Mehmet Kanmaz

Küresel Yönetimde Pradigmalar

Mehmet Kanmaz

Küresel siyaset ve oynanan oyun içindeki pradigmalar için söylenen ve söylenecek O kadar çok konu ve yaklaşım var ki, bunları mâkul bir zeminde değerlendirmek ayrı bir muhakeme ve müzakere ister.

Barış ikliminin perspektifinden bakmak için ortak akılla ve hissiyattan uzak, hamasetten azade bir idrak ve ihtisasla mümkün.

Öncelikle akıl sağlığı yerinde olup, ruh iklimi uygun olanların küresel siyasetteki projeler karşısında, abondene olmamak için insan kaynaklı Sosyal projeler üretmek ve çözümü beraberlikte ve farklılıkları kabullenmekte arayanların doğru bir zeminde buluşma Noktasına varmak mecburiyetindeyiz.

Bu zemini; Farklılıklar zenginliktir perspektifinden bakarak; duymak istemediklerimizi duyacağımız huzura giden basamaklar olarak görüp bir kazanç olarak değerlendirebiliriz. 

Bu sebeple; Kendimizi merkeze koyup başkasını “tukaka” ettiğimiz dayatmacı alışkanlıklarımızdan kurtulma zamanı geldi de geçmektedir.

Değerli Dostlar; ’Elbette küresel siyaset oyununda bu pradigma değişikliklerinde hüküm süren  vadide, Biri merkezci, diğeri yerinde yönetime talip iki bakış ve görüş var,

Biri dediğim dedik, diğeri ise ortak akla ve ahlaka inanan;

Biri kaynakları elinde tutan ve güç peşinde maddi ve manevi faydaya dönüştüren, diğeri ise amme hakkını tabana, herkese ve katılıma açmak isteyen,

Biri doğrularında ısrarcı ve çatışmacı, diğeri ihtiyaçları ve doğruları beraberce düşünen,

Biri dünün alışkanlığında kilitlenmiş, diğeri ise yarının ufkuna açılmak isteyen,

Biri statükocu ve bölünmüşlüğünü başkasının bölmesi olarak gören, diğeri iş bölümünün takım ruhu ile birleştirici cesaretini taşıyan,

Biri negatif, tepkisel, başkasını kötüleyen, çamurda yürüyen, diğeri batağı kurutmak isteyen, yol döşeyen ve eski köprünün ayaklarını tamir ederken yenileyen,

Biri “Tenkıs-ı gayr ile faziletini izhar” modunda ve düşman üretiyor, diğeri aksiyon ve ortak aklın üretimi

Uzayıp gider bu kategoriler…

Küresel siyasetin oyun kurucularının ortaya çıkardığı pradigma değişiminde  toplumun değerlerini sarsan; Sosyal problemlerde ve birlik beraberliği insani ve İslami zemine oturtmada karşımıza çıkan bir başka can alıcı durum ise; 

Ehliyet/uzmanlık/liyakat esaslı yeni bilgi ve yetkinliklere taze ve genç dimağlarla ulaşılabileceği hakikatidir. 

Bunların ihtiyaç ve heyecanları doğrultusunda öndekilerin ve yönetenlerin onlara yol açma, sol şeridi açık tutup geriden gelene yol verip tecrübelerini aktararak icra ve sorumluluğu devretme, mecburiyeti var.

Kaht-ı ricalin (Liyakatlı bürokrat veya devlet adamı yetersizliği)100 yıllık serencamı bu, İstibdat ve muhalefetin negatif sonuçlarının nedeni bu. Selef halefi geçmek zorunda. Eğer bu yol tıkanıyorsa, yetersiz kalıyorsa; İnsanı insan yapan değerlerin, bilimin, aklın, geleceğin, gençliğin çocukların önü kapatılıyor demektir..!

Bunun tezahürleri şahsi, sosyal, siyasi, ekonomik, psikolojik ya da bir başka gerekçenin ideolojik kalıbında ve kapatılmış gündem ve geçmişin babında bizi gergin ve çatışmacı idarecilerin gazabına maruz bırakıyor.

Tarihi arka planı son iki yüzyıldan bu yana boy vermiş ülkemizin ve dünya siyasetinin meselelerine buradan bakarsak, zalimle mazlumun çatışma alanlarını bireyden aileye, takımlardan/gruplardan topluma ve ülkeden/ülkelere uzanarak ruhu ve manayı değiştirmeden insan hakkı anlamında yeni bir anlayış, bakış ve dil geliştirmek, bunun zihni temellerini sağlam bir niyetin zeminine inşa etmek zorundayız.

Hiçbir kudsiyet hak gaspına müsaade etmez. Bunun tevili ve “yaptım oldu” cehaleti, artık hikmet üretecek durumda değil.

Öyleyse dünya siyasetinde bizim değerlerimizle yer almamızın yegane çaresi; kalbimizi muhabbetle, aklımızı bilimle, düşüncelerimizi pozitifle, davranışlarımızı hakkaniyetle buluşturmakla olacaktır.

Gelin buradan bakalım, küreşelleşmeye, aslında insanileşmeye demek daha doğru.

Artık zulüm üzerinden, doğru ve samimi gayreti az, ilmi ve çözümü olmayanların dünü tekrar ederek varacakları bir durak yok. 

Sadece “DUR”ak olurlar. Biz öznesinde durdurmaktan öteye geçemezler. 

Buyurun kalite pazarına, İnsaniyete layık büyük hedeflere ve beşer mecrasında akmaya….. 

Ne dersiniz.

Yazarın Diğer Yazıları