
Bu Cennet Herkese Açık - 2
Mükremin Kızılca
Türbede beş mezar var: Karaman Bey ve eşi, Mahmut Bey ve eşi ile evlenmeden şehit edilen Mehmet Bey.
Türbenin kitabesinin altına başka bir kitabeden kısa kesitler taşıyan iki köşenin konduğunu görüyoruz.
Bu türbenin harabe halinden bugünkü abide haline gelmesinde büyük emeği olan merhum eski bakanlardan Fikret Ünlü’nün kabri de aynı mezarlıkta yer alıyor.
Derin izlerle hafızamızda yer alan Balkusan köyü camii önünde Cuma olması nedeniyle birçok dost ve akrabalarla görüşüyoruz. Eski ve yeni muhtarlarla sohbetler ediyoruz.
Köyün en yaşlısı Ömer Gümüş amcayla (1926) ile cumaya giderken karşılaştık ve görüştük, ancak Balkusan’ın yüz yıllık köy tarihini kendisinden dinlemek üzere başka bir gün aldık.
Cumadan sonra konuşan çeşmede kavun, peynir, ekmek ve helva ile kendimize muhteşem bir ziyafet verdikten sonra Gındam Boğazına doğru hareket ettik. Gındam Boğazı lebalep kamp çadırlarıyla doluydu.
Torosların bu bölgesine Çallar Bölgesi denir.
Çal: ormanlık alan demektir. Tekeçatı, Bük, Kapıcık Çallarını daha önceleri defalarca görmüştük. Şimdi programımızda Damlaçalı vardı.
Damlaçalına girdikten sonra arabamız adam boyu otların arasından geçiyordu, kendi aramızda bu otların temizlenmesinin, Allah korusun, bir orman yangınının önlenmesinde çok etkili olacağını düşündük.
Çam, ladin, katran, sedir, ardıç ve köknar ağaçları dört yanımızı gölgeliyor güneşin üstümüze bastırmasını önlüyordu. Sedir ağaçlarının zirveleri henüz bembeyaz kozalaklarıyla bezeliydi.
Damlaçalının mutena ve tenha bir köşesinde yer alan Küllin / Roma Darphanesine geldiğimizde saat dördü gösteriyordu.
Burası el yapımı bir büyük önü açık indir. İllegal kazıların henüz dumanı üstündeydi. Toprağı kül renginde olan küllin çevresinde de, bu darphanede çalışan işçilerin doğal ya da el yapımı oyma in evleri yer alıyordu.
Her zamanki fikrimi burada da yazıyorum: klasik deyimle zor günlerden ve ekonomik sıkıntılardan geçen ülkemiz büyük medeniyetlerin üzerine kapaklanmış haldedir. Bu medeniyetlerin hazine ve defineleri henüz çok bakirdir. Devlete hükmedenler, büyüklerimiz, TBMM, Cumhurbaşkanımız, gelin bir yasa çıkarın bu yeraltındaki maddi varlıklarımızı ekonomiye kazandıralım.
Kaçak göçek bu illegal durumları sıfırlayalım, devlet en son teknoloji iletişim kanallarını harekete geçirsin ve bu işlenmiş, paraya dönüştürülmüş yeraltı zenginliklerimizi yine son teknoloji araç gereçlerle Türkiye’nin hizmetine sunsun!
Damlaçalının, bu herkese açık cennetin içinden çıktığımızda kendimizi yine büyük bir damın çeleninin ucunda buluyoruz.
Buradan bakınca gözümüzün alabildiği kapsamda, Gülnar köyleri, Ermenek Çamlıca, Kayaönü, ve Gökçeseki köyleri, Mennan kalesi, Delikli kaya, Philadelphia antik kenti ve Gezende Barajının da yer aldığı bir vadi yer alıyor.
Çamlıca’da arkadaşımız Tevfik Kanmaz’ın kahvesinde çaylarımızı içtikten sonra Ermenek’e doğru hareket ederken başka bir önemli tarihi ve doğa gezisinde buluşmaya söz vererek ayrılıyoruz.
Hoş olun, hoşça kalın!
Daha yazılacak çok şey var!