Ahirette İnanmayanlara Sorular
Mükremin Kızılca
Ahiret asıl hayattır, dünya hayatı onun yanında okyanusta damla bile sayılmaz.
Zira sonsuzun yanında sonlunun bir itibarı yoktur. Sonlu olan dünya sonsuz olan ahireti bir nebze de olsa tanıtmak ve örneklemek için süslenmiştir.
Ahiretin yani sonsuz hayatın yüce kitabımızda çeşitli adlarının yanında bir de Yevmü’l-Hasret adı vardır ki pişmanlık günü demektir.
“Onları, gaflet içinde bulunup iman etmezlerken işin bitirileceği o pişmanlık günüyle uyar.” (Meryem / 39)
İnanmayanlar orada pişman olacaklar ama artık nafiledir, ne onların, “bizi tekrar dünyaya gönder de sana kul olalım” lafları ne de “bizi toprak bari yap da yanmayalım” sözleri kar etmeyecektir.
Zira onlara dünyadayken bu sözleri bile hatırlatılmış ve özrün geçerli olmayacağı teyit edilmiştir:
“Ey inkâr edenler! Bu gün özür dilemeyin! Siz ancak yapmakta olduklarınızın karşılığını görüyorsunuz.” (Tahrim / 7)
Şimdi ahirette inanmayanlara sorulacak soruları içeren ilahi sözlere geçelim.
“(O gün Allah, şöyle diyecektir:) “Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu gününüzün gelip çatacağı hakkında sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?” Onlar şöyle diyecekler: “Biz kendi aleyhimize şahitlik ederiz.” Dünya hayatı onları aldattı ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.” (En’am / 130)
“İnkâr edenler grup grup cehenneme sevk edilirler. Cehenneme vardıklarında oranın kapıları açılır ve cehennem bekçileri onlara şöyle derler: “Size içinizden, Rabbinizin âyetlerini size okuyan ve bu gününüze kavuşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?” Onlar da, “Evet geldi” derler. Fakat inkârcılar hakkında azap sözü gerçekleşmiştir.” (Zümer / 71)
“Neredeyse cehennem öfkeden çatlayacaktır! Oraya her bir topluluk atıldıkça oranın bekçileri onlara, “Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?” diye sorarlar.” (Mülk / 8)
“Allah, “Âyetlerim size okunuyordu da siz onları yalanlıyordunuz, değil mi?” der.” (Müminun / 105)
“O gün her ümmeti, diz çökmüş görürsün. Her ümmet kendi kitabına çağırılır, (onlara şöyle denilir:) "Bu gün, yaptıklarınızla cezalandırılacaksınız!" Casiye28
"Bu, yüzünüze karşı gerçeği söyleyen kitabımızdır. Çünkü biz, yaptıklarınızı kaydediyorduk." Casiye 29
“İnanıp iyi işler yapanlara gelince, Rableri onları rahmetine kabul eder. İşte apaçık kurtuluş budur.” Casiye 30
“Ama inkâr edenlere gelince onlara: Âyetlerim size okunmuş, siz de büyüklenip suçlu bir toplum olmuştunuz, değil mi? denilir.” (Casiye 31)
"Allah'ın vâdi gerçektir, kıyamet gününde şüphe yoktur" dendiği zaman: Kıyametin ne olduğunu bilmiyoruz onun bir tahminden ibaret olduğunu sanıyoruz, (onun hakkında) kesin bir bilgi elde etmiş değiliz, demiştiniz” (Casiye 32)
“Yaptıklarının kötülükleri onlara görünmüş, alay edip durdukları şey onları kuşatmıştır.” (Casiye 33)
“Denilir ki: Bu güne kavuşacağınızı unuttuğunuz gibi biz de bugün sizi unuturuz. Yeriniz ateştir, yardımcılarınız da yoktur!” (Casiye 34)
“Bunun böyle olmasının sebebi şudur: Siz Allah'ın âyetlerini alaya aldınız, dünya hayatı sizi aldattı. Artık bugün ateşten çıkarılmayacaklardır ve onların (Allah'ı) hoşnut etmeleri de istenmeyecektir.” (Casiye 35)
“Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda karşılıklı bir övünme, çok mal ve evlat sahibi olma yarışından ibarettir. (Nihayet hepsi yok olur gider). Tıpkı şöyle: Bir yağmur ki, bitirdiği bitki çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kurumaya yüz tutar da sen onu sararmış olarak görürsün. Sonra da çer çöp olur. Ahirette ise (dünyadaki amele göre ya) çetin bir azap ve(ya) Allah’ın mağfiret ve rızası vardır. Dünya hayatı, aldanış metaından başka bir şey değildir.” (Hadid / 20)