Mükremin Kızılca

Ekonomi ve Savunmada Tam Bağımsızlık

Mükremin Kızılca

İtler sahibini ısıran köpeklerdir. Her köpek it değildir, ama her it köpekten azmadır.

Atlar, tarihi savaş araçları, kim bilir insanlık bu şımarıklığa devam ederse bir gün lazım olabilirler. Hani derler ya dördüncü dünya savaşı ancak sapanlarla, baltalarla ve atlarla olacaktır, diye.

İtler de köpektir ama her köpek it değildir, dedik ya bunu biraz açalım. Nogayca’da bir atasözü der ki:  “it semirse iyesin tisler” yani köpek iyi beslenirse sahibini bile ısırır. Yaninin yanisi sahibine isyan eden köpeğe it denir, sadakat gösterenine de köpek denir.

Hollanda polisi kendi ülkelerini ayağa kaldıran, imar ve inşa eden işçilerine daha doğrusu Hollanda’nın asıl sahiplerine zaman zaman köpeklerle ve atlarla saldırarak itliğini göstermeyi başarmıştır.

Bugün batı dünyası denen gurup, haçlı zihniyetini zaman zaman faaliyete geçirerek vahşi yüzünü göstermektedir. Bu açıkça 1453 tarihinin ezilmişliğinin tezahürüdür. O zamanlar bir işe yaramayan haçlı ittifakları şimdi sıraya dizildiler ve yeniden şahlanan Türkiye’yi görünce ürkmeye ve yerlerinden sıçramaya başladılar.

Müttefikimiz olarak geçinen başta ABD ve AB olmak üzere Hristiyan dünya illa da Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de özerk daha sonra da bağımsız etnik bölgeler kurdurarak ülkemizin geleceğini tehlikeye atmaktan geri durmamaktadırlar.  Terör örgütlerinden desteklerini bir türlü çekmemelerinin sebebi de budur.

Otlar atlar tarafından tüketilir ama itler onun yüzüne bile bakmaz. Hani derler ya kartallar yüksek uçar, diye her ne kadar kartallar yüksek uçsa da leşe konmazlar, kartallar ölmüş kuşu bile yemezler, bu bakımdan asildirler. Ama itler böyle değiller,  nerede bir kemik görseler onun için birbirlerini parçalarlar.

Atlı birlikler yer yer dünyada görülmeye devam ediyor. Bu daha ziyade ilkel bir yönetim olan monarşilerde, hanedanlıklarda görülüyor. Hollanda adlı muz cumhuriyeti de bunlardan birisidir.

Topraklarının büyük bölümü deniz seviyesinin altında olan Nederland belasını arıyor, Allah’ın gazabını bekliyor hatta bunun için acele ediyor. Bir gün sular kabarıp setlerini yıkarsa sonu olacağı kesindir.

Biz Müslüman Türklere batının hıncı büyüktür, zira onları ezilecekleri sırada ezmedik, biz insandık insanca davrandık, kendimizden ayırmadık ama onlar boyunduruğu kırınca nerede Türk görseler tüyleri diken diken olmaya devam etti.

Bir zamanlar biz onlara bitli turist derken onlar hava alanlarında ülkelerine giriş yapanlarımızı ilaçlamaya bile kalkmışlardı.

Bir zamanlar Hollanda misafir varan bakanlarımızı ve onları karşılamaya gelenleri uyarı bile yapmadan atlarıyla ve itleriyle yıldırma yoluna gitmişlerdi. İlkelliğin en alası budur.

Hollanda denen ülke bir zamanlar Osmanlıdan aşırdığı otlarla (lale) ayağa kalkmış ve o zamanlar Felemenkler denen bu ülke Afrika’nın, Amerika’nın hatta uzak güney doğu Asya’nın garibanlarının kanını emerek bir yerlere gelmiştir.

Avrupa artık yabancı işçileri ülkelerinden dışarı atmanın yollarını aramaya başladı. Çünkü sanayilerini, ekonomik kalkınmalarını tamamladılar. Bu nedenle onların mevcudiyetine aldırmadan anavatanlarından gelen misafirlerine vahşice davranmayı sürdürebilirler.

Avrupa’nın en büyük zaafı yaşlı bir nüfusa sahip olmasıdır. Nüfus artış oranları oldukça düşük olan Avrupa ülkeleri nüfusun artmasına İslami bir etken de ekleyerek hız veren Müslümanlar karşısında her zaman korku yaşamaya devam edeceğe benzemektedir.

Sömürgecilere ne kadar bağımlılık gösterirsek o kadar severler ne zaman kendi dizlerimiz üzerinde doğrulursak tırpan çekmeye başlarlar.

Batı her zaman bunu yapmaya devam edecektir. Ancak Artık ABD ve AB’nin çöküşü başlamıştır. Korona Virüsü karşısındaki acziyetleri ekonomi ve savunma sanayiinde de kendisini gösterecektir.

Türkiye’miz için reçete ekonomi ve savunmada tam bağımsızlıktır.

Yazarın Diğer Yazıları