Mükremin Kızılca

Hakaret Acizlik İfadesidir! 

Mükremin Kızılca

Yüzde 99’u Müslüman olan halkımız çok iyi bilir ki Medine Sözleşmesi Allah’ın son peygamberi ve ilk İslam Devletinin de başkanı olan Hz Muhammed (sav) tarafından ortaya konan bir beraber yaşama sanatıdır. Bu sözleşmede Müslümanlar, Yahudiler, Hristiyanlar ve müşrikler aynı devletin vatandaşı olarak kabul edilip ortak edilmişlerdir. 

Nitekim evrenin tek gerçeği olarak iki cihanı da kapsayan İslam dininin kutsal kitabında, bu dini yaymak ve bütün insanlığa duyurmak konusunda aydın müminlere görev verilirken üç hususta önemle durmaları emredilir:

1- Dinde zorlama yoktur: 

“Dinde zorlama yoktur. Doğru eğriden açıkça ayrılmıştır. Artık kim sahte tanrıları reddeder de Allah’a inanırsa kopmayan sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah her şeyi işitir ve bilir.” (Bakara 256)

2- İyilik ve güzellikle İslam’a davet etmek: 

“Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et; onlarla en güzel yöntemle tartış. Kuşkusuz senin rabbin, yolundan sapanların kim olduğunu en iyi bilendir; O, doğru yolda bulunanları da çok iyi bilir.” (Nahl 125) 

3- Rakibinin sevdiklerine hakaret etme!

“Allah’tan başkasına tapanlara kötü söz söylemeyin; sonra onlar da bilmeden, taşkınlık yaparak Allah hakkında kötü sözler söylerler. Böylece biz her ümmete kendi işlerini çekici gösterdik. Sonunda dönüşleri rablerinedir. Artık O, ne yaptıklarını kendilerine bildirecektir.” (Enam 108)

Bugünkü Türkiye Cumhuriyeti tek başına bile Medine Sözleşmesine konu olabilir. Ülkemizde de Müslümanlar, Yahudiler, Hristiyanlar ve müşrikler mevcuttur. Müşrikleri yani hiçbir dine sahip olmayan ateistlerle özdeşleştirebiliriz. 

Son olarak!

Bana tahammül edeceksin, sana tahammül edeceğiz ve ona tahammül edeceğiz! Bizler bu halimizle bir bütünüz, beni dışlayamazsın, seni dışlayamam ve onu dışlayamayız!

Avucumuzdaki bilgisayara sarılıp bizim gibi düşünmeyen kimseye hain, dinsiz, gâvur, vatan haini, dönek, dinsiz ve benzeri salvolarla kahramanlık peşinde koşma lüksümüz olamaz!

Demokratik Türkiye Cumhuriyetinin temellerini sağlamlaştırmaya çalışalım. Darbe anayasalarını bir kenara atalım, bütün kesimlerin haklarını garanti eden bir anayasa yapalım.

Herkes işine gücüne yoğunlaşsın, vatanımızı TSK ve diğer emniyet güçlerimiz hakkıyla korumaktadır, vatan kurtaran aslanlar olmaktan sıyrılıp vatanı dünyada birinci lige çıkaran kahramanlar olmaya çalışalım.

Hasetliği, fesatlığı, çekememeyi, kıskançlığı, arsızlığı, hırsızlığı, katlanamamayı, hoşgörüsüzlüğü ve bencilliği bir tarafa bırakalım.
Ve yüce peygamberimizin (sav) buyurduğu gibi kardeş olup kardeşçe yaşayalım:

“Birbirinizi arkadan çekiştirmeyin, birbirinizi jurnallemeyin, birbirinize öfkelenmeyin, birbirinizi kıskanmayın, birbirinizle alakayı kesmeyin, birbirinizle çekişmeyin, birbirinizin düşmanı olmayın, aleyhinde kullanmak üzere birbirinizin hatasını kollamayın, birbirinize dürüst olun, birbirinizi tuzağa düşürmeye çalışmayın, birbirinizin açığını kollamayın ve Allah’ın emrettiği gibi kardeşler olun!” (Buhar ve Müslim 261) 
Cenab-ı haktan memleketimize ve insanlığa yarar getirecek bir bayram ve genel seçim nasip etmesini niyaz ederim!

Yazarın Diğer Yazıları