Mükremin Kızılca

Bize ne oluyor?

Mükremin Kızılca

Zaman zaman bu soruyu hep sorarız; bize ne oluyor?

Aslında bu soruyu sadece zamanımızda değil yüzyıllardır belki binlerce yıldır soruyoruz, bize ne oluyor?

Bu “bize ne oluyor?” sorusunu sorduranlar da bizleriz. Ne olur Allah aşkına Rasülüllah sevdasına biraz daha dikkatli olsak. Bu insanlar bizim, bu vatan bizim, bu diriler bu ölüler bizim.

Farklı bir şey söylemek, farklı bir harekette bulunmak güncel deyimle protest olmak bize keyif verebilir, ama başkalarının keyfini kaçırırsa kul hakkı ihlali olabilir.

Bu seferki “bize ne oluyor” sorumuzun sebebi bugünlerde şahit olduğumuz iki olaydır.

Bir

Kendilerini ateist ilan eden ünlü kişiler vefat ettiği anda bir paylaşım furyası başlar “camiye gelmesin, imamlar namazını kıldırmasın” gibi.

Biz bu konuyu tabii ki uzaktan izliyoruz, işin tam aslını bilemiyoruz, eğer adam ateist ise veya “beni gömmeyin yakın namazımı camiye getirmeyin” gibi bir şeyler söylediyse ailesi bunu ilgili mercilere iletir ve gereken yapılır sanıyorum.

Mesela bu hususta ünlü komedyen Aziz Nesin gerekeni mertçe yapmış ve geniş bir bahçenin bir köşesine kendisini gömdürerek namazını kıldırtmamış ve asil bir davranışta bulunmuştur.

Bu hususta ölen kişilerin her halükarda birçok hatası bulunabilir bunları kullanarak bir şey yapmanın bir amaca ulaşmanın imkânı yoktur.

Ayrıca bu hususlarda intikam ve hınç alır gibi Müslümanların inisiyatif alarak paylaşımlarda bulunması da yakışmaz. Hayattayken iyi örnek olup veya güzel, ikna edici tebliğlerle irşat edemediğimiz, imanına vesile olamadığımız insanları öldükten sonra eleştirmemiz, çekiştirmemiz yersizdir.

Bin yıldır Anadolu’da beraber yaşadığımız komşularımızın 1924 yılında mübadele ile Yunanistan’a sürülmelerine ağlamamız gibidir bu.

İki

Olaylardan birisi de cenaze namazlarının ailenin uygun göreceği ya da mevtanın vasiyet ettiği kişilerce kıldırılması konusudur.

Eğer ölüm döşeğine yatan, ölüme kurulan bir Müslüman “benim namazımı oğlum, yeğenim ya da falan kişi kıldırsın” diye vasiyet ettiyse buna uymamız gerekmez mi?

Ağlıyoruz, sızlıyoruz, dövünüyoruz, üzülüyoruz ama adamın biricik vasiyetini yerine getirmiyoruz, bu nasıl Müslümanlıktır?

Konya'da Hacı Veyis, Yazır ve Hocacihan camileri vardır, genellikle cenazeler buraya getirilir. Burada birden fazla cenaze bir vakitte kaldırılır ve hepsinin namazı tek tek kıldırılır.

Namaza durmadan önce kısa bir konuşma yapan Cami görevlisi “er veya Hatun kişinin namazını kıldırmak isteyen var mı?” diye sorar ve varsa ölü yakınlarından birisi geçer namazını kıldırır.

Ama ne yazıktır ki bu bazı küçük yerlerde uygulanmıyor ve nahoş durumların ortaya çıkmasına sebep olunuyor.

Buradan Diyanet İşleri Başkanlığı’na sesleniyorum: Sayın başkanım, Sayın hocalarım, Sayın müftülerim siz devletsiniz bu tür basit olaylarla halk arasında gerilime meydan vermemelisiniz!  

Sizler evrensel bir dinin, dünyanın en büyük iyilik hareketi olan İslam’ın temsilcisisiniz, lütfen ölenlerimizin vasiyetini uygulamak için ön alınız!

Allah rızası için caminin önüne gelen bir cenazenin ailesi cenaze namazının kılınması konusundaki mevtanın vasiyetini uygulamak isterse müsaade ediniz!

Kıyameti kopmuş dünyadan alakayı kesmiş olan bir Müslümanın biricik vasiyetini yerine getirmemek veya ailesine yeni bir üzüntü yaşatmak İslami bir durum olmasa gerektir.

Yazarın Diğer Yazıları