Mükremin Kızılca

Dikkat Et Sayın Profesör!

Mükremin Kızılca

Son aylarda bir ilahiyatçı (?) cuşa gelerek Kalem Suresinin ilk ayetlerine dil uzatıyor. Onlar hakkında bir Müslümana yakışmayacak sözler sarf ediyor.

Kur’an ayetlerine laf atmayı bizler Macron ve benzerlerinden duymaya alışkınız, içimizdekilerin niyeti ne olursa olsun onlardan duymak bizi ağır yaralıyor.

Daha Kur’an’ın ayetlerini inceleme fırsatı bile bulamayan bu Profesör Kur’an’ı antik çağ Helen filozofları gibi yorumlamaya kalkıyor.

Oysa Hâkka suresinin şu ayetlerini görseydi buna cüret eder miydi?

“O peygamber, bize isnâden bazı sözler uydurmaya kalkışsaydı, Elbette biz onu bundan dolayı kuvvetle yakalardık. Sonra da onun şah damarını keser atardık. O vakit sizden hiçbiriniz ona siper de olamazdınız.  (Hâkka 44-48)

Diline doladığı Kalem Suresine bir göz atalım.

İlk emri oku olan İslamiyet’in ana kaynağında ki 3. sure olan Kalem suresinin ilk kelimeleri, mürekkep kabı olan hokka, kalem ve satırlara yazılan yazılardır.

Evet, bir daha bakalım, bir daha okuyalım; Kur’an’ı kerimin ilk ayetlerinin ilk kelimeleri; Oku, Hokka, Satır, Kalem.

Müslümanlığın ilme ve araştırmaya ne kadar önem verdiğini anlatmak için başka ne lazım? Başka ne lazım, hatanın İslam da değil Müslümanlarda olduğunu ifade için? Ve Müslümanlara ilme ve okumaya karşı teşvik için daha ne söylemek gerek? 

Babasını doğmadan, Anasını 6 yaşında kaybetmiş bir yetimin hiç okuma yazma öğrenmeden 40 yaşına gelince tüm edebiyat şaheserlerinin cılız ışığını söndüren evrensel Kur’an ayetleri karşısında Mekke eşrafı (!) şaşırıyorlardı. Ve Kur’an’ın şahadetiyle şöyle söylüyorlardı;

“İnkâr edenler dediler ki: “Bu Kur’an’ı dinlemeyin. Baskın çıkmak için o okunurken yaygara koparın.” (Fussilet 26)

Yani Kur’an öyle etkileyicidir ki dinlerseniz imana gelirsiniz, ortamı gürültüye boğun, demek istiyorlardı.

Daha düne kadar Emin/sözü dinlenir, güvenilir olarak andıkları ve çağırdıkları iki cihan güneşini cinnetle anmaya başlamışlardı nasipsiz müşrikler. Oysa bu durumda bile sefere çıktıklarında kıymetli mallını yine efendiler efendisine teslim ediyorlardı.

Kur’an’ı kerime ilk ayetlerden itibaren karşı çıkan daha doğrusu aydınlanmaya karşı çıkan cahiliyet erbabı müşrikler faaliyet gösterdikleri kulüpleri olan Daru’n-Nedve’de her an ayrı bir kararla İslam’ın açılımlarını sabote etmeye çalışıyorlardı. Ne de olsa onlar Cahiliyet/Bilgisizlik devrini korumaya çalışan statükoculardı.

Tüm Peygamberlerin tebligatının özeti ve saf hali olan İslam dininin İlahi kaynağı Kur’an, bütün kutsal kitap ve sahifelerin de içinde özetlendiği ve İnsanlığa sunulduğu son ayetler manzumesidir.

İşte bu yüzdendir ki insanlığa diyecek bir kurtuluş sözü olmayanlar Rasülüllaha (sav) ve ona nazil olan vahye saldırdıkça saldırıyorlar ve hedefe ulaşamayınca da iftiralara başvuruyorlardı.

Bu tür Hak düşmanlarının şahsi ahlak ve davranışlarında ortaya çıkan ve Allah cc tarafından bir bir anlatılan kötü huylar aşağıdaki gibi dizen, Kalem suresinin ilk sayfa ayetleridir:

1- Durmadan gelişi güzel yemin eder

2- Düşük karakterli aşağılık

3- Daima başkalarının kusurlarını arar

4- Laf taşıyarak nifak tohumları eker

5- Kendisi iyilik yapmaz ve yapanları engeller

6- Günah işler

7- Kaba, nezaketten ve iyi huylara uzak

8- Soysuz, nikâhsız bir birliktelikten olma

Bu ayetlere aklı ermemiş yerli ilahiyatçının.

Bu ahlakta insanların maddi durumu ne olursa olsun itaat etmemesi Rasülüllah’a emrediliyor ve en son olarak bu kötü ahlak sahibi kişilerin Allah’ın ayetlerine "Öncekilerin masalları!" dedikleri beyan ediliyor.

Tarih boyu bütün dinsizlerin ortak sözü:

"Âyetlerimiz kendisine okunduğu zaman, "Öncekilerin masalları!" der.” (Kalem 15)

 İşte bu ayetlere akıl erdiremeyen ve Allaha yakıştıramayan (!) idraksizlere Allah’ın şamarı şu ayetle veriliyor;

 “Yakında biz onun burnunu (yere sürterek) damgalayacağız.” (Kalem 16)

Kurana saldırılar önce masum yorumlarla başlar, sonu ise inkârla biter.

Dikkat Et Sayın Profesör!

Yazarın Diğer Yazıları