Mehmet Kanmaz

Yerli Taşeronların Ezik Halleri....

Mehmet Kanmaz

ABD’nin en yaygın ağa sahip, en ünlü haberajansı Associated Press,İngiltere’nin bir numaralı haber ajansı Reuters, Alman yanın en büyük haber ajansı DPA, Ve dünyanın üçüncü büyük haberajansı, Fransa kökenli AFP; Karadeniz’de Gaz keşfi ile ilgili bağımsız ve objektif haber yapıp özetle okurlarına şöyle haber veriyor:

“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan cuma günü yaptığı açıklamada,Türkiye'nin Karadeniz’de   yeni bir doğalgaz keşfi yaptığını belirterek Ankara'nın yüklü enerji faturasını azaltma umuduyla araştırmalarını yoğunlaştıracağını da sözlerine ekledi.

Gayet dengeli, yansız haber değil mi..?

Peki bizim muhalifler nasıl veriyor?

Hepiniz okuyorsunuz. Hemen bir tık sonra sosyal medyada “Yine ne gazı yeaa… ”Hadsizliğine dönüşen “Yine gaz buldular…”havasında veriliyor.

Bir insan ülkesine bu kadar mı inanmaz? Ülkesinin başarı Hikayesine bu kadar mı üzülür? Bu nasıl bir ezik ve müstemleke ruh halidir?

Hiç mi geçmez bu Ezik haller hastalığı..? De ki bir zamanlar öyle idin, hiç mi ilerlemeyeceksin? Acılarınla, aşağılık kompleksinle çok mu mutlusun?

Türkiye başarılı olduğu anda neden hemen otistleşip kafanı duvarlara vura vura “Hayır!... Olamaz! ....Kendimi keserim...! “ moduna giriyorsun?

Yukarıdaki haberler, ilgili ülkelerin kendi okuyucuları için verdikleri yansız diyebileceğimiz haberler.

Ancak aynı ajansların yurtdışına  kaçan yerli uzantılarında algı operasyonları ber devam..Çünkü orada devşirmeler var. Türkiye’de olumlu bir gelişme olsa üzüntüden yataklara düşecek sömürge “aydınları” oralarda yuvalanmış durumda.

Dün bir tanesi Deutsche Welle’nin Türkçe internet sitesinde nasıl da “mutmain” olmadığını anlata anlata bitiremiyordu. Derdi ne diye baktım, “Nasıl olur da Sayın Emine Erdoğan Sıfır Atık projesi ile Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı UN-HABİTAT’tan ödül alabilirmiş!”

E, almış işte. Sevinsene…

Hayır.

Yani ödülün geldiği yer Birleşmiş Milletler olmasa Birleşmiş Milletler'e şikâyet dilekçesi yazar bunlar.

Allah;kimseyi ülkesinin başarıları için üzülecek kadar vartaya düşürmesin…

Evet, biz de farkındayız, ülkemiz İran, Irak Kuveyt gibi bir petrol ülkesi değil. Yoksa dünyanın petrol ve doğalgaz kaynaklarını daha yüzyıl önce metreküpüne kadar hesaplayıp ona göre Orta Doğu’yu aralarında bölüşen ABD ve Avrupa çoktan tepemize çöker, bizi de “bataklık” haline getirdiği Orta Doğu’ya eklemenin yollarını arardı.

Korkarım ki kurtuluş savaşımız hala sürüyor olurdu. (hala sürüyor..! Kanaatindeyim..! )Misak-ı Millî’mizden neden Musul ve Kerkük’ün çıkarıldığını hala anlamadınız mı?

Ama dertleri bu değildir ki Türkiye az da olsa doğal kaynaklarını aramayacak.

Sınırlı miktarda da olsa, Türkiye’yi birkaç on yıl rahatlatacak kadar bile olsa o doğalgazın çıkarılması bir vatan borcudur. Bunun için onun bunun askeri olmaya gerek yok, insanını sevmek, onunla kavgalı olmamak yeter.

Neyse sözün özü ne acıdır ki ülkemizin en büyük düşmanları, en azılı nefret edenleri ülkemin tam da içindeler,ve tek dertleri de memleket bir an önce batsın,Türkiye eski Türkiye olsun...!

Cumhurbaşkanımızın iktidarı son bulsun kendileri de bu enkazda sevinç çığlıklarıyla dans edebilsinler.

En sevdikleri laf da “Sözün bittiği yerde yiz” ve bunu daha 2002’de İktidar halkın hizmetine geçtiği gün söylemişlerdi.

Aslında gerçekten de söyleyecek sözleri daha o gün bitmişti, çünkü halk onları artık dinlemek  istemediğini açık ve net olarak belirtmişti

Yazık ki ne ağlamaları bitiyor ne dedikodu ları,insan olan insan ülkesinin güzellikleri ile kazanımları ile Kimden ve nerden gelirse gelsin zulme karşı duruşu ile iftihar etmek varken neden Ezik haller içine girer anlamakta zorlanıyoruz...  Siz ne derseniz...

Yazarın Diğer Yazıları