Mükremin Kızılca

Hafızamdaki İhsan Kayseri

Mükremin Kızılca

2010 yılında 30 yılımı verdiğim ticari hayattan emekli olduktan sonra -bu esnada kenarlarında cibbildediğim- ilim meydanına tekrar dönmüştüm.

Otuz yılın içinde çok hayaller kurdum, 1990’lı yıllarda “İlmiye İslami Araştırma Dergisi” diye bir süreli dergi bile çıkarmıştım. Bu dergiyi çıkarmadan önce o kadar tevahhuş olmama rağmen, o zamanlar ünlü Gözyaşı efsanesinin üstadı Haşim Akten ağabeye çıkıp dergi çıkarmaktan söz etmiştim. Kâr düşünüyorsan hiç başlama, demişti.

Vücudum otuz yıl metre sallamakla geçse de zihnim hep kitaplarda ve dergilerdeydi. Yeni olsun eski olsun bütün gördüğüm kitapları alıp okumaya devam ediyordum. Bir ara Rampalı çarşıdaki Tercih Kitabevinden hemşerim Aytekin Bey bir liraya dükkânında bulunan bütün kitapları okuma imkânı sunmuştu. Bir lira veriyorsun, istediğin kitabı götürüp okuduktan sonra getiriyorsun yeniden bir lira daha vererek başka bir kitaba başlıyorsun.

Bu sırada ikinci kattaki Doğan kitabevine de zaman zaman uğrardım, çok tenha bir köşede yer alan Sahaf Muhammed Doğan hoca efendinin bu dükkânında devamlı Osmanlıca çeviriler yapan bir hemşerim vardı. Yahu siz ne yapıyorsunuz? Dediğimde:

Osmanlıca Konya Şer’iyye Siicili yazıyoruz, diyordu.

Ama bu Osmanlıca neymiş, ne değilmiş merakım gittikçe artmıştı.

Eskiden de tanıştığım ve ailecek ticari müşterim olan Muhammed Doğan ağabeyimin işlettiği Rampalı Çarşıdaki dükkânına varmıştım.

Muhammed Doğan hoca efendinin dükkânına vardığımda daha önce devamlı yazan Ali hoca gitmişti. Muhammed Doğan hoca efendi de hemen, bana burada çalışmamı teklif etti.

 Şahsen hiç pazarlık yapmadan tensip ettikleri ücretle dükkânında çalışmaya başladım. Kendileri, emlak piyasasının çok yakından bildiği, tapu almadan önce yerinin vakıf olup olmadığının tespitini yapmak üzere Aydoğdu’daki tapu kadastro arşivine gider gelirlerdi. Öğleden önce hiç gelmezler tapuda vakıf kaydı araştırmalarını yürütürdü.

Doğan Kitabevi Rampalı Çarşının gözbebeği bir mektepti. İlim dünyasından, basın camiasından, her tarikat ve cemaatten insanlar için bir uğrak yeriydi.

Hele öğrenciler ellerine verilen Osmanlıca metinleri, ödev ve tez çalışmalarını yaparken yardım almak için Rampalıya gelirler Rampalıdaki bütün esnaf da Doğan kitap evine yönlendirirdi.

Burada kaldığım üç yıl zarfında Üstat Muhammed Doğan ağabey sayesinde Osmanlıca çeviri kurslarının bütün aşamalarını bitirdim ve artık ben de sülüsten siyakate, divaniden rik’aya her tarz metni çözebiliyordum. Allaha şükürler olsun hocalarımızın sayesinde şu anda iki yurt dışı, sekiz yurt içi olmak üzere on üniversiteyle akademik çalışmalarımız devam etmektedir.

Dediğim gibi tam bir mektep olan Doğan Kitabevinde çok zatlarla tanıştım, bürokratlardan, işadamlarına, gazetecilerden akademisyenlere her sınıftan değerli insanlarla sohbet etme imkânı buldum.

Burada tanıştığım hafızamda derin izler bırakan ve unutulması imkânsız bir ağabeyimiz de merhum İhsan Kayseri idi.

Son derece sevecen, saygılı ve hoşgörülü bir zattı. Doğan Kitabevine haftada birkaç defa uğrar çayımızı ıhlamurumuzu içerdi. Bu arada gelmişken elindeki dosyalarla ve kitap çalışmalarıyla alakalı konuşur fikir alış verişinde bulunurduk. Ayakları hep dizgici, mizanpajca, grafiker, matbaacı ve gazeteler arasında gidip gelirdi.

2010 yılında Doğan Kitabevinde tanıştıktan sonra korona salgını öncesine kadar her bilimsel ortamda sohbet edip hasbihal etmişizdir. 

Şahsen burada çalışmadığım dönemlerde de ziyarete vardığımda merhum İhsan Kayseri abiye Doğan Kitabevinde rastlardım. Bu arada Muhammed hocam hemen: gözleri az seçtiğinden, bak bakalım kim geldi, diye ona benim geldiğimi ihsas edince: Mükremin mi? Der ve hemen ayağa kalkar, sarılır ve öperdi.

Son yıllarına kadar kitap yazmaya devam etti. Elinden dosyalar ve klasörler hiç eksik olmadı.

Son zamanlarda gözleri iyice zayıflamış olmasına rağmen dost meclislerinden ayağını kesmemiştir.

Yayımladığım kitaplardan mutlaka ister ve ben de imzalar takdim ederdim.

Son olarak “Üç asır önce Konya” adlı kitabımı duyunca beni aradı, Zafer çarşısının üst katında bir dağcılık ofisinde olduğunu, kitabı istediğini söyledi. Ben de çıkıp vardım ve imzalayıp takdim ettim.

Konya’nın efsane gazetecisi ve yazarı İhsan Kayseri ağabeyi 24 Haziran 2021 tarihinde Uluırmak Mezarlığında ebedi istirahatgahına tevdi ettik.

Seni iyi bilirdik, İhsan abi!

Allah korktuğundan halas, umduğuna nail eylesin!

Yazarın Diğer Yazıları