Mehmet Kanmaz

Millete yapılan 27 mayıs darbesinin tahlili

Mehmet Kanmaz

Türk siyasi tarihinin ve düşünce dünyasının önemli isimlerinden rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti, fakülte öğrenciliği sırasında 1944 Mayısında meydana gelen olaylara karıştığı için bir süre hapis yatmış, hapisten çıktıktan sonra öğrenim için aynı fakülteye başvurmuşsa da bu isteği reddedilince dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'e hitaben yazdığı ve "Yüksek makamın alçak vekiline" diye başlayan yazı yüzünden yeniden hapsedilmiştir.

İşte o yıllarda Ankara Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesinin 3. sınıfında öğrenciyken 3 Mayıs 1944 yılında tutuklanıp huzura çıkarılan rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti ye şöyle der; Ankara'nın Kudretli! valilerinden Nevzat Tandoğan, "Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: Birincisi, çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. İkincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek." der.

İşte Nevzat Tandoğan'da şekillenen bu zihniyet; kurulan yeni Cumhuriyet 'te kendisini ayrıcalıklı sayan, Cumhuriyet'in anlamının toplumu meydana getiren tüm bireylerin vatandaş olarak eşit statüde olduğunu anlamayan bir avuç elit zümreyi ifade ediyor.

Cumhuriyet geçmişimize baktığımızda elit zümre her zaman kendini hisset tirmiş, halkına hep tepeden bakan bu zümrenin, kendi dünya görüşü ve hayat  biçimine uymayan, demokratik yollarla iktidar olmuş hükümetleri darbelerle yıkmışlardır.

14 Mayıs 1950 ‘de Artık millet söz sahibiydi. Millet söz sahibi olduğu için de, yıllar yılı onun rağmına yapılan icraatlara son veriliyor, milletin istediği işler yapılmaya başlıyordu.Yıllardan beri millete karşı yürütülen dinî baskı lar, dine yönelik yasak ve engellemeler DP gelince son buluyordu. Mende res hükümeti daha ilk ayında 18 yıllık aslına uygun olarak okutulması yaslanan ezana hürriyetini veriyor, ezan serbest bırakılıyordu.

“Türk Milleti Müslümandır ve Müslüman olarak kalacaktır. Evvela kendine ve gelecek nesillere dinini telkin, onun esasını ve kaidelerini öğrenmesi, ebediyen Müslüman kalmasının münakaşa götürmez bir şartıdır” diyen Menderes’ti. Bunun için, ezanın aslına çevrilmesine sebep olduğu için Menderes, “İslâm kahramanıdır.”

Menderes devri, demokrasi, hürriyet ve dini inkişaf devri olduğu kadar, fakirlikten kurtuluşun diğer bir adıydı…

1950’den itibaren, köylüler, çiftçiler kentlere gelmeye başladılar. Onların çocukları da okumaya, meslek sahibi olmaya ve siyasete girmeye başladı lar. Ankara valisi Nevzat Tandoğan’ın ifadesiyle ”Öküz Anadolulular” çiftçi lik ve askerlik dışında da iş yapmaya başladılar. Milleti sürü sayan zihniyet bundan rahatsız olmaya başladı. 27 Mayıs 1960’da askeri darbe ile iktidarı ele geçirdiler.

27 Mayıs darbesi demokrasinin infazıdır. Aradan geçen 60 yıla rağmen 27 Mayıs 1960 ihtilalinin demokrasiye sürdüğü kara leke hala hafızalardaki tazeliğini koruyor.

Bu ülke başbakanını ve iki bakanını asarak demokrasi tarihine kara bir leke bırakmış, demokrat dünyaya Türkiye’yi rezil etmiştir.27 Mayıs zihniyeti devam ediyor. Demokratik yollarla iktidar olamayacağını anlayanlar bugün de konuşarak aynı zihniyetin devamı olduklarını söylüyorlar.

Menderes? Millete millet olduğunu hatırlatmış. Ulus’a giremeyen çarıklı köylüler özgürce girebilmiştir. Milletin devleti ile kucaklaşmasını sağla mıştır. Ülke için yaptığı maddî hizmetlerinin yanında manevî hizmetlere önem vermesi misyonun olmazsa olmazı olmuştur. Neydi Menderes’in suçu? Menderes geldi, “Yeter! Söz milletin!” dedi. Milleti fakirlikten kurtardı. Millet insan olduğunun farkına vardı. Sen misin millete insan olduğunu, gücünü ve asaletini hatırlatan! Sen misin sözün millette olduğunu söyleyen! 27 Mayıs 1960’da ihtilale görevine son verilmiş sonra haydi darağacına!

Elhasıl;sevgili dostlar asıl mesele nedir biliyormusunuz;bu milletin değer lerine sahip çıkmak…bu sebeple Senin asıl suçun, bu ülkede millete millet olduğunu hatırlatmak ve ona özgüven aşılamaktır. Onun sevgisini kazan maktır,Aslında asılan Adnan Menderes değildi. Asılan milletin gücüydü. Asılan milletin değerleriydi. Asılan milletin ta kendisiydi….Rabbim demokrasi şehitleri üç fidana rahmet etsin..bizlere’de feraset versin…

Yazarın Diğer Yazıları