
Arap Kültürü ve İslam
Mükremin Kızılca
Son yıllarda İslam'ı Arap kültürüyle karıştıranlar görülüyor.
Bu hususta İslam’ı itibarsızlaştırmaya çalışan ateistler ve İslamofobia kışkırtıcıları başı çekmektedir.
Bu muharriklerin en tehlikelisi de din ve ilahiyat kisvesi altında hareket ederek güya tabanda daha inandırıcı olduklarını zanneden kişiler ve çevrelerdir.
Bu kişi ve çevrelerin Hadis inkârlarına gerekçe olarak gösterdikleri ilk nokta Arap Kültürünün İslam’a karışması gibi görünürde masum bir görüştür. Oysa bu ümmetin uleması bin yıldır sahih hadisleri ayıklamakla ve İslam dışı bütün kültürlerin İslam’a girmesine mani olmakla meşguldürler.
İslam’ın ve Kur’an’ın kıstaslarına vurularak uydurma hadisler tespit edilmiş ve asla uygulama alanına alınmamıştır. Sahih hadisler için ise İlahi nokta konulmuştur:
“O, nefis arzusu ile konuşmaz. Onun konuşması ancak, bildirilen bir vahy iledir.” (Necm 3-4)
Tam aksine İslam, Arap kültürünü yıkan bir sistemdir.
İslam'ın Kur'an ve sünnet refakatinde mücadele ettiği en önemli husus Arap kültürüdür. Bu nedenle kendi akrabaları olan son peygamberi bile kendi doğduğu topraklardan çıkarmışlardır.
İslam’ın Arap Kültürüyle nasıl mücadele ettiğini meal okuyucuları bile rahatça anlayabilir.
Bu hususta bu makalemde bir hususu ele alacağım: Müşriklerin Babalarımızın Geleneği Savları!
Tabi ki ata baba geleneğine bağlı oldukları gerekçesiyle sadece son peygambere değil peygamberlerin tümüne karşı gelerek imandan mahrum kalmışlardır.
Yani İnsanlar kendilerine yapılan tevhit inancı tebliği karşısında ya atalar kültürü ya da peygamberlerin tebliği arasında tercihi büyük çoğunlukla atalar kültürü yanına kullanmışlardır.
Bilindiği gibi peygamber efendimiz ve diğer Arap asıllı peygamberlerin tebliğine karşı çıkan Arapların değişmeyen söylemlerinden birisi de: Babalarımızdan gelen kültürümüzü kötülüyor ve yeni bir inanç sistemi ihdas ediyorsun, şeklindedir.
İslam Arap Kültürü mücadelesini anlamak için Yüce Peygamberimizin hayatına bir göz atmak kâfidir.
O mübarek insan ömrü boyunca Arap Kültürünü yıkarak saf ve Hanif bir İslam Tevhit inancını yerleştirmeye çalışmıştır.
İlk peygamberlik yılları olan Mekke döneminde baba ve ata gelenek ve kültürlerinden kopamayan nice Araplar onu gördükleri halde imansız olarak toprağa düşmüşlerdir.
Araplar baba geleneklerini, diğer içlerinden çıkan Salih, Hud ve Şuayb gibi soydaş peygamberlere karşı da aynı savda bulunduklarını aşağıdaki ayetlerden öğreniyoruz.
Peygamber efendimizin “Tevhide gelin, Allaha ve bana itaat edin!” çağrılarına verdikleri cevabalar buna şahittir.
“Onlar, “Sen bize tek Allah’a ibadet edelim, atalarımızın ibadet edegeldiklerini bırakalım diye mi geldin? Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi bizi tehdit ettiğin azabı bize getir” dediler.” (Araf 70)
“Dediler ki: “Ey Şu'ayb! Babalarımızın taptığını, yahut mallarımız hakkında dilediğimizi yapmayı terk etmemizi sana namazın mı emrediyor. Oysa sen gerçekten yumuşak huylu ve aklı başında bir adamsın.” (Hûd 87)
“Onlar şöyle dediler: “Ey Salih! Bundan önce sen, aramızda ümit beslenen bir kimseydin. Şimdi babalarımızın taptıklarına tapmamızı bize yasaklıyor musun? Şüphesiz, biz senin bizi çağırdığın şeyden derin bir şüphe içindeyiz.” (Hûd 62)
“Peygamberleri dedi ki: “Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var? (Hâlbuki) O, günahlarınızı bağışlamak ve sizi belli bir zamana kadar ertelemek için sizi (imana) çağırıyor. Onlar, “Siz de bizim gibi sadece birer insansınız. Bizi babalarımızın taptıklarından alıkoymak istiyorsunuz. Öyleyse bize apaçık bir delil getirin” dediler.” (İbrahim 10)
Şirk ehli Araplar en büyüklerinin adları Kur’an’da da geçen putlarını işlerine göre sınıflandırarak eski Yunan medeniyeti putperestliğinde olduğu gibi putları türüne göre işlerinde yardımcı biliyorlar ve o putlardan yardım istiyorlardı.
“19,20. Lât ve Uzza'ya ve diğer üçüncüsü Menat'a ne dersiniz? 21. Erkek size de, dişi O'na mı? 22. Öyle ise bu çok insafsızca bir paylaştırmadır.23. Onlar ancak sizin ve atalarınızın (ilâh edindiğiniz şeylere) taktığınız isimlerdir. Allah, onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Onlar (putperestler) yalnız zanna ve nefislerin arzusuna tâbi oluyorlar. Andolsun ki, kendilerine, Rableri katından yol gösterici gelmiştir.” (Necm Suresi)
İslam, “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-Aliyyi’l-Azim / Bütün güç ve kudret ancak yüce Allah’a aittir.” ilkesiyle Arapların putperest kültürünü yerle yeksan etmiştir.
Bu nedenledir ki İslam’ın Arap Kültürüyle en ufak bir alakası yoktur.