
Gayrimüslim Mültezimler
Mükremin Kızılca
Osmanlı Devlet-i Aliyesinin son zamanlarında yabancılara teslim edilen öşür toplama görevi.
Birisine hükmetmek istiyorsan kendine borçlandıracaksın, mantığını Osmanlılara karşı düşmanlar çok iyi kullandılar.
Osmanlılar 1850 yılında İngiltere ve Fransa başta olmak üzere özel ve tüzel birçok yere borçlanmaya başladılar. Bu borçların son taksiti 1953 yılında Adnan Menderes tarından TC adına ödendi.
Ben şahsen Osmanlı dedelerimize kırgınım çünkü oldukları konumu koruyamadılar ve torunlarını bu gün ele güne muhtaç hale getirdiler. Şükürler olsun üstümüzdeki külleri yeni yeni çırpmaya başladık.
Osmanlılar devletler bazında borçlanmalarının yanında bir de Galata Bankerlerine karşı borçlanarak devleti ayakta tutmaya çalışıyorlardı. Bu bankerlerin bilumumu Yahudi ve Ermenilerden oluşuyordu.
Biz Müslüman Türklerin bir büyük eksiğimiz de paraya pula önem vermememizdir ki biz önem vermeyince ona daima azınlıklar önem verdi ve ülkenin kaymağını kendi keselerine indirmeyi ba’şardılar.
Konuyu dağıtmayalım, bugün sizlere Osmanlı dedelerimizin devletin son döneminde yapılan büyük bir hatasını ortaya koyacağım, o da şudur ki Müslümanların öşrünü ve zekâtını toplamak için gayr-i Müslim mültezimler / zekât toplama memuru kullanmalarıdır.
Bunun kanıtı olarak 1897 yılında devletin borcunu ödemeyen bu mültezimleri icraya vererek tahsile çalıştığı gazetelere verdiği ilandan anlaşılıyor.
Aşağıda ise Müslümanların öşür ve zekâtlarını toplamaya kefil olup da ba’şaramayan gayr-i Müslimlerden bazılarının müsadere edilen mal varlıklarının listesini görüyorsunuz:
“1311 (1895) senesi a’şarı mültezimlerinden İzmitli Tersiyan Karabid ağanın emvaline takdir olunan bedel:
1000 İzmit’in Batam oğlu Dalyanı civarında şarkan baklacı Arif bağçesi garben mumcu oğlu Malakon tarlası şimalen korucu oğlu tarlası cenuben Uhannes bağçesiyle mahdut dört dönüm eşcar-i müsmire bağçesi
1350 / 1311 senesi a’şar mültezimlerinden Karatyalı Kiryako oğlu İstefani ve kefili aynı köyden berber oğlu Foti’nin emlak ve arazisinin kıymet-i mukadderesi: Manastır altında şarkan Manastır deresi garben İzmitli Karayano tarlası şimalen sahib-i sened Kurbasi cenuben yol ile mahdut dokuz dönüm tarlanın tamamı.
1311 senesi a’şar mültezimlerinden Karatyalı çiçekli oğlu Nikola ve kefili karye-i merkumeden Lemir oğlu Anastaşın emvaline takdir olunan kıymet:
Mültezim çiçekli oğlu Nikola emvali: 150- kilise altı mevkiinde şarkan çeşme deresi garben tarik-ı am şimalen haci Sotri oğlu Banapot bağçesi cenuben Elmir oğlu Anastaş ve Foti bahçeleriyse mahdut bir dönüm bir evlek tarlanın nısfı hissesi, uzun tarla nam mevkide şarkan çeşme deresi garben Manastır deresi şimalen çiçekli oğlu bağçeleri cenuben Yuvacık karyesine giden yol ile mahdut 37.5 dönüm tarlanın rubu hissesi.
1311 senesi a’şar mültezimlerinden Arslaniki Tomas oğlu Tomanın emvaline takdir olunan kıymet: 800- Arslanın karyesinin eski köy yeri nam mevkide şarkan dere garben tarik-i am şimalen ve cenuben bakkal Sarkiz Evakim ve Karabet bağçeleriyle mahdut bir buçuk dönüm hadikanın tamamı.
Arslan’ın karyesi civarında şarkan ve şimalen tarik garben ve cenuben Uzunoğlu karabet bağçeleriyle mahdut bir dönüm üzüm bağı, yekûn 98 75 1300 kuruş.
1311 senesi a’şar mültezimlerinden Arslanik karyeli papaz oğlu Karagin ve kefili karye-i merkumeden Bagos çavuşun emvaline takdir olunan kıymet: mültezim papaz oğlu Karagin emvali:
Arslanik keryesi civarında cenuben papaz oğlu Bagos şarkan Bardaros oğlu şimalen tarik-ı am garben karabed bağçeleri tarik-ı am ile mahdut bir buçuk dönüm dut bağçesi.
1308 senesi a’şar mültezimlerinden Mihaliç karyeli papazoğlu Pandalinin emlakine takdir edilen kıymet: 750- karye civarında Acemyan oğlu Apostol garben Baladcı oğlu bandalı cenuben ve şimalen tarik-ı am ile mahdut dört dönüm üzüm bağı.
1306 senesi a’şar mültezimlerinden Tersiyan Bagosun emvaline takdir olunan kıymet: 5000- tarafeyni tarik ve bir tarafı Mehmet çavuş ve bir tarafı Gazer oğlu Haci Makir ve terzi Haci Agop bağlarıyla mahdut otuz dönüm baş maa köşk
(İkdam Gazetesi / 31 Temmuz 1897)
Zekât toplamaya Müslüman bulamayan atalarımız yani Sultan İkinci Abdülhamit Han biliyorsunuz Japonya’yı İslamlaştıracak bir düzine Âlim de bulamamıştı.
O devrin maliye bakanlığı öşür toplamaya da Müslüman bulamıyor ve gördüğünüz gibi Dimitri’den, Sarkis’ten, Bagos’tan, Avakim’den ve Agop’tan zekât toplama hususunda yardım bekliyor.
Eee ne de olsa, onların geri ödemeye gayr-i menkulleri çok!
Değerli okuyucu kardeşlerim! Bir devlet kendi işini başkalarına havale ederse, başta savunma ve para işlerini dış güçlere bağımlı hale getirirse o devletin zevali çok yakındır. Osmanlılar da bu olaydan yirmi yıl sonra zevale erdiler.
Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin!