Allah'ın İpi: Hablüllah
Mükremin Kızılca
Allah cc, Rabbimiz Teâlâ’nın ipi malum Kur’an-ı kerimdir.
Mukaddes kitabımız ayet eyet indiğinden çoğu ayetleri diğerlerini açıklamak üzere inmiştir. Bunun yanında peygamber (sav) efendimizin sünnetleriyle de Kur’an ayetleri tefsir edilerek ümmetin hayatına uygulamaları sağlanmıştır.
Allah’ın İpi / Hablüllah
“Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.” (Al-i İmran 103)
Bu ayetin sağa sola çekilecek bir tarafı yok: kesin emir budur ki: Kur’an’a sımsıkı sarılıp, ayrı gayrı olmadan büsbütün bir güçlü ümmet olacağız!
Aksi halde peygamberle de ilişiği kopuyor!
“Şu dinlerini parça parça edenler ve kendileri de grup grup ayrılmış olanlar var ya, (senin) onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi ancak Allah’a kalmıştır. Sonra (O), yapmakta olduklarını kendilerine haber verecektir.” (Enam 159)
Kardeşim neyi bölüşemiyoruz! Din Allah’ın dini, kitap onun kitabı, peygamber onun tebliğcisi, biz kullar sadece emir kulu değil miyiz?
Ayrı memlekette doğmak, farklı hocalarda yetişmek, benzer kültür atmosferlerinde soluklanmak bizi neden ayrı gayrı yapsın ki!
Peygamber efendimizin şu meşhur, veciz sözü bize ders olmuyorsa daha hangi vaaz ve dersi bekliyoruz?
“Birbirinizi kıskanmayın! Alışverişte kızıştırmak için fiyat oyunu oynamayın! Birbiriniz kin tutmayın, buyuz etmeyin! Birbiriniz arkanızı dönmeyin, arka çıkın! Bitmiş satışa müdahale etmeyin! Allah’ın kulları olarak kardeşçe yaşayın! Müslüman Müslümanın kardeşidir: ona haksızlık etmez, onu küçük görmez, yardımı keserek zillete düşürmez, onu yalancı çıkarmaz. (Eliyle kalbini işaret ederek üç kere) Takva buradadır, kişiye kötü ahlak olarak Müslüman kardeşine hakaret etmesi, onu küçük görmesi yeter! Müslümana Müslümanın kanı, malı, ırzı haramdır.” Sahih-i Müslim
Aksi halde mevcut durum da bir musibettir!
Müslümanların ayrı memleketlerde, ülkelerde, iklimlerde ve coğrafyalarda hatta farklı dillerde ve renklerde olmasının hiç bir önemi yoktur. İslami eğitim ve terbiyeyi farklı okullardan ve mercilerden almaları da kaçınılmazdır. Müslümanlar bu verilere dayanarak cemaatlere ve tarikatlara da ayrılabilirler. Ancak, yukarıdaki hadis-i şerife aykırı olarak, birbirini küçük görmeye başlarlarsa, sadece benim dediğim doğru derlerse, birbirlerini kıskanarak çelme takmaya çalışırlarsa, birbirlerinin yağını kaydırmak için dalavereye başvururlarsa, dünyevi menfaat kesilmesine karşılık diğerlerine eza ve cefaya kalkarlarsa tek bir ümmetin birçok cemaate ve tarikata bölünmesi bir musibet olarak algılanmalıdır:
“De ki: “Allah size üstünüzden veya ayaklarınızın altından bir azap göndermeye ya da sizi muhalif gruplara ayırıp birbirinize güçlerinizin acısını tattırmaya kādirdir.” Bak, anlasınlar diye ayetlerimizi nasıl açıklıyoruz!” (Enam 65)
Her gurup kendi anlayışıyla böbürlenir!
“Allah’a yönelmiş kimseler olarak yüzünüzü hak dine çevirin, O’na karşı gelmekten sakının, namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden; dinlerini darmadağınık edip grup grup olan kimselerden olmayın. (Ki onlardan) her bir grup kendi katındaki (dinî anlayış) ile sevinip böbürlenmektedir.” (Rum 31-32)
Allah’ın ipine sığınmaktan başka çare yoktur!
“Onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah’ın ve (mü’min) insanların güvencesine sığınmadıkça kendilerini zillet kaplamıştır. Onlar Allah’ın gazabına uğradılar ve yoksulluk onları kapladı. Bunun sebebi onların; Allah’ın âyetlerini inkâr ediyor ve peygamberleri haksız yere öldürüyor olmaları idi. Bütün bunların sebebi ise, isyan etmekte ve (Allah’ın koyduğu) sınırları çiğnemekte oluşları idi.” (Al-i İmran 112)
