Mükremin Kızılca

Hisar Kalesi

Mükremin Kızılca

Sorkun Yaylası 3

“Gayri resmi kazıların şeffaflığa ve resmiyete dönüştürerek çok daha sağlam ve ekonomiye katkı sağlayacak tarzda bir yasal yapıya kavuşturulması en büyük temennimizdir.”

2022 ağustosunda yeğenim Hilmi Kızılca ile yaptığımız Sorkun yaylası seyahatimizin 3. Bölümünde doruklardan söz edeceğim, inşallah.

Taşları, kepirleri tepe tepe Sorkun tarafından geldiğimiz ve tarihi İzvit Kebenini indiğimiz sırada karşımıza bölgenin en yüksek kaya doruğu çıktı.

Burası her ne kadar kale dense de beşeri değil ilahi bir yapıdır, insan eliyle yapılmış duvarlar yoktur ya da yok olmuştur. Yani sursuz bir kaledir.

Bu hususta örnek Ermenek Firan kalesidir ki o da ilahi bir yapı olup yer yer insanlar dolgularla kendi hizmetlerine almışlardır.

Hisar kalesinin bedeninde yer yer kazı alametleri görülür. Bu tür kazılar bu coğrafyada en fazla buradadır. Zira burada Sbide antik kenti yer almaktadır. Bu arada Sbide’de resmi kazılar da devam etmektedir.

Gayri resmi kazıların şeffaflığa ve resmiyete dönüştürerek çok daha sağlam ve ekonomiye katkı sağlayacak tarzda bir yasal yapıya kavuşturulması en büyük temennimizdir.

Hisar kalesinin bayrak direklerinin yanına varmadan bir kaya ağacına yaslanarak kuzeye döndük ve burada, aşağıda linkini vereceğim 42 dakikalık videonun sonundan üç bölümünü çektik: Gelin Uçtuğu, Su Uçtuğu ve Sıra Delikler.

Kuzeyden bize bakan bizim de onlara baktığımız bu üç antik yerin yazısını “Sorkun Yaylası İzvit Kebeni” adlı makalemde okuyabilirsiniz.

Hisar kalesinin zirvesinde iki tane bayrak direği vardı, ancak bayrak yoktu. Soruşturduğumuzda, bayrakları her asker sevki sırasında köyden askere giden gençlerin buraya çıkarak yenilediklerini ama sert rüzgârların etkisiyle kısa sürede eskiyip berhava olduklarını öğrendik.

Hisar kalesinin direklerine yaslanarak bu sefer güneye döndük ve burada da adı geçen belgesel filmimizin bir bölümünü daha çektik.

Bu doruktan Sarıveliler, Başyayla ve Ermenek’e bağlı bütün köyler gözlenebiliyor. Ermenek baraj gölü bütün endamıyla seyredilebiliyor.

Altıntaş, Hisarönü, Yunt, Mennan, Asar ve Firan kalelerinin bir bir etrafta belli aralıklarla sıralandığını görüyorsunuz.

Ayrıca kuzeye baktığımızda, 21. Yüz yılın başında yapılan yeni yayla yolunun sağdan, Roma döneminde inşa edilen Sbide antik kentine malzeme taşıyan kervanların indiği İzvit kebeninin soldan ikiz olarak Sorkuna dikine tırmandıklarını izledik. 

Yazıma son verirken aşağıdaki linkte yer alan 42 dakikalık Sorkun Yaylası belgeselini izlemenizi tavsiye ederiz.

Tarihe bir not düşmek açışınsan. https://youtu.be/KRSq0CLdop4

Burada sözü, Hisar kalesinin hemen altında yer ala, en eski adı Sbide, daha sonra İzvid-i ulvi, en sonunda da Yukarı Çağlar olan köyün yetiştirdiği değerli usta kalemlerimizden Sayın Durmuş Ali Özbek hocamıza bırakıyorum:

“Zenon’un Kral Yolu Kapandı

Zenon önce doğduğu köy olan Zenonopolis’te (İznebol ) gelmiş, ancak etrafı surlarla çevrili, içinde yerel kralın yaşadığı bir saray, en önemlisi kentin kuzeyinde kalesi bulunan tam korunaklı Sbide kentine 476 yılında gelerek 21 ay burada yaşamış. Kaldığı süre içinde Sbide Kentini çeşitli yatırımlarla yaşanılır bir kent haline getirilmiş.

Yüz yıla yakın zamandır susuzluk çeken kentin susuzluğunu gidermek için kaya üzerine Çobansuyu Sarnıcını oydurmuş, önce baharda coşan Aldere’den buraya su getirtmiş. Bu yeterli olmadığından akabinde bir mühendislik harikası olan 5 km uzunluğundaki antik su tünelini (Sıra Delikler) deldirilmeye başlanmış, ancak bitim tarihi belli değil.

 “Yayla Yolu

Yukarı Çağlar Köyünün yaylası; Sorkun Yaylası veya İzvit Yaylası olarak bilinir. Yayla arazisi karşı yaka köylerinin “İzvit Kaşı” olarak adlandırdıkları Keben Kayasından yukardaki sahadır.

Yaylaya yayan veya hayvanlarla çıkabilmek için kimler tarafından yapıldığı bilinmeyen, ancak Zenon tarafından Sbide’ye yaptığı yatırımlarla ilişkili olduğu, büyük bir ihtimaldir. Çünkü Zenon, doğup büyüdüğü Zenonopolis bugünkü Büyük Karapınar Köyünün yayla yolları için harcamalar yaptığı o dönemde Sbide’de 21 ay yaşayan Zenon’un, Sbide yayla yolunu da yaptırdığı büyük bir ihtimaldir.

Yayla yolu da çok önemli bir mühendislik bilgisi ile gerçekleştirilmiştir.  Sarp kayalıklar arasına yapılan duvarlar ve zemine döşenen döşeme taşları, yolu destekleyen ağaç bariyerler kullanılarak yapılmış olan yol, 1500 öncesinde son on yıla kadar kullanılmıştır.

Yazarın Diğer Yazıları