
Ancak Müslümanlar Kardeştir
Mükremin Kızılca
“Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki esirgenesiniz.” Hucurat/10
Bu ayet-i kerime sanki bu gün inmiş gibi tazeliğini tüm ayetler gibi korumaktadır;
1-ancak müminler birbiriyle kardeştir.
2- birbirine düşen, ferdi, ictimai ve devli açıdan Müslümanların arası barışla bulunmalıdır. Küfür ehlinin tek yumruk olduğu ve hakka saldırdıkları devrimizde Müslümanların halleri içler acısıdır. İslam ülkeleri biri birinden kopuktur. Bir İslam ülkesi içinde ki Müslümanlar birbirinden kopuktur. Tek amaca yönelik İslam’a hizmeti amaçlayan cemiyet ve cemaatler biri birinden kopuktur. Herkes kendi yanındakiyle övünmekte ve tek yumruk olma ve araları bulma gibi bir tasaları yoktur. Zira Müslümanlar başıboş bırakılmışlar, emirsiz ve âmirsiz hale getirilerek biri birleriyle boğuşmaları sağlanmıştır.
Şu dünya da ki Müslümanların genel haline bir bakalım diyeceğim ama bunu anlatmağa ciltler dolusu kitabın yetmeyeceğini biliyorum. Kısacası yukarıda ki ayete inat birbirini tanımayan ülkeler, Müslümanlar ve devletler ve bu ülkelerde yaşayan, yaşamağa çalışan aç biilaç insanlar ve öte yanda aynı ülkelerin her yıl araba değiştiren, kendi ülkesine bile güvenmeyip parasını yabancı bankalara yatıran dolar delileri.
Ey Müslümanlar yukarıda ki ayeti aramızda uygulamazsak dış düşmanlardan önce içerde Müslümanlar birbirini boğazlayarak kıyametlerini koparacaklar. bir bakalım şu sefil dünyada ki İslam ülkelerine hangisinde iç savaş yok, hangisinde kargaşa ve herc ü merc yok, hangisinde terör yok? Biz Müslümanların biri biriyle savaşacak, boğuşacak o kadar çok nedeni(!) var ki saymakla bitmez.
Ey Filistinli kardeşim! Senin sittin senedir dövüştüğün bir düşmanın varken ne oldu da içinde abinle bacınla vuruşuyorsun? Ey Pakistanlı kardeşim ya sen? Ya siz ey Türkiyeli, Suriyeli, Iraklı, Mısırlı, Yemenli Müslümanlar! Neyi bölüşemiyorsunuz, daha 100 yıl önce hepiniz Çanakkale’de üstünüze, hilalinize çullanan haçlılara karşı tek yürek olmamış mıydınız?
Bu günkü Müslümanların içler acısı hali ancak yukarıda ki ayete uyulursa düzelir ve büyük bir İslam birliği kurulabilir. Ama bunu yapmak bir emir ve amire düşmektedir ve bu da Müslümanların elinden alınmıştır. Eğer Müslümanların başında evrensel bir amir olsaydı onun uygulayacağı bir ayet vardı ki işte o ayet dünyada İslam’ı yeniden tek otorite yapacak bir güce sahiptir. O ayet aynı surenin 9. ayetidir, yorumsuz olarak kopyalıyorum;
“eğer müminlerden iki gurup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse artık aralarını adaletle düzeltin ve (her işte) adaletli davranın. Şüphesiz ki Allah, âdil davrananları sever”
Irki gerekçelerle hiçbir Müslüman birbirine saldıramaz, küçük göremez ve eleştiremez bu konuda Allah’ın kevni emrine boyun eğmek zorundadır.
“Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, o'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır. (Hucurat/13)
İşte İslam’ın evrensel beyannamesinin önsözü budur; evrensel bir din, son hak din, son peygamberin bütün peygamberlerin tebliğlerinin özeti olan, tüm kutsal kitapların usaresi olan Kur’an’ı kerimin bu beyannameye attığı şaheser bir imzadır bu.
1-Allahın yanında ırkın, rengin, dilin, bölgenin, milletlerin, halkların, kavimlerin iman olmadıkça hiçbir değeri yoktur.
2-bütün bu görünüşteki ayrılıklar insanların biri biriyle tanışması içindir.
3-Allahın cc yanında en geçerli kazanım takva yani Allaha bağlılıktır.
4-Dünyada insanlar ancak iki kategoride ele alınıp incelenebilir; İslam milleti ve küfür milleti.