazretlerinin tefsiri çok önemlidir neredeyse her ayette bir açıklayıcı hadis-i şerife yer veriliyor.

İşte bize yol çizen ayet-i kerimeler: 

“Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin, sizden olan ülü’l-emre de. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah’a ve âhirete gerçekten inanıyorsanız- onu, Allah’a ve peygambere götürün. Bu, elde edilecek sonuç bakımından hem hayırlıdır hem de en güzelidir.” (Nisa 59)

“Senden önce de ancak kendilerine vahiy indirdiğimiz kişileri peygamber olarak gönderdik. Eğer bilmiyorsanız bilgi sahibi olanlara sorun.” (Nahl 43, Enbiya 7) 

“Kendilerine güven veya korku veren bir haber geldiğinde onu yayıyorlar. Hâlbuki onu Resûlullah’a ve aralarından yetki sahibi kimselere götürselerdi, içlerinden haberin mana ve maksadını çıkarabilenler (istinbat) şüphesiz onu anlarlardı. Size Allah’ın lütfu ve rahmeti olmasaydı, azınız müstesna, şeytana uyup giderdiniz.” (Nisa 83)

“Münafıklara, “Allah’ın indirdiğine (Kur’an’a) ve Peygambere gelin” dendiği zaman, onların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün.” (Nisa 61)

“Biz her peygamberi sırf, Allah’ın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah’tan günahlarının bağışlamasını dileseler ve Peygamber de onlara bağışlama dileseydi, elbette Allah’ı tövbeleri çok kabul edici ve çok merhametli bulacaklardı.” (Nisa 64)

Tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar!

“Hayır! Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar.” (Nisa 65) 

Başka bir tercih hakları yoktur!

“Allah ve resulü herhangi bir konuda hüküm verdiklerinde artık mümin bir erkek veya kadın için işlerinde başka bir tercih hakları yoktur. Allah’ın ve resulünün emrine itaat etmeyenler doğru yoldan açıkça sapmışlardır.” (Ahzab 36) 

Yazarın Diğer Yazıları