Mehmet Kanmaz

Kürtler tehlikenin farkına vardımı

Mehmet Kanmaz

Ülkemiz maalesef tekrar ateş çemberine girdi ya…akıl vericiler, toplum mühendisleri yine sahaya indi ve ekranları dolaşmaya başladı….”ben demiştim ama demeye başladılar”…en mühimide hadiselerin dışında olup 07 Haziran sürecinde BDP’ye oy veren kürt vatandaşlar ile kerhen destek veren kararsızlardan pişmanlık sözleri duymaya başladık……!

20 Temmuz’dan bu yana 60’şı aşkın şehit var.Şimdi herkes barış güvercini oluverdi.
Emanet oy verenler emanetlerine hıyanet edildiğini daha yeni yeni anlamaya başladılar.

En sonunda BDP eşbaşkanıda “halkın silah bırakma taleplerine Kandil de kulak vermelidir, iş araçlarının yakılmasını asla tasvip etmiyoruz” gibi bir şeyler gevelemeye başladı.
Hani şu “Korkmayın sizi asmayacağız sadece yargılayacağız” diyen beyaz kürt

Peki, bu kadar saf olmaya gerek var mıydı?

Siz, Kürt sorununa, en demokratik yaklaşımını sağlamış hükümetini ve başkanını “birinci düşman” ilan eden beyaz Kürtlere nasıl oldu da inandınız?
Dünyanın en büyük anti-komünist ülkesinin, komünizmi dünyadan silmek için milyonlarca cana kıymış ülkesinin “bizim Marksist müttefiklerimiz” dediği bir grubun Marksist olabileceğine nasıl inanabildiniz?

Hadi uluslararası ilişkilerden haberiniz yok,

Peki Kürtçe türkü söyleyecek diye Ahmet Kaya’yı şerefsizlikle suçlayan, karakter suikastı yapan, en sonunda yurt dışına kaçıran bir medya grubunun BDP eşbaşkanını kanal kanal gezdirip bağlama çaldırmasına da mı uyanmadınız? Ahmet Kaya’ya vur-kurtul, Selo’ya ver-kurtul kampanyası düzenleyenlere inanıp nasıl oy verdiniz?
Objektif olalım. Belli ki maksat “bağımsız devlet kurmak”.

Bu yolda her masaya tekme atılır. Belki bu anlaşılır bir şey ama size bağımsız devlet sözünü veren ABD, İngiltere ve Almanya’nın bugüne kadar tek bir bağımsız ülke kalmaması için mücadele eden emperyalizmin ana ekseni olduğunu nasıl göremezsiniz?

Ne yani, devletin kalmadığı Suriye sınırında size iki kanton kurdurdular diye bağımsız devlet olacağınızı mı sandınız? Hadi emperyalistlerin gönlünden belki orada bir kukla devlet kurdurup, Kürt petrolünü Araplara Türklere “yedirmeden” Lazkiye limanından kaçırmak vardır, (tıpkı Kuveyt sahte devletinin tam körfez ağzında kurdurulup Irak petrolünün emilmesi gibi) olabilir.

Bu da emperyalistler açısından anlaşılır bir şey. Ama gönüllerinden ne geçerse geçsin, bunların Türkiye gibi büyük bir NATO müttefikinden vazgeçip sizin için Türkiye’yi harcayacaklarını mı sandınız? Merak etmeyin emperyalistler sizin kadar aptal değil.

Tabi başından beri barış düşmanı olan yerli ırkçılarımız da savaşın yeniden başlamasına sevindiler. Çünkü artık şehit cenazelerinde bayrak sallayıp, “işte bakın Kürtlerden adam olmaz, biz demiştik size” diye yangınla körükle gitmek mümkün oldu. Bazıları için her cenaze birkaç bin oya tekabül ediyor. Onların “ölü seviciliği” de solcularınkinden az değil.

Kimse sevinmesin.
Bu ülkede çok barış masaları devrildi, çok barış masaları kuruldu.
Türkiye 1990’lara mı döndü?
Hayır!
90’larda devlet terörist ile halkı birbirinden ayırmıyordu. Devlete göre herkes potansiyel teröristti. Alçak yoğunluklu bir savaş sürdürülüyor, ne kazanılıyor, ne de kaybediliyordu. Böylece ülke sıkıyönetimlerden, hükümetler askerin verdiği ayarlardan kurtulamıyordu.

Şimdi köprülerin altından çok sular geçti. Ordu işini yapıyor. Hiç acımadan tüm şüpheli noktaları yerle bir ediyor ve bu arada da halkı teröristten dikkatle ayırıyor.
Bunun faydasını çok yakında göreceğiz. Barış yapsınlar diye BDP’ye oy veren Kürtler artık asıl düşmanlarının Türk devleti değil PKK olduğunu yakında çok net olarak görecekler inşallah….

 

Yazarın Diğer Yazıları