
İslam Birliğinin Tam Zamanı
Mükremin Kızılca
“Eğer siz bir yara aldıysanız, şüphesiz o topluluk da benzeri bir yara almıştı. İşte (iyi veya kötü) günleri insanlar arasında (böyle) döndürür dururuz. Allah, sizden iman edenleri ayırt etmek, sizden şahitler edinmek için böyle yapar. Allah, zalimleri sevmez.” (Al-i İmran/140)
Bütün dünyanın teröristleri Müslümanlar üzerine kışkırttığı kanaati günden güne artıyor.
Bu Müslümanlar arasında da, yeni Osmanlıcılığa yani dünyanın neresinde olursa olsun mazlumların imdadına koşma ülküsünü savunan ve Dünya beşten büyüktür sloganıyla BM’nin yapısının adilce değiştirilmesini öne çıkaran Türkiye başı çekmektedir.
Devletleriyle topluluklarıyla bütün Türklere şu günlerde bir görev düşüyor: “Türkün Türk’ten başka dostu yoktur” sözünü hayata geçirmek. Bütün Müslümanlara da bu algıyı yıkmak için şu görev düşüyor: bir üst kimlik olarak “Müslümanın Müslümandan başka dostu yoktur” imajını dimağlara kazımak.
Zaten gayrimüslimler için Türk demek Müslüman demektir.
Bundan önceki dünyanın mazlum ülkesinde bir Filistinli kız çocuğunun “Arun Aleyküm / Utanın” diye başlayan nutkunu hatırlıyoruz. Yerlerde sürünen yaralıların, akan kan nehirlerinin ortasında, hem de tam dünyanın ortasında, Peygamberlerin tümüne yakınının yaşadığı orta doğuda yaşanıyor olaylar.
22 tane Arap ülkesinin hem de dünyanın milli gelir olarak en zenginleri arasındaki Arap devletlerinin, hem de atmışa yakın Müslüman devletin yanı başında eşi benzeri görülmemiş bir can pazarının tam ortasında bir tümseğe çıkarak belki de ölümün dibinde olduğu sırada böyle haykırışını hatırlıyoruz.
Ama kimse utanmadı Hatice, hayır kimse arlanmadı, hayır kimse dinlemedi bacım! Senin soydaşın Araplar, senin dindaşın Müslümanlar aynı sefadayız, siz perdeleri sargı bezi yaparken bizler yüzbinlerce liraya perde yaptırıyoruz, senin ölülerin kefensiz gömülürken bizler 100 bin liraya mezar yaptırıyoruz, sizler güvenli bir çadır bile bulamazken bizler Rezidansların keyfini sürüyoruz ar bize Hatice, ar bize Zübeyde, ar bize bacım!
İki milyar Müslüman iki milyon Müslüman’ı koruyamadık ar bize, utanma bize ama utanma bizi kurtaracak mı, bari bu arımızı yitirmeseydik ama nerde? O da yok Hatice, o da yok yanı başında Filistin’in Dubai şeyhi denizi doldurarak Palmiye adası yaptırıyor, o palmiye adası ki sadece zevkleri sefaları tatmin için rezidanslar tatil köyleri ihtiva etmekte, fiyatı ise Filistin’i elli kere kurtarmaya yeter, ar sana ey şeyh! ar bize, ar tüm Müslümanlara.
Ey Arap zengin, ey Müslüman zengin! Filistin başta olmak üzere silindirler altında ezilen, kolları kırılan çocuk, kadın fark etmeden, masum sivil ayırmadan katledilen milyonlarca Müslüman için ne yaptık?
Bir binanın tuğlaları gibiydik hani?
Hani nerede BM?
Hani nerede? Savaş mahkemeleri? Hani nerede Lahey?
Nerede Nobel barışçıları? Nerede insan hakkı arayıcıları?
Ey İslam milleti!
Artık Müslümanın Müslümandan başka dostu olmadığını anlamamız için daha neler seyredeceğiz? Dünyanın gözleri önünde, canlı yayınla Mısırda seçilmiş hükümete darbe yapılırken anladık her şeyi.
AB, ABD, Rusya, Çin, Hint, Japon bunlar ne tepki verecek diye bakıyoruz? sen iki milyar Müslüman ne yaptın da onlardan ne bekliyorsun?
İslam’ın beşiğini tutan ve kendisini “Haremeyn’in hizmetkârı” sayan krallar firavunların Müslümanları katliam yapması için hacılardan topladığı paraları Mısıra gönderiyor, yazıklar olsun böyle bir anlayışa.
Türkiye en kısa zamanda şu anda başkanlığını yaptığı İ.İ.T’yi toplayarak Mısır, Suriye, Filistin vb. tüm mazlum Müslümanların kanının döküldüğü ülkeler için imanı olan Müslüman ülkeleri harekete geçirmeye çalışmalıdır.
Ey Müslüman kardeşim! Bizler şahsen ne yapabiliriz? Bu bitmez katliamlar karşısında ve bitmez Kıpti ve Yahudi şımarıklığı karşısında ne yapalım? Yarın sabah namazına biraz erken kalkalım. Mesela beş gibi ayakta olalım ve iki rekât teheccüd namazından sonra ağlayarak secdede şu duayı okuyalım;
Allahümme münzile’l-kitab seria’l-hisab ihzimi’l-ahzab allahümmehzimhüm vensurnâ aleyhim ve zelzilhüm Allahümme ya sariha’l-mekrubîn ve ya mücîbe’l-muzdarrîn ikşif annâ hemmenâ ve ğammenâ ve kürbetenâ feinneke terâ mâ nezele binâ ve bil’müminiine cemîâ