
İklim Değişikliğinin Muhtemel Afetleri
Mükremin Kızılca
Evrende her şey onun izni ve direktifiyle yürür. Allah cc her an bir yaratma işindedir. Onun isteği dışında bir ağacın yaprağı bile kıpırdayamaz.
O, buna rağmen her işe bir vekil atamıştır. Mesela peygamberlere vahi ulaştırmaya Cebrail’i a.s., doğayı idareye Mikail’i a.s. tayin etmiştir. Ayrıca rahmet ve azap kaynağı her nesneye de bir görevli tayin edilmiştir. Mesela güneşe de bir vekil atamıştır. Bunlara müvekkel / vekil edilen melekler denir.
Örnek olarak alttaki ayette ifadesini bulan “arşı yüklenen melekleri” verebiliriz.
“Arş’ı taşıyanlar ve onun çevresinde bulunanlar (melekler) Rablerini hamd ederek tespih ederler, O’na inanırlar ve inananlar için (şöyle diyerek) bağışlanma dilerler: “Ey Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O hâlde tövbe eden ve senin yoluna uyanları bağışla ve onları cehennem azâbından koru.” (Mümin 7)
Durum şudur:
20 ağustos 2023 tarihini esas alırsak aşırı sıcaklardan bitkilerin ahengi bozuldu. Karadutlar kızıl kaldı, cevizler dalında buruştu, üzümler olgunlaşmıyor, incirler büyümüyor, zeytinler ne olduğunu anlayamadı, cennet meyvelerinin güneş gören tarafı yandı, diğer meyve ve sebzeler de aynen bozulup çürümeye yön verdi.
Domatesler kızarmadan ölüme kuruldu, darılar kundaklarını çıkaramadan kurumaya yüz tuttu. Meyveler hem küçük hem de koruk kaldılar.
Kim bilir bu durum belki üç haftada bir sulamanın sonucudur. O da sulama olsa, sadece suyu hortumla gösterip çekivermek gibi bir şey.
Bu ne demektir. Dünya susuzluktan çok yakında büyük krizler yaşayacak demektir. Meravlı suların durumunu görünce insan gerçekten şaşırıyor ve bu teze inanası geliyor. Mahallenin çeşmesinden elindeki kapları doldurmaya yeltenen komşuya diğer komşular hep bir ağızdan: dur! Bu su meravlı, haram olur, diyor.
Hatta su içmek için yanaşan vatandaşa, su kendisine aktığı için su sahibi (!) dur, bu su sağlığa zararlı, diyor.
Oysa mahalle çeşmeleri yüz yıllardır, Allah o kaynağı yerden fışkırtalı beri önce başta insanlar olmak üzere canlıların su ihtiyacını karşılamak içindir. Mahalle sakinleri o sudan içmek amacıyla en önce istifade etmesi gereken kişilerdir.
Bu büyük bir afetin ve musibetin ayak sesleridir.
Bu afetlerin senaryosunu aşağıdaki Vakıa suresi ayetlerinde adım adım okuyabilirsiniz:
Sperminizi gördünüz mü? Ya o kurursa ne olur?
“57 Attığınız o meniye ne dersiniz?! 58 Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz? 59 Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden yaratmak üzere aranızda ölümü biz takdir ettik. (Bu konuda) bizim önümüze geçilmez. 60 -61 Andolsun, birinci yaratılışı(nızı) biliyorsunuz. O halde düşünseniz ya!
Tohumlar ve bitkilerin müvekkel melekleri!
62 Ektiğiniz tohuma ne dersiniz?! 63 Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz? 64 Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde şöyle geveleyip dururdunuz: 65 "Muhakkak biz çok ziyandayız!" 66 "Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!"
İçtiğiniz suya ne dersiniz?
67 İçtiğiniz suya ne dersiniz? 68 Siz mi onu buluttan indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz? 69 Dileseydik onu acı bir su yapardık. O halde şükretseydiniz ya!
Tutuşturduğunuz ateşe ne dersiniz?
70 Tutuşturduğunuz ateşe ne dersiniz?! 71 Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz? 72 Biz onu bir ibret ve ıssız yerlerde yaşayanlara bir yarar kaynağı kıldık. 73 O halde, O yüce Rabbinin adını tesbih et (yücelt).
Elindekilerle şımaran ve çeşit çeşit günahlara batan biz insanoğluna bu sorular soruluyor ve hayatın bu ana unsurları hakkında güç yetirip tedarik imkânımızın olmadığı teyit ediliyor.
Haydi, hep beraber tek tek okuyup bir daha alalım bu soruları, var mıyız?
Hoş olun, hoşça kalın!
Daha yazılacak çok şey var!