Mükremin Kızılca

Bulgura Şahlığı Verenler

Mükremin Kızılca

Malzeme: ağaç topan, yazmışın arka budu, bulgur, tuz ve baharat.

Ağaç et topanı; üstünde et kıyılan, ortası hafif basık ağaçtan yapma silindir biçiminde alet. Eskiden Bulgurca eti, keserle onun üstünde kıyılırdı.

Bu durumda bulgurca asla dağılmaz, özlü olurdu. Şimdi kasaplarda tek çekim kıyma hazırlayıp yapılır.  Bu durumda da uzman hanım ellerinde aynı özü sağlar ve dünyanın en lezzetli bulgur köftesi ortaya çıkar.

Ama bu köfte ekmekle yenmez, çıkla yenir. Ekmeksiz yenen enfes bir köfte olarak da dünyada bir ilk olma özelliği vardır.

1960’lı yıllarda köyümüzde çocukluğumuzu yaşarken kurban bayramını iple çekerdik.

Bu yıllarda mahallemizde kurban kesenler parmakla gösteriliyordu.

1959 yılında babam vefat edeli beri hiç kurban kesememiştik. Kurban bayramında kurban kesenlerin gönderdiği etleri de en iyi şekilde değerlendirirdik.

Anam rahmetli herkes gibi eve et girdiği anda onu bulgurca yaparak değerlendirirdi.

Bundan atmış yıl öncesinde kurban kesemeyen ailelerin çocukları bazen Ermenek merkeze et toplamaya giderlerdi. Ermenek merkez o zamanlar daha ziyade zengin ailelerin ve bürokratların oturduğu bir kasabaydı.

Bir seferinde mahalleden üç arkadaş kurban bayramının birinci günü Ermenek’e et toplamak için yola çıktık. Yürüyerek bileğiyi aşıp tam üç saatte Ermenek’e geldik.

Ellerimizde birer torba vardı, verilen etleri onun içine koyuyorduk. Ermenek’te her vardığımız evde cızır cızır bulgurca sesi geliyor kokusu ise bizi bizden alıp götürüyordu.

Çaldığımız her kapı bizi boş göndermiyordu, bazıları da et yerine bulgurca ikram ediyordu. Ermenekliler bulgurcaya tarhana başı ve bazı köylerde de et tarhanası derler. Sadece Güneyyurt’ta bulgurca denir. Ayrıca bulgurca etten ve patatesten olmak üzere iki temel gıdadan yapılır.

Ermenek’e etten ayrı bir de eskiden şeftah denen üç aylar girişinde bişi toplamaya gittiğimizi hatırlıyorum.

Şimdilerde Konya’da şivlilik olarak çocuklarca bir bayram havasında kutlanan üç aylar girişi biz de de böyle kutlanıyordu. Evinde has un ve sıvı yağı olan veya olmayan çocuklar birer poşet alıp bişi toplamaya çıkardı.

Burada öne çıkan çocukların bayramları bayram havasında kutlamasıdır. Konya’daki çocukların hepsinin evinde tabi ki yeterince şeker vardır ama bunu toplu olarak yaparak bayramlara bir başka haz katarlar. Bizim yaptığımız da aynen öyleydi. Ama şimdi asla böyle bir sevinci görmek imkânsız hale geldi. Herkeste her şey fazlasıyla var olduğundan paylaşıma kapandı, bu paylaşım sadece sosyal medyada sürmektedir.

Ortalama bir aile için bir kg ete bir kg biraz ince bulgur eklenir. Tuzu biberi ve baharat türlerinden isteğe göre malzeme bir leğene toplandıktan sonra kollarını dirseklerine kadar sığayan bir kadın yoğurmaya başlar.

Yarım saat - kırk beş dakika yoğurur, bulgur iyice yumuşayıp etle özleştikten sonra kıvamına gelip gelmediğini ve tuzunu öğrenmek için birkaç kişiye tattırılır. Hafif su ilave edilmeden önceki hali de çiğ köfte gibi büyük bir şevkle yenebilen halidir. Ardından hafif su eklenerek sıkılmaya başlanır.

Bulgurca yaklaşık sekiz cm ebatta ince olarak sıkılır ve bir taraftan da köze, saca veya tavaya pişmesi için dizilir. Köylerde şömine başında közde pişirilen en lezzetlisidir, ancak közde pişirmek kalabalık aileler için zordur ve zaman alır. Bu nedenle saca dizilir. Şehirlerde ise set üstü fırınlarda tavalar hazırlanarak pişirilir. Gurbettekilerin de sıladakilerin de pikniklerde ana yemeği hep bulgurcadır.

Bulgurcanın coğrafi işareti için şimdiye kadar ciddi bir teşebbüs olmadı. Bunun nedenlerinden birisi bazı yerlerde tarhana başı, bazı yerlerde et tarhanası ve bazı yerlerde de bulgurca denmesidir.

Herkesin uzlaştığı bir malzeme listesi ve yapım tarifi oluşturmamız gerekiyor. Bunu sağladıktan sonra en kısa zamanda bir teşebbüste bulunulmalıdır.

Başkanlarımızdan Sayın Celil Yağız ve Sayın Ahmet Arı zamanlarında Güneyyurtta adına festival – şenlik düzenlenen bulgurcanın yer işareti için Güneyyurt Belediyesinin harekete geçmesini bekliyoruz!

Yazarın Diğer Yazıları