Mehmet Kanmaz

Nur Sempozyumunun tahlili

Mehmet Kanmaz

İstanbul İlim ve Kültür Vakfı tarafından organize edilen ve Bediüzzaman Sempozyumlarının on birincisi olarak kayıtlara geçen “Kur’an ve Sünnet Rehberliğinde bir İman Hizmeti; Müsbet Hareket” başlığı altında 01-03 Ekim 2017 tarihlerinde istanbul’da yapılan sempozyumun açılış toplantısına ve bilahere sempozyuma katıldık ve binlerce davetlinin bu çağrıya uyarak Haliç Kongre ve Kültür Merkezinin büyük salonunu tıklım tıklım doldurduğunu ve yüzlerce  kişinin de bu konuşmaları ayakta büyük bir merak ve heyecan ile takip ettiğini müşahede ettik.

Müsbet Hareket Sempozyumuna, aralarında İngiltere, Cezayir, Suudî Arabistan, Rusya, ABD, Nijerya, Hindistan, Filipinler, Ukrayna, Pakistan, Bangladeş, Mısır, Fas, Brezilya, Arjantin, Peru, Ürdün, Irak, Kenya, Malez ya ve Endonezya’nın da bulunduğu 40’a yakın ülkeden 600 akademisyen tebliğ gönderdi. Ciddi ve zorlu bir hakemlik sürecinin ardından bu tebliğler den 120 kadarı sempozyumda tartışılmak üzere programa alındı.

Tebliğlerde, özellikle Kur’an ve Sünnet merkezli hizmet metodları, müsbet hareket kavramı, cihad-ı manevi, terör ve şiddet, ihtilaf ahlakı, sosyal problemlere çözümler, vb. gibi pek çok konu tartışmaya açıldı ve bu konularda uygulanabilir bir hizmet modelinin esasları konuşuldu. Sempozyum icra edilirken, sunum ve tartışmalar simultane tercüme ile Türkçe, İngilizce ve Arapça olarak katılımcılar tarafından takip edildi.

Sempozyumun açılış toplantısı, TBMM’nin açılış gününe denk gelince, hükümet yetkililerinden kimse bu önemli sempozyuma iştirak etme imkânı bulamadı. Fakat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve Başbakan Binali Yıldırım’ın göndermiş oldukları mesajlar, çok önemli noktalara temas etmekle birlikte, devlet yetkililerinin Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerine olan samimi bakışlarının da en yüksek seviyeden bir ilanı hükmüne geçti.

Sayın cumhurbaşkanımız mesajında; ‘’DEAŞ’tan FETÖ’ye kadar masum insanları katleden, bölgemizi kan ve gözyaşına boğan terör örgütlerinin en büyük istismar aracı, cihat, dava, hizmet, hayır gibi dinimizin mukaddes kavramlarıdır. Dine hizmet için ortaya çıktığını iddia eden ve birçok ülkede zemin bulan bu sapkın yapıların ana hedefi, bizatihi Müslümanların kendisi dir,Son yıllarda yaşadığımız acılar, bize dinimizin sahih kaynaklar dan ve muteber âlimlerden öğrenilmesi gerektiğini göstermiştir. Yaşadığı onca sürgüne ve baskıya rağmen “Hakk’a, Halka, Kur’an’a hizmet davası”ndan asla taviz vermeyen Bediüzzaman Hazretlerinin hayatı, bu bakımdan önemli bir örnektir. Üstadın dediği gibi “Sevdası büyük olanın imtihanı da büyük olur. ”İnşallah elbirliği içinde çalıştığımız, Mevla’ya güvenip, hakikate ram olduğumuz sürece üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir imtihan yoktur.’’ifadeleri ile yoğun alkış ve dualar aldı.

Tarihe bir not düşmek bakımından Başbakan Binali Yıldırım’ın da mesajına değinmekte yarar vardır. Başbakan Yıldırım mesajında Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin “Milletimizin imanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur” sözünü hatırlatıp, "bu söz İslam’a ve Kur’an’a adanmış bir ömrün en açık ifadesidir" diyerek mesajına  devam etti……

İstanbul Müftüsü Hasan Kamil Yılmaz’ın sempozyum açılış toplantı sına katılarak yaptığı konuşma da‘’Bediüzzaman'ın talebelerinden anarşiye katılan, bozgun çıkaran hiç kimse çıkmamıştır. Hep müs bet  hareket ederek, sürekli ihtilaf ve kavgadan uzak tutmuştur. Devletin, milletin aleyhinde olmamıştır. Bir terör örgütünü Nur cemaatinin içinde çıkmakla algı oluşturmaya çalışanlara şunu hatırlatalım. 1980'li yıllarda Nurculuk kendi içinden atmıştır. FETÖ üzerinden Said Nursi ve Risale-i Nur'a bakmak fitnedir. Bu yapı üstünden nurculuğu okumak, cemaat ve tarikatları aynı kefeye koymak büyük bir yanlıştır.’’ifadeleri ile adeta yüklü mesajlar verdi

Yöneticilerimiz, FETÖ ile Nur Talebelerinin birbiri ile hiçbir münasebetinin olmadığını gayet iyi biliyorlar. Risale-i Nur ve Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin ‘’Müsbet Hareket’’ metodunun, FETÖ gibi bir şer örgütü ve cinayet şebekesi ile hiçbir benzerliğinin olmadığını ve olamayacağını aklı zerre miktar başında olan ve art niyetli olmayan herkes anlar ve bilir.

Yazımızı;Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin talebelerine verdiği en son derste geçen şu sözleri ile noktalıyorum: ‘’Bizim vazifemiz müsbet hareket etmektir. Menfî hareket değildir. Rıza-yı İlâhîye göre sırf hizmet-i imaniyeyi yapmaktır, vazife-i İlâhiyeye karışmamaktır. Bizler âsâyişi muhafazayı netice veren müsbet iman hizmeti içinde her bir sıkıntıya karşı sabırla, şükürle mükabele etmeye mecburuz”dua ve muhabbetle..

                                                                 

 

Yazarın Diğer Yazıları