
Kuşatmanın farkındamıyız..…
Mehmet Kanmaz
Dıştaki ve içteki hain ittifak grupları ve onların taşeronlarına göre;Türkiye’nin OHAL ilan edip 14 aydan buyana da devam ettirmesi,şer ittifaka göre baskıcı rejimin sonuçlarıdır,bu ülkede onlara göre gazeteciler tutuklanıyor, fikir özgürlüğü kalmadı, Herkesle kavgalıyız, dış ilişkilerimiz kötüye gidiyor, AB üyeliği hayal oldu, Ordunun içini boşaltıyoruz, güvenlik zayıflıyor, NATO’dan kopuş başladı….
Bu yorumlar yabancı basının ana eksenini oluşturuyor, tabi bizim yerli “kes-yapıştırcılar” da aynı fikirde. Peki, hanginizin ülkesinde, kaç darbe oldu? Kaç darbe girişimi başarısız oldu? Kaç darbe girişimini halkınız çıplak elleri ile engelledi? Hanginizin ülkesinde devlet kadroları ile 40 yılı aşkın süre uğraşıldı? Hanginizin meclisi bombalandı? Daha önce böyle bir olay yaşadınız mı? Modern dönemde böyle bir tecrübeniz var mı? Öyle ise ne yapılması gerektiğini nereden biliyorsunuz? Yanlış yaptığımızı nereden biliyorsunuz? Olağan hallerde neler yapılması gerektiğini biz de biliyoruz Peki ortada olağan üstü bir hal yok mu?
“Desperate times call for desperate measures” (Zor günlerde alınan önlemler de ağır olur) lafı sizin değil mi? Ne yapalım mesela? Darbe girişiminde bulundular ve başaramadılar. Tamam darbe olmadı, ne yapalım, ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi normale mi dönelim? Darbe yapmaya çalışanları salıverelim mi? Yargılamayalım mı? Soruşturmayalım mı? İki terör eylemi olduğunda siz haftalarca olağan üstü hal ilan ederken, 250 kişiyi demokrasiye şehit veren biz, “acımadı kii, acımadı kii…” deyip işimize gücümüze mi bakalım?
Hayır, karikatürize etmiyorum. Yabancı medyanın bizden istediği tam da bu. Oysa artık sağır sultan da duydu ki, ülke 2013’ten itibaren bir kuşatma ve saldırı altında. Bir ülkeyi “düşürmenin” tüm koşulları adım adım yerine getiriliyor. Gezi gibi soytarılılıklar finanse edip kriz çıkarma, ülkeyi yönetilemez hale getirme, 17-25 Aralık gibi sahte “temizlik” operasyonları ile kurumlara/siyasilere saldırma Hendek gibi terör eylemleri ile ülkeyi savaş alanına çevirme Devlet başkanını diktatör ilan edip şeytanlaştırma, uluslar arası mahkemeye çıkarmaya çalışma, TIR operasyonları ile ülkeyi de teröre destek veren “rouge state” (düşük ülke) ilan etme. Böylece ülkeyi izole etme ve yalnız bırakma, millet vekillerine, bakanlarına ziyaret izni vermeme Ve tabi her aşamasında da ekonomik kriz çıkararak halkı hükümetin karşısına dikme. Bunların hepsi adım adım denenmedi mi?
Her adım bir diğerinden daha sert olmak üzere yapılan bu operasyonlarda en son kamikaze bir dalışla darbe denenmedi mi? Peki, sırada ne var? Her adım bir öncekinden daha sert ve daha kanlı olduğuna göre, şimdi neyi deneyeceksiniz?
Bükemediğiniz eli öpecek misiniz, yoksa sil baştan bütün basamakları tekrar mı deneyeceksiniz? Çünkü FETÖ haydutlarının mahkemelerdeki tavırlarına bakıyorum da hiç ömür boyu hapis yatacakmış kaygısı taşıyor gibi değiller, artık onlara ne umutlar veriyorsanız? “Nasıl olsa bu iktidar gider, siz de serbest bırakılır, kaldığınız yerden devam edersiniz, moralinizi bozmayın” mı diyorsunuz Ya da, bunları yakaladınız ama daha elimizde çok kullanışlı ebleh var, mankurt var mı diyorsunuz?
Çünkü hiç vazgeçmişe benzemiyorsunuz. İyi de, biz de bir milim geri adım atmadık, atmayacağız her planın ve tuzağın farkındayız….bizim yanımızda tuzak yapıcılarının esas sahibi var o inşallah.kuşatmayı yarıp güzel yarınlara varmamızı sağlayacaktır o kudret’te ihmal olmaz o sadece imhal(erteler) eder zamanı gelince’de hükmünü ortaya koyar inşALLAH ..