Mükremin Kızılca

Ermenek Sanayi Camiini Süsleyen Ayetler

Mükremin Kızılca

Ermenek sanayi Camii’nin kubbe içini ve kubbeyi alttan çeviren boydan boya şeridin içindeki ayetleri inceledim. 

Bunlar da gerek Güneyyurt Abdullatif Camii gerek Ermenek Keleşoğlu Camii’nde olduğu gibi müminlere çok derin manalarla mesajlar veren ayetlerden seçilmiştir. 

Ermenek sanayi Camii kubbe içini, Ayete’l-kürsi dediğimiz bakara suresinin 255. ayeti süslemektedir. 

Ey Müslüman kardeşim!

Allah'ı deneylerle arama, melekleri, imanın şartlarını deneylerle tespit edersek o zaten iman sayılmaz. Eğer iman ediyorsak ki ediyoruz Allah'ın kim olduğunu öğrenmek için işte bu Ayete’l-kürsiyi mutlaka defalarca okuyalım. 

Bu konuda şu ayete dikkat edelim, Allah’ı ve diğer gaybe ait iman esaslarını gördüğümüz anda o iman geçersiz olacaktır: 

(Ey Muhammed!) Onlar (iman etmek için) ancak kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbinin gelmesini[207] ya da Rabbinin bazı âyetlerinin gelmesini mi gözlüyorlar? Rabbinin âyetlerinden bazısı geldiği gün, daha önce iman etmemiş veya imanında bir hayır kazanmamış olan bir kimseye (o günkü) imanı fayda vermez. De ki: “Siz bekleyin. Şüphesiz biz de bekliyoruz.” (Enam 158)

Kubbeyi alttan çepeçevre çeviren şerit içinde ise Amme ile başlayan Nebe -haber anlamında gelen Nebe suresinin 40 ayeti yer almaktadır. 

Bu sure baştanbaşa kıyamet sahneleri ve Allah'ın, gaybın, meleklerinin, evrenin yaratıcısının ispatını hedefleyen doğal, çevresel, iklimsel ve uhrevi ayetleri içermektedir ki bu ayetlerin hepsi tek tek birer derstir.

Kubbe içi ayetelkürsi:

“Allah, O’ndan başka tanrı yoktur; diridir, her şeyin varlığı O’na bağlı ve dayalıdır. Ne uykusu gelir ne de uyur. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. O’nun izni olmadıkça katında hiçbir kimse şefaat edemez. Onların önlerinde ve arkalarında olanları O bilir. O’nun ilminden hiçbir şeyi -dilediği müstesna- kimse bilgisi içine sığdıramaz. O’nun kürsüsü gökleri ve yeri içine almıştır. Onları korumak kendisine zor gelmez. O yücedir, mutlak büyüktür.” (Bakara 255) 

Kubbeyi alttan kuşatan çember içindeki Nebe’ / Amme suresi: 

1. Birbirlerine neyi soruyorlar?

2,3. Üzerinde anlaşmazlığa düştükleri büyük haberi (mi)?

4. Hayır, ileride bilecekler.

5. Yine hayır; ileride bilecekler.

6,7. Biz, yeryüzünü bir döşek, dağları da birer kazık yapmadık mı?

8. Sizleri (erkekli-dişili) eşler hâlinde yarattık.

9. Uykunuzu bir dinlenme (sebebi) kıldık.

10. Geceyi (sizi örten) bir elbise yaptık.

11. Gündüzü de geçimi temin zamanı kıldık.

12. Üstünüze yedi sağlam gök bina ettik.

13. Alev alev yanan aydınlatıcı ve ısıtıcı bir kandil yarattık.

14,15,16. Taneler, bitkiler, sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye yağmur yüklü yoğun bulutlardan şarıl şarıl yağmur yağdırdık.

17. Şüphesiz hüküm ve ayırma günü belirlenmiş bir vakittir.

18. Bu, sûra üfürüleceği gün gerçekleşir ve siz bölük bölük gelirsiniz.

19. Gök açılır ve kapı kapı olur.

20. Dağlar yürütülür, serap hâline gelir.

21,22,23. Şüphesiz cehennem, bir gözetleme yeridir; azgınlar için, içinde çağlar boyu kalacakları bir dönüş yeridir.

24. Orada ne bir serinlik ve ne de içecek bir şey tadacaklar!

25,26. Ancak, uygun bir ceza olarak kaynar su ve irin içecekler.

27. Çünkü onlar hesaba çekilmeyi ummuyorlardı.

28. Âyetlerimizi de alabildiğine yalanlamışlardı.

29. Biz ise, her şeyi bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da) tamamiyle sayıp tespit ettik.

30. Kâfirlere şöyle denilir: "Şimdi tadın. Artık bundan sonra yalnızca azabınızı artıracağız."

31,32,33,34. Şüphesiz Allah'a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kevâib-i etrâb ve dolu kaseler vardır.

35. Orada ne bir boş söz işitirler, ne de bir yalan.

36,37,38. Bunlar kendilerine; Rabbinden, göklerin ve yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbinden, Rahmân'dan bir mükâfat, yeterli bir ihsan olarak verilmiştir. Onlar, Ruh'un (Cebrail'in) ve meleklerin saf duracakları gün Allah'a hitap edemeyeceklerdir. Sadece Rahmân'ın izin vereceği ve doğru söyleyecek olan kimseler konuşabilecektir.

39. İşte bu, hak olan gündür. Artık dileyen kimse Rabbine ulaştıran bir yol tutar.

40. Şüphesiz biz sizi, kişinin önceden elleriyle yaptıklarına bakacağı ve inkârcının, "Keşke toprak olaydım!" diyeceği günde gerçekleşecek olan yakın bir azaba karşı uyardık.

Yazarın Diğer Yazıları