
İbn-i Bibi'ye Farklı Bir Bakış!
Mükremin Kızılca
Kısaca İbn-i Bibi:
Selçuklu İmparatorluğunun zirvelerini yaşadığı 1231 senesi, Sultan Birinci Alaeddin Keykubad tarafından Anadolu’ya getirilen bir ailenin çocuğu olan yazar Moğolların Devlete tamamen el koyduğu 1270’li yıllarda sarayda divan katibi olarak bulunan babasının yerini alan bir İranlıdır.
Yani Konya sarayına yapılan Karamanoğlu Mehmet Beyin, bağlı olduğu devleti Moğollardan kurtarmak amacıyla yaptığı müdahale öncesi ve sonrasında yazar Konya’dadır ve olayları ilk ağızdan anlatan kişidir.
Ermenek Türkleri
İbn-i Bibi Karamanoğullarını Ermenek Türkleri olarak adlandırıyor. Yazıda geçen Karaman Nure Sofi’nin oğlu olan Karaman olup Ermenek’te kendisinin Kamerüddin olarak bilindiğini belirtiyor.
İbn-i Bibi tarafından Konya sarayını Türkler basmıştır, denmesi Konya’nın bil külliye Moğol yönetiminde olduğunun itirafıdır.
İran’dan gelip Konya’da Karamanlılara hırsız ve yol kesici diyecek kadar cesurdur bu falcı cadının oğlu. Oysa yol kesen Selçuklunun yolunu kesen Moğol keferesidir.
Yılandan Ejderhalığa(!?)
Fars kökenli yazar, Ermenek Türklerinin yani Karamanoğullarının ilk zamanlarda yılan olduklarını ama biraz toprak sahibi olunca ejderhaya dönüştüklerini ifade ederek içindeki kini kusuyor.
Havariç / Hariciler
Yazar Ermenek Türklerine hariciler manasında havaric kelimesini sık sık kullanır. Bilindiği gibi Hz Ali radıyellahü anh efendimize karşı çıkanlara havariç denmişti. Ermenek Türkleri yani Karamanlılar Moğollara karşı çıktığı için havariç oluyor ona göre. Bire zalim! Hz Aliye karşı çıkanlar zamanın meşru halifesine karşı çıkarak harici / doğru yoldan sapan oldular, Moğol şirk ve küfür taifesini öz yurdundan çıkarmak isteyenler nasıl o kelimeyle anılabilir?
Hayali Cimri Uydurması
İbn-i Bibi, Mehmet beyin kafasından kendi hayalini kuruyor ve Cimri diye sefil birini hanedan üyesi olarak ortaya sürdüğünü iddia ediyor. Mehmet beyin tahta oturttuğu en güçlü görüşe göre hanedan üyesidir ve Kırımda bulunan 2. İzzeddin Keykavus’un oğlu Alaeddin Siyavuş’tur. Ona cimri denmesinin bile o gün mü daha sonrakiler tarafından mı uyduruldu, henüz kapalıdır.
İlhanın / Moğol’un Hizmetindeki Sultanlar
Yazar çevirdiğim Karamanoğlu ile alakalı sayfalarda sık sık Selçuklu Sultan ve Atabeyleri için “Fi Hizmeti ibn-i İlhan el-A’zam / büyük Moğol’un oğlu hizmetinde” bu tabir bile bir Türk hele Müslüman bir Türkün asla kabul edemeyeceği bir durumdur. Ama İbn-i Bibi Türk olmadığı için sultanını ve vezirini Moğol keferesinin hizmetçileri olarak kaydediyor.
Moğol Konya Tahtına El Koyuyor!
403. sayfada Konya payitahtının ve devletin bütün hesaplarının Moğolların eline geçtiğini açıkça beyan eder.
Moğol Valisine Sunulan Kitap!
İbn-i Bibi ünlü eserini yazıp tamamlayınca teamüller gereği Konya’daki en büyük yetkiliye ithaf ediyor. Ama bu yetkili Konya tahtının sultanı değil Moğol veliaht Kongurtay ve veziri sahib unvanlı Cüveyni’dir.
Şimdi bu yazarın Karamanoğulları ve Ermenek Türkleri hakkında doğruyu yazması düşünülebilir mi?
Bundan sonra Türkçeden başka Dil Konuşulmayacak!
Sarayın İranlı kâtibini en fazla şaşırtan bu oluyor. Çünkü kendisi Türkçe bilmediği için işinin bitirileceği kanaatine kapılıyor. Oysa bu saray Türklerindir, Konya bir Selçuklu başkentidir ve asil bir Türk soyu hanedanın karargâhıdır. Ancak yazar, emri Sultanlardan değil sultanları Erzincan’da, Tokatta, Kaz ovada tutan ve atadığı memurlarıyla Konya’yı yöneten Moğol zabitlerinden almaktadır.
İskarpinli Acem Yazar!
Konya sarayına gelip Selçuklu devletini bir sürede olsa Moğollardan kurtaran Karamanoğullarını “Çarıklı Türkmenler” olarak hafife alan yazar acaba rugan ayakkabı ve hakiki deri iskarpin mi giyiyordu? Kendi dilleriyle papuşu / pabucu nasıldı Acem yazarın?