
FELAKET ADAM SEÇMEZ!
Mükremin Kızılca
“Sadece içinizden zulmedenlere erişmekle kalmayacak olan bir felaketten sakının ve bilin ki Allah, azabı çetin olandır.” (Enfal 25)
Farklı Bir Ramazana Girerken
1 ramazan 1441 / 24 Nisan 2020: tarihte ilk defa bütün Müslümanların mabetlerinde ibadetten mahrum oldukları ilk ramazana giriyoruz.
31 Aralık 2019 günü yaklaşık dört ay önce Çinin Wuhan kentinde ortaya çıkan Korona Salgını dünyalılara büyük bir ders oldu.
Salgının yayılmasına tedbir olarak Kâbe tavafa, Mescid-i Haram, Mescid-i Aksa ve bütün diğer mescitler ibadete kapatıldı. Toplu ibadet etmenin zorunlu olduğu cumalara ara verildi. Beş vakit dolup taşan namazlar, Hatm-i Heceganlar, Hatm-i Kadiriler ve zikir halkaları öksüz kaldı.
İbadet haneler gibi batakhaneler de kapandı ve afet ve felaket karşısında herkes eşitlendi. Sanki mahşerin bir provası gibiydi. Müslümanı, Yahudi’si, Hristiyan’ı, Sabiisi, sofisi, hevaisi, şeytana tapanı, Ateisti herkes evine çekildi.
ABD, AB ve bütün şımarık devletler silahlanma yarışına ara verdi. Kendi ülkeleri dışındaki faaliyetlerini durdurdu. Sağlık sistemleri felç olunca silahlanmaya harcadıkları paraların heba olduğuna kani oldular. Büyük Şeytanın başkanı Trump resmen; Ortadoğu’ya harcadığımız trilyon dolara yazık oldu, bizler çatlağın, ahmağın tekiyiz, dedi.
Dünya denizlerinde dev transatlantikler, dünyayı yok edecek nükleer denizaltılar, hava alanı taşıyan devasa gemiler yapan, kendi topraklarını bırakıp başka ülkelere sömürü kolonisi kuran İngilizler, Amerikalılar, Fransızlar, Felemenkler, İtalyanlar ve diğerleri maske ve ilaç sıkıntısından ölü sayısında başı çektiler.
Evden çıkmak, şehirden çıkmak yasaklandı. Ağzına burnuna maske takmadan çıkmak menedildi. Dünya başka bir dünya oldu. Eğer bu manzarayı bundan on yıl önce görseydiniz uzay filmi seyrettiğinizi sanırdınız.
Herkes birbirinden kaçar, kaçamasa bile araya iki metre mesafe koydu. Sevdiklerini öpemedi, sarılamadı, kucaklayamadı.
Kıyamet de böyle bir şey. Bütün şehirler, caddeler, sokaklar boşalır. Herkes birbirinden kaçar. Müstekbirler ve müstaz’aflar karşılıklı atışır. Bir hesaplaşma dönemi başlar:
“Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır. (Abese 33 – 37)
Acaba Korona afetinin dünyaya gelmesinden önce birbirini yiyip bitiren insanlar, ülkeler, kardeşler ve eşler bundan bir ders alırlar mı?
Hele hele 73 fırkaya ayrıldık diye sevinip duran, hepsinin kendisini “Fırka-i Naciye addettiği ve yeni yeni fırkalar ihdas etme gayretinde olan Müslümanlar bunda bir hikmet ararlar mı? Yoksa bu #evdekal dönemini bir bilenme fırsatı ve daha güçlü ayrışmalara zemin mi yaparlar?
Acaba bu afet atlatıldıktan sonra kırmızıçizgilerde bir değişiklik olur da insanlar gereksiz yere başka dünyalarla aralarına koydukları mesafeyi gevşetirler mi?
Emperyalist ülkeler savaşa ve harp sanayiine yaptıkları yatırımlara ayırdıkları paraları sağlığa ve insani yatırımlara yönlendirirler mi?
200’ü aşkın dünya devleti beş büyüklerin ağzından çıkana bakmaya devam mı ederler? Yoksa “Dünya beşten büyüktür” diye bir kıvılcımla yeni bir dönem başlatırlar mı? Acaba!
Bu mübarek ramazan ayının ve bayramının her şeyin daha mükemmele doğru bir çizgi oluşturmaya başlaması dua ve niyazımızla!