Kim Bu Çocuk?
Mükremin Kızılca
Uzunluğu 10 -12 kilometre, eni 50 - 100 metre arası bir vadi.
1925 rakımlı bir belin eteklerinde başlıyor. Adrassos dağlarının batısına kadar sokuluyor bu vadi.
Sadece karlar eridiğinde akan derenin iki yakasında binlerce kıl çadır diziliydi.
Kıl çadırlardan biri beyin çadırıydı, bunun yeri tam ortalarda yüksekçe bir tepenin yamacındaydı.
O aradaki bütün çadırlar, oradaki hareketliliği görürler ve ne olup bittiğini sezinlerlerdi.
Çadırın bitişiğinde bir çadır daha vardı, bunlar baba oğul iki çadırdı.
Ay Hatun’un son günleriydi. Nur topu gibi bir oğul daha dünyaya getirmeyi bekliyordu.
Son akşam bey ve yardımcısı, baba oğul, obanın bütün alperenlerine haber salmışlar şafak vakti bir Bizans kentine baskın yapacaklarını bildirmişlerdi.
Şafak atmadan önce kılıçlarını kuşanan alperenler harekete geçtiler. Uzun tepenin yamaçlarında kayalarda açılan özel deliklere yularından bağlanan atlarını salarak bir bir binip yola revan oldular.
***
Ay Hatun tedirgindi. Bir de tam onlar gittiğinde sancıları tutarsa ne yapardı?
Nevra Şah Hatun onu teskin ediyor moral olarak yüksek tutmak için her şeyin kolayca olacağına yanında kendisinin olduğunu telkin ediyordu.
Şafak vakti dolunay şeklindeki ay ufuklara oturmuştu bile.
Bey, yardımcısı oğlu ve alperenler ayın inmesini beklediler Adrasos’a baskın için.
Vakit gelmişti, bey, yardımcı oğlu ve binlerce genç alperen Adrasos’un üst tarafına geldiler.
Bey burada bizzat imam olarak sabah namazını kıldırdı.
Bu bey, Anadolu topraklarını 1071'de Türklere açan ve ebedi yurtları yapan Alparslan’ın torunlarından biriydi?
***
Oba, erlerini sefere gönderen hatunlara kalmıştı, başlarında da güvenliği sağlayacak alperenler vardı.
Biraz sonra ortalık aydınlanacak, oğlaklar meleyecek, danalar beğirerek analarını arayacak, çobanlar değneklerini taşa vuracak sürüler harekete geçecek yeni bir gün başlayacaktı.
Sabahın yaklaştığını en iyi bilen kuşlardır. Onlar gün iner inmez uykuya yatar, günün ilk aydınlığı şafağı söktürünce de ötüşmeye başlarlar.
Hayvanların çoğu olayları insanlardan önce sezdikleri de bir gerçektir.
Beyin ve yardımcısı oğlunun çadırlarının etrafında ve üstünde kuyrukkakanlar, Gök güdükler bir başka ötmeye ve dönmeye başladı o şafak vakti.
Ay hatunun sancısı başlamıştı.
Hemen Nevra Şah Hatuna haber edildi.
Nevra Şah Hatun, beyin hatunuydu, hemen koşarak gelinin çadırına girdi.
Vaktin tamam olduğunu anlayan Nevra Şah Hatun, kapıdaki alperenlerden birisini çağırarak ebe başına gitmesini ve yardımcısı ile beraber hemen getirmesini emretti.
Alperen 200 - 300 metre mesafede, vadinin kıyısında bulunan bir kıl çadırdan ebe başını alıp getirdi.
Çok geçmeden içeriden bir bebek sesi geldi, işte bu onun sesi idi.
(Devamı var)